AB- Türkiye ilişkilerindeki düğümler bir türlü bitmek bilmiyor. Türkiye, müzakere tarihi alana kadar da onlarca düğümlü günler yaşamıştık ve her bir düğümün çözülmesi için Türkiye önemli tavizlere imza atmıştı. AB ile yaşanan "düğüm diplomasisinde" çözülen her düğümün karşılığı maalesef Türkiye'ye pahalıya maloldu. Normal şartlar ve sağlam bir zemin üzerinde cereyan etmediği için Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkilerdeki düğüm sayısının çokluğu da olağan sayılmalı. Olağan olmayan ilişkilerin olağan sonucu yani.Çünkü normal ilişkilerde en fazla bir düğüm olur ve o düğüm çözüldükten sonra ilişkiler normal seyrinde devam eder.Şimdi de pazartesi günü Lüksemburg'da çözülecek bir düğüm var önümüzde. Pazartesi günü (yani bugün) Avrupa Birliği ile "Bilim ve Araştırma" faslında fiili müzakerelerin başlayıp başlamayacağı ve Türkiye'nin AB macerasının geleceği bugünkü karara bağlı. Türkiye 3 Ekim'de aldığı müzakerelere başlama takvimine bir türlü başlayamadı. 3 ayda biter dedikleri tarama süreci 9 ayda ancak tamamlanabildi. Ve şimdi fiili müzakereler için Türkiye Avrupa'nın - özellikle de Rum ve Yunan cephesinin- ağzının içine bakıyor. Rumlar da büyük bir heyecan ve zevkle bugünlerin, yani fiili müzakerelerin başlatılacağı günü bekliyorlardı. Çünkü onlar için ellerindeki veto kozunu kullanıp, Türkiye'yi dize getirecekleri en önemli platform burası. Bu bakımdan bugünkü Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye'yi bekleyen önemli sıkıntılar mevcut. Zaten Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin önceki gün yaptıkları toplantılarda da Türkiye ile fiili müzakerelere başlanması yönünde ortak bir karar çıkmış değil. 2 gün sonra görevi Yorgos Lillikas'a bırakacak olan Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu da, Rum tarafının veto kozunu kullanacağını söyledi. Yakovu bilim ve araştırma faslında müzakerelerin bir günde açılıp kapanmasının Türkiye'yi kötü bir alışkanlığa sevkedebileceğini ve "yükümlülüklerini yerine getirmeden de" bu işin yürüyebileceği izlenimini verebileceğini ifade ediyor ve "veto silahımızı" unutmayın mesajını gönderiyor. Türkiye cephesinde ise durum biraz karışık. Yakovu'nun bu ve benzeri açıklamaları yaptığı saatlerde, Yunan Dışişleri Bakanı Bakoyanni ile Boğaz turu yapan Abdullah Gül'ün Lüksemburg'a gidip gitmeyeceği bugün sabah netleşecek. Türkiye AB'ye verdiği "Rumlara liman ve havaalanlarımızı açacağız" sözünü tam olarak yerine getirmediği için, Avrupa Birliği ve Rum tarafı "haklı olarak" verilen sözleri yerine getirmeyen bir Türkiye ile fiili müzakerelere başlamak istemiyor. Gerçi AKP hükümeti, perde arkasında Avrupa Birliği'ne, "Limanlarımı şimdi açamam. Açarsam seçimlerde sandığa gömülürüm, seçim sonrasını bekleyin" mesajını gönderse de, AB'nin böyle bir icraatın gerçekleşmesi için AKP'nin iç siyasi dengelerini düşünecek durumu yok. Çünkü AKP'nin devr-i iktidarında Türkiye'yi bu kadar dize getirmişken, alacaklarını tam anlamıyla almak istiyorlar. Onlarda da seçim sonrasında AKP gibi kendilerine râm olmuş bir hükümet bulmama korkusu hakim.Burada hükümetin uyguladığı ciddi bir dezenformasyon politikası var. Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti olarak AKP hükümeti tarafından tanındığı gerçeğini halkımızdan daha fazla ne kadar gizleyebilirsiniz?Ayrıca bugünkü Lüksemburg düğümünü de son düğüm olarak gösterme çabaları var. Türkiye her bir müzakere başlığında bu düğümleri çözmek durumunda kalacak!İşin özeti Türkiye'yi bekleyen 40'a yakın düğüm var. Bu da şu anlama geliyor; Türkiye her bir düğümü çözmek için Kıbrıs gibi tavizleri vermek zorunda kalacak! 40 tane Kıbrıs verdiğiniz zaman ortada AB'ye girecek bir Türkiye kalır mı, ona da siz karar verin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012