Dünkü yazımızda BOP projesinin ilk adımı olarak yıllar önce ortaya çıkan dinler arası diyalog kavramı ve bu kavrama ülkemizde sahip çıkanların kim olduklarını ve dinler arası diyalog ile BOP projesinin ortak noktaları olduğunu belirtmiştik. Bugün ise dinler arası diyalogu bir hükümet politikası haline getiren AKP iktidarının yine BOP projesinin bir parçası mahiyetindeki çalışmalarına değineceğim.
Erdoğan hükümeti daha iktidara gelmeden BOP projesini ortaya atan ABD ve Yahudi lobileriyle olan sıkı fıkı ilişkileri icazet alma kelimeleriyle ifade edilebilecek kadar açık açık uygulanmaktaydı.
İktidar garantilenince bu ilişkiler daha da alenen ortaya çıktı. Erdoğan hükümetiyle, yine onlar gibi BOP projesinde öncü kuvvet olarak rol üstlenmiş olan diyalogcuların işbirliği kabine oluşturulurken belirleyici rol oynadı.
Dünkü yazımda bahsettiğim Harran'da düzenlenen ve Müslüman bir kadının Hıristiyan bir erkekle evlendirilmesi hadisesinde rol alan Mehmet Aydın Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı yapıldı.
Diyanetin emanet edildiği Bakan Mehmet Aydın'ın yıllar öncesinden "Kuran'da Müslüman hanımların Hıristiyanlarla evlenmesi yasaklanmış. Biz AB'ye girmek istiyoruz. Bu gibi ayetlerin günümüz şartlarına göre yorumlanması gerekmez mi?" diye gazetelere ve televizyonlara demeç vermesi işbirliğinin köklerinin ne kadar eskilere dayandığının göstergesidir. (Samanyolu TV, 10 Nisan 2000) ( 04.10.2004- M. Bayraktar - yeni mesaj)
Fetullah Gülen Amerika'da olduğundan olsa gerek artık dinler arası diyalog Diyanet İşleri Başkanına yani devletin resmi sıfat taşıyan bir görevlisine havale edildi. Bu aşamadan sonra haham ve papazlarla iftar yemekleri devlet erkânı tarafından daha geniş katılımlı olarak icra edilmeye başlanıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Deyrulumur Manastırı Metropoliti Samuel Aktaş ve Deyrulzafaran Manastırı Metropoliti Nuri Salibe Özmen'le birlikte Mardin'de bir cami açılışı yaparak dinler arası diyalog kavramına her fırsatta atıfta bulunmaktan geri durmadı.
Yine BOP projesi kapsamında Temmuz 2004'te BOP orijinli yeni din eğitimi anlayışını Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik;
"Din kültürü ve ahlak bilgisi dersini kaldırıp din eğitimi adı altında yeni bir sistematik din eğitimi uygulayacağız abdest, namaz, sure ezberleme, gusül abdestini öğretme gibi konuların yeni din eğitiminde yeri olmayacak İslamiyet gibi Hıristiyanlık, Yahudilik, Putperestlik, Alevilik de din eğitimi dersinde yer alacak. Din eğitiminde bütün dinler eşit olarak anlatılacak genç istediği dini seçebilecek" diyerek açıklamıştır. Bu aşamadan sonra din kültürü kitaplarında Hıristiyanlık ve Musevilik dört sayfa anlatılırken İslamiyet'e yalnızca bir sayfa yer verilmiştir. Bu da Erdoğan hükümeti nezdinde İslam'ın yeri ve önemini anlatması bakımından önemlidir. Türkiye'de pilot uygulaması yapılan bu yeni din eğitim modeli BOP kapsamındaki Müslüman ülkelere ihraç edilmesi planlanıyor.
Aslında AKP lideri Erdoğan daha 2001 tarihinde "Tanrı Başkan ve kongre üyelerini, İsa Mesih'in yolundan ayırmasın. İsa der ki; kendin için istemediğini başkası için de isteme" şeklinde yaptığı duayla ABD ile işbirliğinin derinliğini ortaya koyuyordu. ( 18 Eylül 2001 akşam gazetesi)
Erdoğan hükümeti'nin Irak'ta yapılan katliamları görmezden gelerek ABD'yi desteklemeye devam etmesi BOP projesinde sonuna kadar ABD'nin yanında olacağının göstergesidir.
