''Din dersi' Diyalog dersi oluyor' seslendirme dosyası:
"Batı dünyasında en küçük bir çalışma yapılmayan Dinlerarası Diyalog konusunun Türkiye'de 'devlet politikası haline' gelmesi dikkat çekiyor.
Batı'da sadece üniversitelerde dar bir alana sıkıştırılmış olan Dinlerarası Diyalog konusu, Türkiye'de ilköğretim ve liselere kadar indiriliyor!
Azınlık dinleri çoğunluğa öğretilecek!
Din öğretimi programlarını yenileyen Milli Eğitim Bakanlığı şimdi de 'dinlerarası diyalog' projesini başlattı. Aralarında papaz ve hahamların da yer aldığı 40 din bilgisi öğretmeni, İslamiyet, Hıristiyanlık ve Museviliğin ortak yanlarını saptamaya başladı. İstanbul'daki Türk ve Azınlık okullarında görevli çeşitli dinlere mensup 40 din bilgisi öğretmeni, 3 semavi dinin ortak yönlerini öğrencilere anlatmak üzere ortak bir metin üzerinde çalışmaya başladı.
Papaz ve hahamlar da var
Aralarında öğretmenlik formasyonu bulunan papaz ve hahamların da yer aldığı bu ekibin çalışması "ders notları" olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderilecek, uzmanların incelemesinden sonra da kitap haline getirilecek. Bakanlık kabul ederse dinlerin ortak noktaları, farklı dinlere mensup öğretmenler tarafından da anlatılabilecek. Örneğin papazlar ve hahamlar öğretmenlik formasyonuna sahip olmak koşuluyla Müslüman öğrencilere kendi dinlerini anlatabilecek.
Ortak konular işlenecekmiş
Derslerde inançla ilgili konular yerine sevgi, barış, dayanışma, yoksullara yardım, ibadet, temizlik, çevre, anne-babaya saygı, Allah inancı gibi üç dinde de yer alan konular işlenecek.
Dinlerarası Diyalog Projesi'nin amaçları şöyle sıralanıyor:
* Diğer dinlere ilişkin önyargıları, bilgisizliği gidermek!
* Farklı dinden insanları kendi dünyasının dışına çıkarmak!
* Müslüman çocukların paskalya, yortu, hamursuz gibi bayramları öğrenmesini sağlamak!
* Dünyanın din savaşlarına götürülmek istendiği günümüzde Türkiye'yi dinler arası barışın öncüsü haline getirmek." Bu haber gazetemizin 27 Kasım 2001 tarihli manşeti.
Küresel bir proje olan ve önüne sümüklü Gülen'in konulduğu Dinlerarası Diyalog projesine yani İslam'a karşı başlatılan kalkışmaya bu ülkede sadece Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu direndi.
O gün medyasıyla, siyasetiyle üç bin maymunu oynayanlar, Gülen'e bin bir iltifat düzenler bugün (sözüm onlara) lanet okuyorlar.
Oysa bu projenin sahipleri ilk hedeflerine ulaşmıştı. Neydi o hedef? İnsanımızı İslam'dan, milli ve manevi değerlerden uzaklaştırmak, inancına şüphe düşürmek, diğer inançların da hak olduğunu kabul ettirmek…
Dün Gülen'i alkışlayan zihniyet bugün toplumdan özellikle genç nesilden şikâyetçi. Diğer taratanda mahiyetini bilmedikleri, anlamadıkları için boş hilafet, İslam çağrıları yapıyorlar.
Bunlardan birisi geçen gün dikkatimi çekti. Ders kitaplarında ateizm anlayışı işleniyormuş, genç beyinlere her şey kendiliğinden var oldu, mantığı veriliyormuş diye şikâyet ediyor ve bu tespitlerini Sayın Cumhurbaşkanına arz ediyor. Yeni
Akit gazetesi yazarı Ali Erkan Kavaklı 1 Nisan tarihli yazısında şöyle diyordu:
Cumhurbaşkanımız Ak Parti 7. Olağan Kongresinde aile, eğitim ve kültüre vurgu yaptı, maziden atiye köprüler kuran nesiller yetiştirme hedefinden söz etti. Sadece IQ ve nefsi tatmin üzerine kurulu eğitimle bir yere varılamayacağını; böyle bir eğitim sisteminin bizi haktan, hakkaniyetten, irfandan ve hikmetten uzaklaştıracağını vurguladı.
