Dış güçler ve kader arasında yönetilen bir Türkiye

20 yıldır insanımızı bu iki kavram ile şokladılar, uyuttular. Ekonomi tepetaklak. AKP mazereti var: Dış güçler. Sel olur: 'Doğa kendisine yapılanı affetmez'. Deprem olur: 'Takdiri ilahi'. Madenler patlar: 'Bu işin fıtratında var, çok güzel öldüler, Biz kader planına inanan insanlarız' derler.

Yol, köprü falan açarlar. 'biz yaptık, biz yaptık'. E kadere ne oldu? Gerçi bunun cevabını da Bakan Soylu vermişti: 'Biz, kendiliğimizden bir şey yapmıyoruz. Bize yaptıran Allah'tır'. (Haşa) 

BTP lideri Hüseyin Baş, Ordu'dan AKP dönemini net cümlelerle özetliyordu: "İnsan hayatının bu kadar değersizleştiği, insanın bu kadar kıymetsizleştiği hiçbir dönem olmamıştır. İnsanın bu kadar sömürüldüğü, 3 kuruş için canına kastedildiği hiçbir dönem görmedik. Ve 20 yıldır sömürülüyoruz, 20 yıldır öldürülüyoruz, 20 yıldır yok ediliyoruz, 20 yıldır canımıza kastediliyor".

Yalan mı? Açıklamalara, iktidar partisinin medya ve sosyal medyasına bir bakın. İnsanlar can derdinden, birileri ise iktidarı yüceltme derdinde. 

41 insanımızın daha cesetleri soğumamış, birileri 17 Ağustos 99 üzerinden aklama yapıyor. 

Haber kanallarına bakıyorsun (!) cumhurbaşkanı bölgeye gidecek, bölgeye gitmek için hareket etti, uçağa bindi, iniş yaptı, Erdoğan facianın olduğu yerde, vatandaşların acılarına ortak oldu' gibi başlıklarla insanımızın acısını, gözyaşlarını perdelemeye çalışıyorlar. 

Hayırdır! Neyin gayretinde, kimin rızası peşindesiniz?

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın '24 saat geçmeden bütün bedenleri çıkardık' sözlerine vurgu yapan BTP Lideri Baş: "Göçük altında hiçbir beden kalmamış olabilir, ama bugün AK Parti iktidarı göçük altına gömülmüştür. Bu kader değil, iş bilmezliktir." Dedi.

AKP göçük altında kalmıştır

Evet, AKP göçük altında kalmıştır. Hem de yıllar öncesinden. Ama başta da dediğim gibi 'dış güçler, fıtrat, kader' kazmalarıyla kendini kurtarmış, insanımızı göçük altında bırakmıştır.

17 Ağustos 99'da 17 bin insanımızı kaybettik. AKP dönemindeki iş kazalarında can kaybımız 24 binden fazla. 

31 Ocak 2008 tarihinde, Davutpaşa'daki bir maytap atölyesinde yaşanan patlama sonucunda 23 işçi hayatını kaybetmişti, 116 kişi de yaralanmıştı.

Bilirkişi raporuna göre, İBB ve Zeytinburnu Belediyesi'nin yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Elektrik Kurumu da kusurlu bulunmasına rağmen suçlu bulunamadı. 

Samsun'da dere yatağına konut yapılmıştı. Gün geldi sel vurdu. 10 vatandaşımızı kaybettik. Dönemin Bakanı Bayraktar ve AKP'li belediye başkanı TOKİ'yi akladı: 'Konu TOKİ değil konu bir semavi (göksel) bir felaketle yağan yağmurdur' dedi.

2012 yılında İstanbul Esenyurt'ta bir alışveriş merkezi inşaatında çalışan işçilerin kaldığı çadırda çıkan yangın sonucu 11 kişinin hayatını kaybetti. Dönemin ilgili Bakanı Faruk Çelik, 'önlem alınsa yaşanmazdı. Ama kader mi kader' dedi.

2012 yılında Şanlıurfa Cezaevi'nde yangın çıktı. 13 tutuklu ve hükümlünün öldü. İlgili bakan cezaevlerinin yenilendiğini ve geçiş sürecinde böyle şeyler olabileceğini, açıkladı.

Ankara Ostim ve İvedik'te de, 3 Şubat 2011 tarihinde yaşanan patlamalar sonucunda 17 işçi hayatını kaybetmişti. İlgili bakanlar lafı dolandırdı, durdu.

11 Ağustos 2008 Tuzla'da bir petrol tankerinin kurtarma filikası için iniş testi yapılırken kum torbası yerine işçiler kullanınca filikanın düşmesiyle, filikaya bindirilen 19 işçiden üçü öldü, on altısı yaralandı.

3 Temmuz 2020'de Sakarya'nın Hendek ilçesinde yer alan havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamadır. Patlama sonucu yedi işçi ölmüş, 127 işçi ise yaralanmıştır

9 Temmuz'da fabrikadaki havai fişeklerin tahliyesi sırasında, ikinci patlama meydana gelmiş ve bu patlama sonucu üç jandarma ölmüş, on iki kişi de yaralanmıştır.

Tarih 9 Eylül 2009. İstanbul'un göbeğinde yaşanan selde 34 vatandaşımız öldü.

AKP iktidarları döneminde Rize'de 76 insanımız sel nedeniyle hayatını kaybetti.

Giresun'daki sel felaketinde 10 kişi öldü.

Kastamonu, Sinop ve Bartın yaşanan sel felaketlerinde yetkililer 77 vatandaşımızın öldüğünü açıkladı. 

Hepsinde 'doğa, kader, fıtrat' dediler. Göstermelik bile olsa bir tek bakan bile istifa etmedi.

Ya tren kazaları

22 Temmuz 2004 Ankara-İstanbul arasında hızlandırılmış tren seferini yapan tren aşırı hızdan dolayı raydan çıktı. 41 kişi öldü 89 kişi yaralandı.

11 Ağustos 2004 Kocaeli'nin Gebze ilçesinin Tavşancıl mevkiinde iki tren kafa kafaya çarpıştı. 8 kişi öldü, 88 kişi yaralandı.

27 Ocak 2008 İstanbul-Denizli seferini yapan tren raydan çıktı. 9 kişi öldü, 37 kişi yaralandı.

13 Aralık 2018'de Ankara'da meydana gelen Yüksek Hızlı Tren (YHT) kazasında 9 kişi öldü.

8 Temmuz 2018 Çorlu'da meydana gelen kazada 25 kişi öldü, 317 kişi de yaralandı.

Bu kazaların ardından Ne Ulaştırma Bakanı, ne bir TCDD yetkilisi istifa etmedi. Yandaş Bilirkişi eliyle hepsinin üzeri örtüldü.

12 yıl boyunca TCDD Genel Müdürlüğü görevini yapan Süleyman Karaman, bunca ölümlü kazaya rağmen AKP'den milletvekili yapıldı.

AKP 9. İmar affına hazırlanıyor

Yıl 2022 ve ilgili, bilgili ve de yetkili kurum ve kişiler, Türkiye'de 1.5 milyonu acil olmak üzere 6.5 milyon konutun deprem riskine karşı dönüşmesi gerekiyor, diyor.

8 kez imar affı çıkaran AKP iktidarı ise 9. İmar affı hazırlığıyla (AKP mantığıyla) adeta kaderin önünü bir kez daha açmak istiyor.

Kendine sahip çık Türkiye.