Ülke dolarla yatıyor, dolarla kalkıyor.
Doların ateşi söndürülemiyor.
01.01.2018'de dolar kuru 3.780 TL'ydi, Merkez Bankası (TCMB) faizleri 300 baz puan artırması, müdahalesine rağmen dün 4.72 TL seviyesinde bir seyir izledi. Yüzde 24 devalüasyon de, ne dersen de.
Keyfinden değil, zorundan dolara 4.92 lira ödeyen işadamının başından duman tütüyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi şu açıklamayı yaptı: "TCMB kararlarını destekliyoruz. Sorumluluğu başkalarına yükleyici hareketlerde bulunamazlar. Yetkilerini kullanır sonuçlarına olumlu olumsuz katlanırlar. Yaşadığımız budur."
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, "TCMB kararlarını destekliyorum. Para kredibilitesi sağlam yatırımcının güvenini kazanma zamanı geldi. Yapısal reformları hızlandırmaya kararlı makroekonomik sorunlar çözümsüz değil. Çözdük yine yaparız" dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Erdoğan'ın yükselişini engellemeye çalışıyorlar" ifadelerini kullanırken, Başbakan Binali Yıldırım ise "Akla ziyan dedikodular. Türkiye bunu hak etmiyor. Mali politikalarda zerre sapma yok. Yükselen dövize bağlı olarak şirketler batıyor. Ekonomi yıkılıyor. Beyefendilerin umurunda değil. Vurdumduymazlık had safhada" dedi.
26 Mayıs 2013'te FED Başkanı Bernanke'nin para bolluğuna dur diyen "parasal sıkılaştırmaya gideceğiz" açıklaması dünyada gerilime sebep olduğu gibi yabancı sermayeye dayalı Türkiye ekonomisinde trendi tersine döndürdü.
Borsa baş aşağı giderken, döviz ve faiz yükselişe geçti. 5 yıldır ekonominin aşağı gittiği, döviz ve faiz oranlarının sürekli yükseldiği süreç devam ediyor.
İktidar, şikâyet makamı olmayıp çözüm makamı iken; dış mihraklar, masonlar, FETÖ mazeretlerine ciro ederek işin içinden sıyrılamaz.
Ağızlarına pelesenk ettikleri "yapısal reformlar" ne ki, 16 yıldır ortaya koymadılar.
Talimatla gelenler, millet lehine hiç bir şey yapmadılar/yapamazlar.
Kârlılığın dip yaptığı, kazançların faize gittiği, öz varlıkların eridiği, artan maliyetler sebebiyle üretemeyen, ihtiyaçlarını ithalatla karşılamaya mecbur bırakan, ülkeyi borç ve döviz darboğazına getirip bırakan IMF programının reklamcısı/uygulayıcısı AKP, hesap vermeli.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem'in 713 milyar dolar olarak açıkladığı döviz borcumuzun, bu yıl vadesi gelen 104.4'ü banka, 80'i şirketler, 6.4'ü kamu olmak üzere 190.8 milyar dolar ötelense bile; cari açık için bu yıl 55.4 milyar dolar bulmak şart.
246.2 milyar dolar borç için, kaçak ürünler için, yabancıların satın aldığı yatırımların gelirini yurt dışına çıkarması için döviz talebi var. Dövizdeki rehavet zamanında dolar bozdurup TL, tahvil ve bonoya yatıranlar, panikle tahvil satıp döviz talep ediyor.
Dövize talep had safhada. Ortalık yangın yeri. Saldıran saldırana. Geldik uçurumun kenarına.
Bütün bu gerekçeleri yok saymak, problemi dış mihraklar, masonlar, FETÖ üzerine atmak aklımızla alay etmektir. Seçimi 1.5 yıl erkene alma kararının ekonomik yıkımdan kaçmak olduğu aşikardır. Cumhurbaşkanı, manifestoda ima ettiği 24 Haziran'da ekonomiyi uçuracak kararlarını bugün alsın-açıklasın da seçimi koparsın, varsa hüneri.