"Yeni nesiller binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aile ortamından, aileden miras alınan değerlerden ve nihayet mektepte biçimlendirilen şahsiyetten mahrum bir şekilde yetişiyor. Medeniyet nöbetini devralacak nesiller yetiştirmek için eğitim ve kültüre yatırım yapmamız gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanımız hastalığı iyi teşhis etmiş, tedavisini söylüyor.
MEB ve Talim Terbiye hiç duymuyor, üzerine alınmıyor. Fen bilimleri, kimya, biyoloji, fizik, coğrafya, hayat bilgisi kitapları ateist bakış açısıyla yazılmış bilgilerle dolu. Atomu, hücreyi, beyni, insanı, evreni doğa yapıyor, kendiliğinden oluyor, DNA idare ediyor, yazıyor. Allah'ı inkâra devam ediyor fen kitapları…
Uzun uzun örnekler veren Kavaklı yazısını, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a arz ederim' diyerek bitiriyor.
Gülsek mi, ağlasak mı bilemiyorum!
Bu millete alenen deizm, ateizm, şirk enjekte edilmeye başladığı yıllarda AKP iktidar değildi. Ama bugün bu yazıyı yazanların ellerinde aynı kalemleri vardı.
AKP 2002'de iktidar oldu. Peki, ne yaptı?
Hiçbir partinin, hükümetin yapmaya cesaret dahi edemeyeceği adımları attı, kararları aldı, uygulamaya geçirdi.
Bu ülkede hutbelerde okunan 'Allah katında tek din İslam'dır' ayeti İmamlara talimat vererek tam 4 yıl hutbelerde okunmadı.
Konu Meclis'e bile gitti ve soru önergesi verildi. Cevap manidardı; AB öyle istiyor.
Sadece bu mu? Hayır. Dinlerarası Diyalog kapsamında, AB'ye tam üyelik için atılan imzanın bedeli olarak akıl almaz kararlar alındı ve uygulamalar devreye konuldu.
Madem Akit gazetesi ve yazarlarının aklına gençler, ders kitapları geldi, bizde ders kitapları üzerinden gidelim.
Din Kültürü kitaplarına Hz. Musa'nın, Hz. İsa'nın ve Sevgili Peygamberimizin resimleri kondu. (2004)
Din Kültürü kitaplarında mezhep sayısı 4'ten 5'e çıkarıldı. (Bakınız: Orta Öğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı 11. sınıf, MEB Yayınları, İstanbul-2006, sayfa 65, İslam Düşüncesinde Ameli-Fıkhi Yorumlar)
Diğer taraftan aynı kitapların farklı konu başlıklarına, 'mezheplere gerek yok' öğretisi eklendi. (2005'ten beri okutulan 8. sınıf Din Kültürü Kitapları, Dinde Anlayış Farklılıkları/Mezhepler bölümü.)
Sabah gazetesinin 13 Ocak 2005 tarihli haberine göre Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı'na bir genelge göndermesin istiyor. Genelgede, okullara Kur'an-ı Kerim'de geçen bazı kelimelerin kullanılmaması istendi. Cemaat, cihad, fetva, halife, hicret, imam, imamet, kafir, medrese, mücahid, mümin, münafık, şehadet, şehit, şeriat, şirk, tağut, tebliğ, tekke, tevhid… (http://arsiv.sabah.com.tr/2005/01/13/gnd106.html)
Sekizinci sınıf Din Kültürü kitabının namaz tarifinde, bayanlar için "başı yarı açık" resim kullanıldı.
Anadolu'nun köylerine MEB-TTKB'nin 12.07.2004 tarih / 115 sayılı onayını taşıyan AB destekli bu kitaplar, ücretsiz dağıtıldı. Bu kitaplarda haç işareti bulunan, 3 çocuğun kilisede aldığı eğitimi ve kilise dualarını gösteren fotoğraflar kullanıldı.
