Yaşadığımız sosyal hayatta birlik ve beraberlik kolay kolay elde edilememekte, evlenen çiftler bile sudan sebeplerle boşanmakta, kurulan ortaklıklar ister aile şirketleri olsun, ister dost firmaları olsun, birliklerini kolay kolay koruyamamaktadır.İnsanların birlik ve beraberliğe en fazla muhtaç olduğu dönemleri yaşamamıza rağmen maalesef yalnızlığa mahkûm olmaktadırlar. Kime de sorarsanız suçu karşıdaki ikinci şahıslara yüklemeye çalışır. Ancak buradaki problemi çözmek için atalarımızın dediği gibi "iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmamız" gerçeğin meydana çıkmasına yardımcı olacaktır.Ahir zaman alametlerinin yaşandığı dünyamızda benlik duygusunun en yoğun yaşandığı dönemleri yaşamakta olduğumuzu unutmamalıyız. Benlik duygusuyla donanmış birinden zaten karşısındaki ikinci şahıslara karşı fedakârlık beklenmez...Şunun asla unutulmaması gerekir ki samimi dostluklar fedakârlıklarla artar. Ancak kimse başkasından fedakârlık beklemeden, kendinin başkalarına fedakârlıkta bulunması gerekmektedir.O zaman sizlerde samimi dostlukların artmasına nefsinizden ödün vererek katkı sağlamalısınız; hem de başkasından bir karşılık beklemeden?Bu konuda da yüce kitabımız Kuran bize yol göstermiştir:Kur'ân-ı Kerim'de; "Siz sevdiğiniz mallardan infak etmedikçe iyilik ve taate nail olamazsınız" (Âl-i İmran, 3/92)Başka bir hadisi şerifte Resullulah Efendimiz (s.a.v.)"Bir hurmanın yarısı ile bunu da bulamazsanız güzel sözle ateşten korununuz" (Müslim, Zekât, 95); buyurarak gerçek dostlukların temellerini tarif ve teşvik etmiştir.Kur'anı kerimde "Bir kimse iyi bir iş işlerse faydası kendisinedir" (Câsiye, 45/15). Buyrularak iyilik ve yardımlaşma teşvik edilmiştir. Hem kişinin yaptığı her işin aslında kendi menfaatine olduğunun altı çizilmiştir.Görüldüğü gibi dostlukların artması ve sürekli kılınması için mutlaka fedakârlık istenmiştir.Bu konuda hadisi şeriflerden bir demet sunarak akıl sahiplerine tavsiyede bulunmak isteriz:"Bulunduğu mecliste, din kardeşinin aleyhinde konuşulurken ona yardım etmeye ve onu müdafaa etmeye gücü yeterken, bu yardımda bulunmayan kimseyi Allah Teâlâ dünya ve ahirette zelil eder." (Ahmed b Hanbel, Taberânî) "Kardeşliğin mazeretini kabul etmeyen kimseye, âşarcıların haksızlıkla aldıklarının günahı kadar günah vardır." (Ebû Dâvud, İbn Mâce)"Mü'min, kardeşinin aynasıdır ve mü'min mü'minin kardeşidir. Onun zarar ve ziyana uğramasını, helâkini önler, arkasında da onu çevreleyip korur ve ihtiyaçlarını görür."(Ebû Dâvud, Edebü'l Müfred)"Hiçbiriniz kendi nefsi için istediğini (mü'min) kardeşi için de istemedikçe tam mü'min olamaz." (Buhârî, Müslim)Yukarıdaki tespitler ve hadisi şerifler ışığında kendimizi değerlendirerek dostlarımızla ilişkilerimizin ne konumda olduğunu, bu ilişkinin boyutundan ne derece sorumlu olduğumuzu muhasebe edince ve gereğini yerine getirdiğimiz zaman dostluk konusunda aşama kaydedeceğimiz muhakkaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025