Son günlerde Meclis’teki resmi araçların ne kadar benzin tükettiği haber ve yorumlarını gülerek izliyorum.
AK Partili, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam’ın açıkladığı bilgiler doğrultusunda, TBMM İhtisas ve Uluslararası Komisyon başkanları için aylık 2 bin lira bedelle kiralanan 28 makam aracı için Meclis bütçesinden 1 yılda 454 bin liralık harcama yapıldığını ortaya koydu. (Yakıt dahil) Yani yaklaşık yarım trilyon. (eski tabirle)
Tabi her zaman ki gibi AKP başta gidiyor. Zeynep Armağan Uslu’nun makam aracının 1 yıllık yakıt harcamalarının faturası 30 bin 887 lira oldu. İkinci Ziyaettin Akbulut 25.4 TL, Nabi Avcı da 24.6 TL’lik harcaması ile üçüncü sırada kendine yer buldu.
Evet, AKP bir mantık! ortaya attı. Hantal devletten kurtulalım. Kurtuldular. 135 bin devlet taşınmazını yok pahasına sattılar. Devletin devasa artı stratejik kurumlarını yine aynı mantıkla sattılar. Yeraltı kaynakları yine aynı mantığa kurban edildi. Peki, devlet hafifledi mi? Bu soruya “evet” diyen yalan söylüyordur. İspatı ise evinize gelen herhangi bir faturayı alın, bakın. Devlet sizden kaç kalem verdi alıyor, görün.
Aslında bu mantık Erdoğan ve hükümetinin mantığı değildir. Kapitalizmin mantığıdır. Milli görüş gömleği ile yetişenlerin, çok kısa bir sürede kapitalizme bu kadar aşkla sarılmalarının izahı nasıldır bilemiyorum!
Kapitalizmin mantığı dedik. Nasıl bir mantıktır bu? Cevabı Prof. Dr. Haydar Baş’tan alalım; “Kapitalist sistemin devlet anlayışında -devletin küçültülmesinden- bahsedilirken, bunun anlamı devletin topluma hizmet sunma yönünün küçültülmesidir. Yoksa bu sistemlere göre devletin tek gelir kaynağı olan vergilerin toplanması ve kayıt dışının, kayıt altına alınması adı altındaki devletin güçlü bir şekilde halkın üzerindeki hâkimiyetini savunurlar… Yani küçülen devlet, devletin vergi toplayan yüzü değil, halkına hizmet götüren tarafıdır.” (Sosyal Devlet-Milli Devlet sh:298)
Evet, sana 700 TL asgari ücreti, memuruna yüzde bilmem kaç zammı, tartışarak veren zihniyet, kendine aynı cömertliği (!) göstermiyor. Demek ki, devlet veren el değil alan el olmuş. Alan el ise her zaman zayıftır, acizdir.
Devleti yöneten hükümetin bu vekillerinin yaptıkları bu harcamalar aslında devede kulaktır. Sayın Başbakan iktidara geldiğinde ilk iş olarak Meclis lojmanlarını satmış ve her ortamda bu icraatını övünerek dillendirmiş, alkış almıştır. Ama yaklaşık 15 bin TL’lik vekil maaşı ile 38 bin TL’lik evlerde oturan vekillerinin, bu derenin kaynağı nereden? Sorularına hala açıklık getirmemiştir.
Benzine dönersek! Sayın Başbakan, (Suriye’ye müdahale için ikna turları hariç) iktidara geldiğinden beri 80 farklı ülkeye, 250’den fazla ziyaret gerçekleştirmiştir. Tabi yanılmıyorsam 19 ziyaret ile ABD başta gelmekte. Uçak yakıtları artı Erdoğan’ın yanından ayırmadığı “özel” gazetecilerin masrafları benzinden çoook daha pahalıdır.
Bu ziyaretlerin “niçinlerini” sorgulamaya gerek yok. Çünkü bizzat Erdoğan bunun cevabını vermiştir.
“Ülkede yatırım yapılmasını teminen dünyanın bütün girişimcileri ile her yerde görüşürüm. Bakan arkadaşlarıma her yerde görüşmelerini tavsiye ediyorum, ‘görüşün’ diyorum. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim...”
Mantık “pazarlama” mantığı. Senin maddi gücün yok. Elin adamı, bastığı parayla geliyor, ülkende en iyi yerleri alıyor, sefasını sürüyor, madenlerini işletiyor. Sen % 15-20 vergi verirken o, % 2 ile işi bitiriyor veya 5 yıllık kârıyla nur topu gibi bir “Telekom’u” oluyor. Sen ise “inşallah” 2023’te bir evim olacak hülyasındasın…
Son olarak, bu yakıt tartışmalarının başındaki vekil Zeynep Armağan Uslu, bu kadar çok yakıt tüketmelerini, ne kadar çok çalıştıklarının bir göstergesi olduğunu, ifade ediyor. Aslında bunu sorgulamaya da gerek yok. Durmadan yola devam edenlerin haliyle yakıta ihtiyaçları olacaktır. Sorgulanması gereken; Nereye gidiyorsunuz ve bu milleti nereye götürmeye çalışıyorsunuz? Olacaktır…
AK Partili, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam’ın açıkladığı bilgiler doğrultusunda, TBMM İhtisas ve Uluslararası Komisyon başkanları için aylık 2 bin lira bedelle kiralanan 28 makam aracı için Meclis bütçesinden 1 yılda 454 bin liralık harcama yapıldığını ortaya koydu. (Yakıt dahil) Yani yaklaşık yarım trilyon. (eski tabirle)
Tabi her zaman ki gibi AKP başta gidiyor. Zeynep Armağan Uslu’nun makam aracının 1 yıllık yakıt harcamalarının faturası 30 bin 887 lira oldu. İkinci Ziyaettin Akbulut 25.4 TL, Nabi Avcı da 24.6 TL’lik harcaması ile üçüncü sırada kendine yer buldu.
