Globalizmin zihinleri işgali toprakları ele geçirmesinden çok önce başlıyor. İşgal edilen esasen zihinler zaten. Başka türlü halklar işgale adeta ellerinde çiçeklerle “hoş geldin” diyebilir mi? Libya, Tunus, Mısır maalesef bunun örnekleri. Dinlerarası Diyalog ve misyonerlik de gönüllerin işgal çalışması… Bu sayede itikadını inkâr edenler, başka dinlere mensup olanları kendinden görüyor sonra da onun milletinden de olabileceğini kabul noktasına geliyor Orta Asya ülkelerinde, İslam coğrafyasında süregelen misyonerlik çalışmaları bu fonksiyonu icra ediyor. Türkiye ise hem globalizmin hem misyonerliğin kıskacında. Bugün Suriye ve Türkiye arasında her an çıkması muhtemel savaş, bir yandan Müslüman Türkiye ile Müslüman Suriye’yi birbirine vurduracak; diğer yandan Türkiye’yi Rusya, Çin ve İran bloğuna karşı duvar yapacak. Bu tabloda kazanan Birleşik Devletler, kazanan Hıristiyan Batı; kaybeden İslam Ümmeti olacaktır. Globalizmin bu oyununa dur diyen ve belki de oyunu gören tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş olmuştur. Nevşehir’de dördüncüsü düzenlenen “Birlik ve Beraberliğimiz için Ehl-i Beyt” Sempozyumu sadece Türk insanı için değil, dünya insanlığı için bir manada oyunları görmeyi sağlayacak basiret gözüdür. İster bu gözle bakar ve doğruları görürsünüz ister bu oyuna alet olur yok olup gidersiniz. İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde, Caferilerin ve Sünnilerin iman ve İslam esaslarını ortaya koyan Sayın Baş, belki de pek çok inananın ilk defa duyduğu bir birliği aktarmıştır. Ehl-i Beyt külliyatı ile Ehl-i Beyt’i ayrıntıları ile inceleyen Sayın Baş yine pek çok inananın ilk defa fark ettiği gerçekleri kaleme almıştır. Bursa da başlayan Ehl-i Beyt rüzgarı Nevşehir’den esmeye devam ediyor. Buradaki konuşmasında Alevi, Sünni, Caferi, Bektaşi fark etmez. Bir ve beraber olmalıyız, olmak zorundayız mesajını vermiştir. Ayrımın sebebi, Dinlerarası Diyalog ve suni Şii- Sünni gerginliği ile bir tarafın hak ve diğerlerinin batıl anlatılmasıdır diyen Sayın Baş, hepsinin iman dairesinde olduğunu inanç esasları ile bir kez daha ispatlamıştır. Kendi ifadeleri ile birlik ve beraberlik adına yapılan bu çalışmalar Hz. Mehdi (as) olsa idi onun yapacağı faaliyetlerdir. Bu hayırlı hizmet, hafta sonu Hacı Bektaş Hünkâr’ın ev sahipliğinde yerine getirildi. Onun manevi büyüklüğü, himmeti, muhabbeti konuşmacılara, katılımcılara ve salonu dolduran binlerce kişiye yansıdı. Sayın Baş bir kez daha haklı çıkmıştır. Hz. Peygamber’in (sav) kan davasını bitiren, ümmet arasında birliği tesis eden İslam inancı Hz. Mehdi’nin zuhuru ile yenilenecektir. İslam kardeşliği bugünün Müslüman - Haçlı savaşını bozacak anahtardır. Ve bu anahtar Sayın Baş’ın elindedir. O mecliste yer almasa da, dünya zirvelerine katılan bir devlet adamı olmasa da fark etmez. Dünyanın gidişatına yön veren gerçek lider Sayın Baş’tır. İsteyen kabul eder, saygı duyar, arkasından gider, isteyen “kör, sağır, dilsiz”i oynar ama sonunda onun dediklerine geleceklerdir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018