Bugün AB uğruna, IMF'ye ve ABD'ye teslimiyet uğruna AKP hükümetinin durmadan verdiği tavizler, 1700'lü yıllarda Osmanlıyı yıkmak için İngiliz Sömürgeler Bakanlığının projelerine benzemektedir.
İngiliz ajan Humpher'in hatıralarında bu maddeleri detaylı olarak bulabilirsiniz. Biz gündemde olanları özetle değinelim ve günümüzle mukayese yapalım.
* Müslümanların cehalet ve bilgisizliğini korumak, her türlü eğitim ve öğretim merkezlerinin kurulmasını önlemek.
AKP, Kuran kurslarında ve okullarda dini eğitimi sınırlandırarak, hatta din kitaplarına tahrif olmuş dinleri de "büyük din" olarak anlatarak, ayrıca İHL liselerini kapatarak bu konuda önemli adımlar atmıştır.
* Müslümanların ırkçı ve milliyetçi duyguları kamçılanarak eski kültür, dil ve tarihe sıkı sıkıya bağlı olmalarına neden olan düşünceleri ortadan kaldırılmalıdır.
AKP, AB hayali uğruna ülke içinde Pontusçuluk, Kürtçülük, Ermeni yapılanması gibi Batılı ülkelerin üzerimizdeki oyunlarına alet olmakta ve de önünü açmaktadır. Batılıların etnik yapılanmaları kışkırtarak ülkeyi paramparça etme gayretlerine destek olmaktadırlar.
* İçki, kumar, fesat ve fuhşu yaymak, domuz eti kullanmayı teşvik etmek.
AKP, İçki, kumar vs. önlenmesi konusunda hiçbir atılım yapmazken ve hatta daha da yaygınlaşmasına göz yumarken, zina yasasını gündem edip sonra da AB direktifleriyle tükürdüğünü yalaması, fuhşu daha yasal bir zemine oturtmuş oldu.
* Din alimleri ve halk arasındaki karşılıklı saygı ve dostane ilişkiler bozulmalıdır. a) Din alimlerine iftira ederek b) Din alimleri arasına ajanları din alimleri kisvesi altında yerleştirerek.
AKP, bugün toplumun en güvenilir kişilikleri olan imamlarımızı hapis cezasına layık gördü. Diğer taraftan da "Allah katında tek din İslam'dır diyen en büyük dinsizdir" diyenleri din konusunda yetkili yaptı. Medyanın da desteğiyle çıkarılan sahte hocalar da gündem edilerek halk nezdinde din alimlerimize güven sarsılmaya çalışıldı.
* Müslümanları şuna inandırmak gerekir ki, Peygamberin dinden maksadı yalnız İslam değildir. Yahudi ve Hıristiyan da Müslüman'dır.
AKP hükümeti, din dersi kitaplarına bunu koydu. Dinlerarası Diyalog çalışmalarına destek vererek milletimizin Hıristiyanlaşmasının önünü açtı ve bunu devlet politikası haline getirdi. Camilerimizin açılışını papazlar yapmaya başladı.
* Kilise açılması için zemin oluşturulmalıdır.
AKP hükümeti, bırakın zemin oluşturmayı imar yasasıyla 32 bin ev tipi kilise açtırdı ve AKP'li belediye başkanları kilise açma ve onarma yarışına girdiler.
* Yahudi dinini inkar eden hadislerin doğruluğu üzerinde şüphe uyandırmalıyız. AKP'liler bunu da aştı. Şimdi ayetleri tartışmaya başladılar. Yok efendim neymiş, o ayetler Peygamber zamanındaki Yahudi ve Hıristiyanlar içinmiş. İşte Kuranın tarihselliğinden kasıt da budur. Esasen bu Kuranın evrenselliğini inkardır. Bu da Kuranın ayetlerini inkar etmektir. Hükmünü siz bilirsiniz.
*Müslümanları ibadetlerinden alıkoymak ve şüphe uyandırmak gerekmektedir.
Her sene Hac, zekat, oruç, namaz, kandiller vs ile ilgili yapılan saçma sapan tartışmalara müsaade edilmektedir. Böylece din adamı kisvesinde bazı kişiler Kuranın kesin hükümlerine rağmen milletin kafasını karıştırmaktadır ve buna göz yumulmaktadır.
*Müslüman kadınların tesettürden vazgeçmeleri için olağanüstü çaba sarfetmeliyiz. Gayrı meşru ilişkiler teşvik edilmelidir.