Irak'taki vahşete ve katliama duyarsız kalabilen bir vicdan diğer Müslüman ülkelerde de aynı katliam yapıldığında yine duyarsız kalacaktır.
Erdoğan hükümeti daha iktidara gelmeden BOP projesini ortaya atan ABD ve Yahudi lobileriyle olan sıkı fıkı ilişkileri icazet alma kelimeleriyle ifade edilebilecek kadar açık açık uygulanmaktaydı.
İktidar garantilenince bu ilişkiler daha da alenen ortaya çıktı. Erdoğan hükümetiyle, yine onlar gibi BOP projesinde öncü kuvvet olarak rol üstlenmiş olan diyalogcuların işbirliği kabine oluşturulurken belirleyici rol oynadı.
Dünkü yazımda bahsettiğim Harran'da düzenlenen ve Müslüman bir kadının Hıristiyan bir erkekle evlendirilmesi hadisesinde rol alan Mehmet Aydın Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı yapıldı.
Diyanetin emanet edildiği Bakan Mehmet Aydın'ın yıllar öncesinden "Kuran'da Müslüman hanımların Hıristiyanlarla evlenmesi yasaklanmış. Biz AB'ye girmek istiyoruz. Bu gibi ayetlerin günümüz şartlarına göre yorumlanması gerekmez mi?" diye gazetelere ve televizyonlara demeç vermesi işbirliğinin köklerinin ne kadar eskilere dayandığının göstergesidir. (Samanyolu TV, 10 Nisan 2000) ( 04.10.2004- M. Bayraktar - yeni mesaj)
Fetullah Gülen Amerika'da olduğundan olsa gerek artık dinler arası diyalog Diyanet İşleri Başkanına yani devletin resmi sıfat taşıyan bir görevlisine havale edildi. Bu aşamadan sonra haham ve papazlarla iftar yemekleri devlet erkânı tarafından daha geniş katılımlı olarak icra edilmeye başlanıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Deyrulumur Manastırı Metropoliti Samuel Aktaş ve Deyrulzafaran Manastırı Metropoliti Nuri Salibe Özmen'le birlikte Mardin'de bir cami açılışı yaparak dinler arası diyalog kavramına her fırsatta atıfta bulunmaktan geri durmadı.
Yine BOP projesi kapsamında Temmuz 2004'te BOP orijinli yeni din eğitimi anlayışını Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik;
"Din kültürü ve ahlak bilgisi dersini kaldırıp din eğitimi adı altında yeni bir sistematik din eğitimi uygulayacağız abdest, namaz, sure ezberleme, gusül abdestini öğretme gibi konuların yeni din eğitiminde yeri olmayacak İslamiyet gibi Hıristiyanlık, Yahudilik, Putperestlik, Alevilik de din eğitimi dersinde yer alacak. Din eğitiminde bütün dinler eşit olarak anlatılacak genç istediği dini seçebilecek" diyerek açıklamıştır. Bu aşamadan sonra din kültürü kitaplarında Hıristiyanlık ve Musevilik dört sayfa anlatılırken İslamiyet'e yalnızca bir sayfa yer verilmiştir. Bu da Erdoğan hükümeti nezdinde İslam'ın yeri ve önemini anlatması bakımından önemlidir. Türkiye'de pilot uygulaması yapılan bu yeni din eğitim modeli BOP kapsamındaki Müslüman ülkelere ihraç edilmesi planlanıyor.
Aslında AKP lideri Erdoğan daha 2001 tarihinde "Tanrı Başkan ve kongre üyelerini, İsa Mesih'in yolundan ayırmasın. İsa der ki; kendin için istemediğini başkası için de isteme" şeklinde yaptığı duayla ABD ile işbirliğinin derinliğini ortaya koyuyordu. ( 18 Eylül 2001 akşam gazetesi)
Erdoğan hükümeti'nin Irak'ta yapılan katliamları görmezden gelerek ABD'yi desteklemeye devam etmesi BOP projesinde sonuna kadar ABD'nin yanında olacağının göstergesidir.
Irak'taki vahşete ve katliama duyarsız kalabilen bir vicdan diğer Müslüman ülkelerde de aynı katliam yapıldığında yine duyarsız kalacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Enerji masasında Türkiye neden yok? / 08.11.2025
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024


















































