Evet, AKP bir mantık! ortaya attı. Hantal devletten kurtulalım. Kurtuldular. 135 bin devlet taşınmazını yok pahasına sattılar. Devletin devasa artı stratejik kurumlarını yine aynı mantıkla sattılar. Yeraltı kaynakları yine aynı mantığa kurban edildi. Peki, devlet hafifledi mi? Bu soruya “evet” diyen yalan söylüyordur. İspatı ise evinize gelen herhangi bir faturayı alın, bakın. Devlet sizden kaç kalem verdi alıyor, görün.
Aslında bu mantık Erdoğan ve hükümetinin mantığı değildir. Kapitalizmin mantığıdır. Milli görüş gömleği ile yetişenlerin, çok kısa bir sürede kapitalizme bu kadar aşkla sarılmalarının izahı nasıldır bilemiyorum!
Kapitalizmin mantığı dedik. Nasıl bir mantıktır bu? Cevabı Prof. Dr. Haydar Baş’tan alalım; “Kapitalist sistemin devlet anlayışında -devletin küçültülmesinden- bahsedilirken, bunun anlamı devletin topluma hizmet sunma yönünün küçültülmesidir. Yoksa bu sistemlere göre devletin tek gelir kaynağı olan vergilerin toplanması ve kayıt dışının, kayıt altına alınması adı altındaki devletin güçlü bir şekilde halkın üzerindeki hâkimiyetini savunurlar… Yani küçülen devlet, devletin vergi toplayan yüzü değil, halkına hizmet götüren tarafıdır.” (Sosyal Devlet-Milli Devlet sh:298)
Evet, sana 700 TL asgari ücreti, memuruna yüzde bilmem kaç zammı, tartışarak veren zihniyet, kendine aynı cömertliği (!) göstermiyor. Demek ki, devlet veren el değil alan el olmuş. Alan el ise her zaman zayıftır, acizdir.
Devleti yöneten hükümetin bu vekillerinin yaptıkları bu harcamalar aslında devede kulaktır. Sayın Başbakan iktidara geldiğinde ilk iş olarak Meclis lojmanlarını satmış ve her ortamda bu icraatını övünerek dillendirmiş, alkış almıştır. Ama yaklaşık 15 bin TL’lik vekil maaşı ile 38 bin TL’lik evlerde oturan vekillerinin, bu derenin kaynağı nereden? Sorularına hala açıklık getirmemiştir.
Benzine dönersek! Sayın Başbakan, (Suriye’ye müdahale için ikna turları hariç) iktidara geldiğinden beri 80 farklı ülkeye, 250’den fazla ziyaret gerçekleştirmiştir. Tabi yanılmıyorsam 19 ziyaret ile ABD başta gelmekte. Uçak yakıtları artı Erdoğan’ın yanından ayırmadığı “özel” gazetecilerin masrafları benzinden çoook daha pahalıdır.
Bu ziyaretlerin “niçinlerini” sorgulamaya gerek yok. Çünkü bizzat Erdoğan bunun cevabını vermiştir.
“Ülkede yatırım yapılmasını teminen dünyanın bütün girişimcileri ile her yerde görüşürüm. Bakan arkadaşlarıma her yerde görüşmelerini tavsiye ediyorum, ‘görüşün’ diyorum. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim...”
Mantık “pazarlama” mantığı. Senin maddi gücün yok. Elin adamı, bastığı parayla geliyor, ülkende en iyi yerleri alıyor, sefasını sürüyor, madenlerini işletiyor. Sen % 15-20 vergi verirken o, % 2 ile işi bitiriyor veya 5 yıllık kârıyla nur topu gibi bir “Telekom’u” oluyor. Sen ise “inşallah” 2023’te bir evim olacak hülyasındasın…
Son olarak, bu yakıt tartışmalarının başındaki vekil Zeynep Armağan Uslu, bu kadar çok yakıt tüketmelerini, ne kadar çok çalıştıklarının bir göstergesi olduğunu, ifade ediyor. Aslında bunu sorgulamaya da gerek yok. Durmadan yola devam edenlerin haliyle yakıta ihtiyaçları olacaktır. Sorgulanması gereken; Nereye gidiyorsunuz ve bu milleti nereye götürmeye çalışıyorsunuz? Olacaktır…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025