AKP hükümeti, ulusal güvenliğimizi ve egemenliğimizi tehdit eden bir çok mevzuda bir çırpıda karar verirken, kültürümüzün ve örfümüzün bir simgesi olan başörtüsü problemini "Bu bizi aşar" diyerek kulak arkası etmesi manidardır. Ki CHP'nin yaptığı ankette Türkiye'de yüzde 70 oranında başörtüsü kullanılmaktadır. Bunun siyasi bir sembol olmadığı net ve açıktır. Aynı zamanda AKP'nin zinayı serbest bırakıp, dini nikaha hapis kararı çıkarması da yukarıdaki maddeyle örtüşmektedir.
* Nesli kontrol etmek gerekir. Evlenme işleri mümkün olduğunca zorlaştırılmalıdır. AKP uyguladığı yanlış politikalarla buna da oldukça katkı sağlamaktadır. AB uğruna ekonomik darboğazdan dolayı milletin zaten evlenecek takati kalmadı. Bazı evliler de iş ve aş bulamadığından ailelerini katletmekte ve de toplum fesada doğru gitmektedir. Fuhşun önünün açılması da sağlıklı ailelerin kurulmasına ciddi bir engel teşkil etmektedir.
Batılılar Osmanlıyı yıktıkları gibi, Türkiye Cumhuriyetini de bir lokma gibi yıkmak istiyorlar.
Bunun için de hem dışarıdan hem de içimizdeki işbirlikçileriyle bunu başarmaya çalışıyorlar.
Bu millet aziz bir millettir. Dün bunun üstesinden geldi. Bugün de gelecektir.
Bu vatan, bu millet, bu bayrak, bu milli ve manevi değerler hepsi bizimdir ve bizim olarak kalacaktır.
İngiliz ajan Humpher'in hatıralarında bu maddeleri detaylı olarak bulabilirsiniz. Biz gündemde olanları özetle değinelim ve günümüzle mukayese yapalım.
* Müslümanların cehalet ve bilgisizliğini korumak, her türlü eğitim ve öğretim merkezlerinin kurulmasını önlemek.
AKP, Kuran kurslarında ve okullarda dini eğitimi sınırlandırarak, hatta din kitaplarına tahrif olmuş dinleri de "büyük din" olarak anlatarak, ayrıca İHL liselerini kapatarak bu konuda önemli adımlar atmıştır.
* Müslümanların ırkçı ve milliyetçi duyguları kamçılanarak eski kültür, dil ve tarihe sıkı sıkıya bağlı olmalarına neden olan düşünceleri ortadan kaldırılmalıdır.
AKP, AB hayali uğruna ülke içinde Pontusçuluk, Kürtçülük, Ermeni yapılanması gibi Batılı ülkelerin üzerimizdeki oyunlarına alet olmakta ve de önünü açmaktadır. Batılıların etnik yapılanmaları kışkırtarak ülkeyi paramparça etme gayretlerine destek olmaktadırlar.
* İçki, kumar, fesat ve fuhşu yaymak, domuz eti kullanmayı teşvik etmek.
AKP, İçki, kumar vs. önlenmesi konusunda hiçbir atılım yapmazken ve hatta daha da yaygınlaşmasına göz yumarken, zina yasasını gündem edip sonra da AB direktifleriyle tükürdüğünü yalaması, fuhşu daha yasal bir zemine oturtmuş oldu.
* Din alimleri ve halk arasındaki karşılıklı saygı ve dostane ilişkiler bozulmalıdır. a) Din alimlerine iftira ederek b) Din alimleri arasına ajanları din alimleri kisvesi altında yerleştirerek.
AKP, bugün toplumun en güvenilir kişilikleri olan imamlarımızı hapis cezasına layık gördü. Diğer taraftan da "Allah katında tek din İslam'dır diyen en büyük dinsizdir" diyenleri din konusunda yetkili yaptı. Medyanın da desteğiyle çıkarılan sahte hocalar da gündem edilerek halk nezdinde din alimlerimize güven sarsılmaya çalışıldı.
* Müslümanları şuna inandırmak gerekir ki, Peygamberin dinden maksadı yalnız İslam değildir. Yahudi ve Hıristiyan da Müslüman'dır.
AKP hükümeti, din dersi kitaplarına bunu koydu. Dinlerarası Diyalog çalışmalarına destek vererek milletimizin Hıristiyanlaşmasının önünü açtı ve bunu devlet politikası haline getirdi. Camilerimizin açılışını papazlar yapmaya başladı.