Milleti aldatarak bina ettiğin emperyal sömürü, yeni dev tavizler istemekte anlaşılan. Giderken bu asil millete kurduğun tuzakları itirafa gücün yetmese de hatıratına yaz ki gelecek nesiller ibret alsın.
İktidar tam bir beceriksizlik sergilerken, muhalefet OHAL'i kaldırmak ve demokratikleşerek sorunun altından kalkacağını zannediyor. Böylece muhalefet de yabancı para/kredi peşindedir. İlaç olarak sunduğu yabancı sermaye kelepir mal ve yüksek faiz olmadan gelmez/gelmeyecektir. Hedefleri Türk yurdunu ele geçirmek/geçirmeye ramak kalmışken sana bırakırlar mı?
Üretimi ithalat lehine inkıtaya uğratan düşük kur yüksek faiz düzenini yıllarca sürdürüp ülkeyi borca batırıp dövize mahkûm edenler, ekonomiyi hızara verip laubali beyanatlar verirken sinsi gülüşlerini gizliyorlar.
İktidar ve muhalefetin talan ve sömürüyü meşrulaştıran suç ortaklığını göremeyecek mi bu millet?
Döviz talebi, tasarrufların enflasyona karşı sığınağı olsa da, döviz de olan enflasyona çare olarak yeraltı madenlerine dayalı, güçlü Lirayı programına alan Haydar Baş Bey, dış ticarette dengeyi hedefleyen MEM ile gelen döviz ile çıkan döviz miktarını eşitleyen ve de milli paralarla dış ticaret programıyla dövizi hayatımızdan çıkaracak, etkisini sıfırlayacak, sömürmesine müsaade etmeyecektir.
Döviz elde tutulduğu her an, sahibi için faiz, sömürü ve elde etme nesnesi olduğu için el sürülmemelidir. Kesinlikle milli para devrede olmalıdır.
Güç odaklarıyla işbirliği halindeki iktidar/muhalefetin Haydar Baş Beyi devre dışı bırakan kalleş oyunlarını görüp Milli Ekonomi Modeli'ne sahip çıkmazsa bu millet, kalan son varlıklarını da yitirecek, maraba konumuna düşecek, yok olup gidecektir.
Doların ateşi söndürülemiyor.
01.01.2018'de dolar kuru 3.780 TL'ydi, Merkez Bankası (TCMB) faizleri 300 baz puan artırması, müdahalesine rağmen dün 4.72 TL seviyesinde bir seyir izledi. Yüzde 24 devalüasyon de, ne dersen de.
Keyfinden değil, zorundan dolara 4.92 lira ödeyen işadamının başından duman tütüyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi şu açıklamayı yaptı: "TCMB kararlarını destekliyoruz. Sorumluluğu başkalarına yükleyici hareketlerde bulunamazlar. Yetkilerini kullanır sonuçlarına olumlu olumsuz katlanırlar. Yaşadığımız budur."
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, "TCMB kararlarını destekliyorum. Para kredibilitesi sağlam yatırımcının güvenini kazanma zamanı geldi. Yapısal reformları hızlandırmaya kararlı makroekonomik sorunlar çözümsüz değil. Çözdük yine yaparız" dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Erdoğan'ın yükselişini engellemeye çalışıyorlar" ifadelerini kullanırken, Başbakan Binali Yıldırım ise "Akla ziyan dedikodular. Türkiye bunu hak etmiyor. Mali politikalarda zerre sapma yok. Yükselen dövize bağlı olarak şirketler batıyor. Ekonomi yıkılıyor. Beyefendilerin umurunda değil. Vurdumduymazlık had safhada" dedi.
26 Mayıs 2013'te FED Başkanı Bernanke'nin para bolluğuna dur diyen "parasal sıkılaştırmaya gideceğiz" açıklaması dünyada gerilime sebep olduğu gibi yabancı sermayeye dayalı Türkiye ekonomisinde trendi tersine döndürdü.
Borsa baş aşağı giderken, döviz ve faiz yükselişe geçti. 5 yıldır ekonominin aşağı gittiği, döviz ve faiz oranlarının sürekli yükseldiği süreç devam ediyor.
