Bir dostumuz sormuş; Avrupa ile işler koparsa dolar patlar mı? Ben de kendisine sordum; Türkiye Avrupa yolunda gerçekten ilerliyor mu? Dolar kuru, bugün 1,39 altında ise bu geri çekilmenin geçek sebebi acaba AB projesi mi? Sevgili dostlar, 'kavramların ve algılamaların' birbirine karıştığı, 'sistemin manipüle edildiği' ve en önemlisi 'doğru söyleyenin değil de, olmayanı iyi satanın daha değerli' algılandığı bir yapı içinde 'neyin en olacağına' dair yargılara varmak çok zor. O yüzden bu soruyu 'çok bilenlere' bırakıyor ve 'paradigmanın' kaydığı bir yapı içinde 'AB ile işler koparsa, ekonomi çöker' tezini savunanlara cevap vermek istiyorum... Bu noktada siyasete bulaşmak zorundayım. Başbakan Avrupa Birliği'ne soruyor; 'Ey Avrupa, bizi istemiyorsan bir an önce söyle'. Daha nasıl söylesin? 50 senedir kapıda bekletiyor, yazılı anlaşmalarla doğan haklarımızı gasp ediyor, müzakere sürecini 'Rumları, Kıbrıs olarak tescil etmedin' diyerek askıya alıyor, 50. yıl kutlamasına davet dahi etmiyor, liderler her gün 'Türkiye asla üye olamaz' diye açıklamalar yaparak sonu 'kökümüz Hıristiyanlık ve Yahudiliktir' diye bağlıyor, bunlar olurken bizim Başbakan hâlâ soruyor; istemiyorsanız söyleyin. Sayın Başbakan sormak istiyorum; istemediğini belli etmek için daha ne yapsın, derdini nasıl anlatsın,nasıl söylesin! Siyaset uğruna söylenmiş cümleleri ve aslında 'özün ne olduğunu' kendi algılamama göre sizlere aktardıktan sonra yine 'kayan paradigmaya dönmek' ve yeni bir soru sormak istiyorum; bugün Türkiye'ye akan para, kamu arazilerine yatan milyar dolarlar, bir yıl önce hayal edilemeyen rakamlara satılan şirketler, sizce Avrupa projesi için mi geliyor? Daha doğrusu hangi Avrupa projesi için geliyor? Böyle bir süreç gerekten var mı? Sonuç: 'Bizi istemiyorsanız, söyleyin' diyenler de, 'AB ile işler koparsa yanarız' diyenler de; gerçeğin ne olduğunu hepimizden çok iyi biliyorlar. Biliyorlar ama siyasi ve ekonomik rant maksimizasyonu gereği, 'malı tezgâha koyarken' üstüne başka bir etiket koyuyorlar. Detayı çok uzun olduğu için başka bir yazıya bırakacağım ve tek bir cümle ile veda edeceğim; Türkiye'ye akan paranın Avrupa'nın 'A'sı ile ilgisi yok. 'Dolar patlar mı' sorusunu soranlara tavsiyem, yukarıda örneklediğim gerçek dışı beyanlardan uzaklaşıp, paranın gerçek giriş sebebine odaklansınlar. Dünya genelinde son beş yılda 'yüksek petrol fiyatı' ile ortaya çıkan yeni yapıyı sorgulasınlar ve soruyu şu şekilde sorsunlar; bu sistem ne zaman durağanlaşır ve tersine dönmeye başlar? Not : Bu noktada siyasi otoriteye dönmek ve bir soru sormak istiyorum; Avrupa Birliği'nin zorlaması ile Rum tarafını 'Kıbrıs' olarak tescil eden imzayı sizler atmadınız mı? İmzanızı Resmi Gazete'de yayımlamadınız mı? Peki 'imza'nın detayları neler? O dönemde yazdığım yazılardan küçük bir bölüm paylaşmak istiyorum. İşte 2004 Aralık tarihli bu köşedeki yazılarımdan bölümler; '...Türkiye ile AB Arasında Oluşturulan Gümrük Birliğinin Uygulanmasına İlişkin Esaslar Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar; Madde 1-3/9/2002 tarihli ve 24865 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 24/7/2002 tarihli ve 2002/4616 sayılı kararnamenin eki 'Türkiye ile Avrupa Topluluğu Arasında Oluşturulan Gümrük Birliğinin Uygulanmasına İlişkin Esaslar Hakkında Karar'ın 2. maddesinin (a) bendi aşağıdaki gibi değiştirilmiştir; a) Avrupa Topluluğu'na Üye Ülkeler:... Kıbrıs'...Yiğit Bulut
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.