* Kilise açılması için zemin oluşturulmalıdır.
AKP hükümeti, bırakın zemin oluşturmayı imar yasasıyla 32 bin ev tipi kilise açtırdı ve AKP'li belediye başkanları kilise açma ve onarma yarışına girdiler.
* Yahudi dinini inkar eden hadislerin doğruluğu üzerinde şüphe uyandırmalıyız. AKP'liler bunu da aştı. Şimdi ayetleri tartışmaya başladılar. Yok efendim neymiş, o ayetler Peygamber zamanındaki Yahudi ve Hıristiyanlar içinmiş. İşte Kuranın tarihselliğinden kasıt da budur. Esasen bu Kuranın evrenselliğini inkardır. Bu da Kuranın ayetlerini inkar etmektir. Hükmünü siz bilirsiniz.
*Müslümanları ibadetlerinden alıkoymak ve şüphe uyandırmak gerekmektedir.
Her sene Hac, zekat, oruç, namaz, kandiller vs ile ilgili yapılan saçma sapan tartışmalara müsaade edilmektedir. Böylece din adamı kisvesinde bazı kişiler Kuranın kesin hükümlerine rağmen milletin kafasını karıştırmaktadır ve buna göz yumulmaktadır.
*Müslüman kadınların tesettürden vazgeçmeleri için olağanüstü çaba sarfetmeliyiz. Gayrı meşru ilişkiler teşvik edilmelidir.
AKP hükümeti, ulusal güvenliğimizi ve egemenliğimizi tehdit eden bir çok mevzuda bir çırpıda karar verirken, kültürümüzün ve örfümüzün bir simgesi olan başörtüsü problemini "Bu bizi aşar" diyerek kulak arkası etmesi manidardır. Ki CHP'nin yaptığı ankette Türkiye'de yüzde 70 oranında başörtüsü kullanılmaktadır. Bunun siyasi bir sembol olmadığı net ve açıktır. Aynı zamanda AKP'nin zinayı serbest bırakıp, dini nikaha hapis kararı çıkarması da yukarıdaki maddeyle örtüşmektedir.
* Nesli kontrol etmek gerekir. Evlenme işleri mümkün olduğunca zorlaştırılmalıdır. AKP uyguladığı yanlış politikalarla buna da oldukça katkı sağlamaktadır. AB uğruna ekonomik darboğazdan dolayı milletin zaten evlenecek takati kalmadı. Bazı evliler de iş ve aş bulamadığından ailelerini katletmekte ve de toplum fesada doğru gitmektedir. Fuhşun önünün açılması da sağlıklı ailelerin kurulmasına ciddi bir engel teşkil etmektedir.
Batılılar Osmanlıyı yıktıkları gibi, Türkiye Cumhuriyetini de bir lokma gibi yıkmak istiyorlar.
Bunun için de hem dışarıdan hem de içimizdeki işbirlikçileriyle bunu başarmaya çalışıyorlar.
Bu millet aziz bir millettir. Dün bunun üstesinden geldi. Bugün de gelecektir.
Bu vatan, bu millet, bu bayrak, bu milli ve manevi değerler hepsi bizimdir ve bizim olarak kalacaktır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Küresel kumar masasında Türkiye / 12.06.2024
- ‘Resmi’ işsizlik azalıyor, ‘hissedilen’ işsizlik artıyor / 11.06.2024
- Buğday üreticisiyle resmen dalga geçiliyor! / 08.06.2024
- Hem AB, hem BRICS olabilir mi? / 07.06.2024
- AB sürecinde sorun bekletende değil, bekleyende! / 01.06.2024
- ABD’nin BM’de veto hakkı iptal edilmelidir / 31.05.2024
- Hükümetin ‘yeni anayasa’dan maksadı nedir? / 29.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024
- ‘Resmi’ işsizlik azalıyor, ‘hissedilen’ işsizlik artıyor / 11.06.2024
- Buğday üreticisiyle resmen dalga geçiliyor! / 08.06.2024
- Hem AB, hem BRICS olabilir mi? / 07.06.2024
- AB sürecinde sorun bekletende değil, bekleyende! / 01.06.2024
- ABD’nin BM’de veto hakkı iptal edilmelidir / 31.05.2024
- Hükümetin ‘yeni anayasa’dan maksadı nedir? / 29.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024