İktidar, şikâyet makamı olmayıp çözüm makamı iken; dış mihraklar, masonlar, FETÖ mazeretlerine ciro ederek işin içinden sıyrılamaz.
Ağızlarına pelesenk ettikleri "yapısal reformlar" ne ki, 16 yıldır ortaya koymadılar.
Talimatla gelenler, millet lehine hiç bir şey yapmadılar/yapamazlar.
Kârlılığın dip yaptığı, kazançların faize gittiği, öz varlıkların eridiği, artan maliyetler sebebiyle üretemeyen, ihtiyaçlarını ithalatla karşılamaya mecbur bırakan, ülkeyi borç ve döviz darboğazına getirip bırakan IMF programının reklamcısı/uygulayıcısı AKP, hesap vermeli.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem'in 713 milyar dolar olarak açıkladığı döviz borcumuzun, bu yıl vadesi gelen 104.4'ü banka, 80'i şirketler, 6.4'ü kamu olmak üzere 190.8 milyar dolar ötelense bile; cari açık için bu yıl 55.4 milyar dolar bulmak şart.
246.2 milyar dolar borç için, kaçak ürünler için, yabancıların satın aldığı yatırımların gelirini yurt dışına çıkarması için döviz talebi var. Dövizdeki rehavet zamanında dolar bozdurup TL, tahvil ve bonoya yatıranlar, panikle tahvil satıp döviz talep ediyor.
Dövize talep had safhada. Ortalık yangın yeri. Saldıran saldırana. Geldik uçurumun kenarına.
Bütün bu gerekçeleri yok saymak, problemi dış mihraklar, masonlar, FETÖ üzerine atmak aklımızla alay etmektir. Seçimi 1.5 yıl erkene alma kararının ekonomik yıkımdan kaçmak olduğu aşikardır. Cumhurbaşkanı, manifestoda ima ettiği 24 Haziran'da ekonomiyi uçuracak kararlarını bugün alsın-açıklasın da seçimi koparsın, varsa hüneri.
Milleti aldatarak bina ettiğin emperyal sömürü, yeni dev tavizler istemekte anlaşılan. Giderken bu asil millete kurduğun tuzakları itirafa gücün yetmese de hatıratına yaz ki gelecek nesiller ibret alsın.
İktidar tam bir beceriksizlik sergilerken, muhalefet OHAL'i kaldırmak ve demokratikleşerek sorunun altından kalkacağını zannediyor. Böylece muhalefet de yabancı para/kredi peşindedir. İlaç olarak sunduğu yabancı sermaye kelepir mal ve yüksek faiz olmadan gelmez/gelmeyecektir. Hedefleri Türk yurdunu ele geçirmek/geçirmeye ramak kalmışken sana bırakırlar mı?
Üretimi ithalat lehine inkıtaya uğratan düşük kur yüksek faiz düzenini yıllarca sürdürüp ülkeyi borca batırıp dövize mahkûm edenler, ekonomiyi hızara verip laubali beyanatlar verirken sinsi gülüşlerini gizliyorlar.
İktidar ve muhalefetin talan ve sömürüyü meşrulaştıran suç ortaklığını göremeyecek mi bu millet?
Döviz talebi, tasarrufların enflasyona karşı sığınağı olsa da, döviz de olan enflasyona çare olarak yeraltı madenlerine dayalı, güçlü Lirayı programına alan Haydar Baş Bey, dış ticarette dengeyi hedefleyen MEM ile gelen döviz ile çıkan döviz miktarını eşitleyen ve de milli paralarla dış ticaret programıyla dövizi hayatımızdan çıkaracak, etkisini sıfırlayacak, sömürmesine müsaade etmeyecektir.
Döviz elde tutulduğu her an, sahibi için faiz, sömürü ve elde etme nesnesi olduğu için el sürülmemelidir. Kesinlikle milli para devrede olmalıdır.
Güç odaklarıyla işbirliği halindeki iktidar/muhalefetin Haydar Baş Beyi devre dışı bırakan kalleş oyunlarını görüp Milli Ekonomi Modeli'ne sahip çıkmazsa bu millet, kalan son varlıklarını da yitirecek, maraba konumuna düşecek, yok olup gidecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020