Dümen bozuk, rota yanlış

Bir gemi düşünün rotasını şaşırmış. Ne olur bu geminin ve içindekilerin sonu? Gitmek istedikleri yere varabilirler mi? Tabii ki hayır. Hele hele bu gemi hem rotasını şaşırmış, hem de dümeni bozulmuşsa hem içindekiler, hem de etrafındakiler, hem kıyı şeridindekiler tehlike altındadır. Böyle bir gemi ya alabora olur, ya başka bir gemiye çarpar, ya sahile vurur, etrafını yıkar.Gemi gemi diyoruz ama neticede gemi bir demir yığınıdır. Kendi başına bir şey yapması mümkün değildir. Asıl faktör insandır. Eğer kaptan ve mürettebatı geminin bakımını iyi yapmış, gideceği koordinatları iyi etüt etmiş, yoldaki tehlikelere karşı tedbirini almışsa yolcularını hedefe sağ salim götüreceği kesindir. Ama aksi durumda bu kaptan ve taifesi hem kendilerini helak edecekleri gibi yolcularının da helaklarına sebep olacaklar artı yaptıkları mesleğe de güvensizlik ve şüphe düşüreceklerdir.Hayat limanında bir çok gemi her an dümen almak için bekliyor. Kimisi gösterişli, kimisi çok katlı, kimisi şöyle, kimisi böyle. Ama hedefe yalnız biri gidiyor. İşte o hedefe giden gemiyi iyi seçmek gerekiyor. Yoksa azgın denizlerde helak kaçınılmazdır.Bu genellemelerden sonra özele inelim. Yaşadığımız günler kritik. Beklenen seçim. Seçim öncesi oynanan oyunlar ve seçim sonrası sadece ismen zikredilen gizli senaryolar var. Partiler bir gemi. Başkanlar ve kadroları, kaptan ve mürettebat. Eğer gemini ve kaptanını iyi seçmezsen bu sular seni yutar bilesin.AKP rotasını şaşırdığı gibi dümenini de bozmuş. Dış politikada ki iflas içerde de kendini gösteriyor. İnsanlar denizde boğuluyor ama bu kaptan "kadim dostlarını" üzmemek için o Müslümanlara yardıma izin vermiyor. Elin Yunan'ı gelmiş adalarımıza sahiplenmiş, gemicik sahipleri olayı adacık diye tasvir ediyor. İşte bu kaptan ve tayfaları meydanlarda da milletin önüne koyabilecekleri bir modelleri, icraatları olmadığı için dümeni dağılmış gemi gibi sağa, sola çarpıyorlar. Bu ülkede o kadar yıl başbakanlık artı Cumhurbaşkanlığı yapmış bir insana milletin önünde hayasızca saldırıyorlar. 7 yıl önce ayağa kalkmayan bir komutana şimdi dikleniyorlar. Şikayet eden vatandaşa basıyorlar fırçayı. Dahası Tayyip Bey gittiği her ilin rengine giriyor. Gittiği yer biraz milliyetçiliğe yakınsa en baba milliyetçi, yok gelir düzeyi biraz yüksek, Avrupai tarzda ise çağdaş, demokrat, yok dini değerleri ön planda tutan bir yer ise tam mücahit, eğer doğuda ise yeter ki bize oy verin, ne isterseniz o olsun mantığı vs. ama nereye kadar.CHP'ye, MHP'ye bakıyorsun. Aynı rota ve dümen sorunları birebir onlarda da var. Kusura bakmasınlar ama Tayyip Bey'e malzeme olmak için söylemlerde bulunmaktan başka bir iş yapmıyorlar. Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek diyor ki, adalarımız işgal edildi. Hadi medya bu insanları göstermiyor. Sen götür bu olayı milletin önüne. Apoyla diyalogları anlatsana millete. Ülkenin borç tablosunu koysana milletin önüne yok hiçbiri. O bana şunu dedi, bende ona şöyle diyeyim. Demokrat Parti'ye bakıyorsun, emeklisine, işçisine, ev hanımına kısaca toplumun her kesimine onurlu bir hayat için gereken her şeyin sağlanacağını, bunu uygulayacak model ve kadronun hazır olduğunu tüm engellemelere rağmen halka duyurmaya çalışıyor. İktidarın basiretsizliğine, beceriksizliğine dikkat çekip, muhalefetin çaresizliğini milletin önüne koyuyor. Adeta haykırıyor; bu kaptanla ve tayfası ile bu gemi daha fazla dayanamaz. Gemiyi parçalayacaklar. Dikkat edin. Önünüzdeki 12 Haziran limanında bu kaptanı da, tayfasını da bu gemiden kovun.