2005'te onaylanan 5. sınıf Din Kültürü kitaplarında "Kelime-i Tevhid, Lailâhe illallah'tır" deniyor. ("Muhammedur-rasûlullah" ifadesine yer verilmiyor.)
12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabında; "Tüm dinlerde sadaka teşvik edilen güzel bir anlayıştır, tüm dinler doğru olmayı ve alışverişte hile yapmamayı tavsiye eder, bütün dinler çevrenin temiz tutulmasını ve korunmasını tavsiye eder." (Sayfa 122, Sayfa 127, Sayfa 132)
Fatiha suresine sansür
İlköğretim 5. sınıfı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında yer alan Fatiha suresine sansür uygulandı. Talim Terbiye Kurulu Başkanı İrfan Erdoğan bu sansür için 'insanlar arasında düşmanlığı körükleyecek' kavramlar içerdiği için kitaptan çıkarıldığını söyledi.
Milletimize bir kez daha ifade etmek istiyorum ki, bu ve daha nice icraatlar gerçekleştirildiğinde iktidar AKP idi. Yeni Akit gazetesi o zamanlar Vakit idi.
Bugün din, iman, hilafet çağrıları şimdi deizm patladı sapıklıklar, cinayetler vs. çoğaldı diye feryat ediyorlar. Siz patlattınız.
Unutmayın ki insanların delaletine sebep olanlara Allah (c.c) hidayet nasip etmez…
Batı'da sadece üniversitelerde dar bir alana sıkıştırılmış olan Dinlerarası Diyalog konusu, Türkiye'de ilköğretim ve liselere kadar indiriliyor!
Azınlık dinleri çoğunluğa öğretilecek!
Din öğretimi programlarını yenileyen Milli Eğitim Bakanlığı şimdi de 'dinlerarası diyalog' projesini başlattı. Aralarında papaz ve hahamların da yer aldığı 40 din bilgisi öğretmeni, İslamiyet, Hıristiyanlık ve Museviliğin ortak yanlarını saptamaya başladı. İstanbul'daki Türk ve Azınlık okullarında görevli çeşitli dinlere mensup 40 din bilgisi öğretmeni, 3 semavi dinin ortak yönlerini öğrencilere anlatmak üzere ortak bir metin üzerinde çalışmaya başladı.
Papaz ve hahamlar da var
Aralarında öğretmenlik formasyonu bulunan papaz ve hahamların da yer aldığı bu ekibin çalışması "ders notları" olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderilecek, uzmanların incelemesinden sonra da kitap haline getirilecek. Bakanlık kabul ederse dinlerin ortak noktaları, farklı dinlere mensup öğretmenler tarafından da anlatılabilecek. Örneğin papazlar ve hahamlar öğretmenlik formasyonuna sahip olmak koşuluyla Müslüman öğrencilere kendi dinlerini anlatabilecek.
Ortak konular işlenecekmiş
Derslerde inançla ilgili konular yerine sevgi, barış, dayanışma, yoksullara yardım, ibadet, temizlik, çevre, anne-babaya saygı, Allah inancı gibi üç dinde de yer alan konular işlenecek.
Dinlerarası Diyalog Projesi'nin amaçları şöyle sıralanıyor:
* Diğer dinlere ilişkin önyargıları, bilgisizliği gidermek!
* Farklı dinden insanları kendi dünyasının dışına çıkarmak!
* Müslüman çocukların paskalya, yortu, hamursuz gibi bayramları öğrenmesini sağlamak!
* Dünyanın din savaşlarına götürülmek istendiği günümüzde Türkiye'yi dinler arası barışın öncüsü haline getirmek." Bu haber gazetemizin 27 Kasım 2001 tarihli manşeti.
Küresel bir proje olan ve önüne sümüklü Gülen'in konulduğu Dinlerarası Diyalog projesine yani İslam'a karşı başlatılan kalkışmaya bu ülkede sadece Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu direndi.
O gün medyasıyla, siyasetiyle üç bin maymunu oynayanlar, Gülen'e bin bir iltifat düzenler bugün (sözüm onlara) lanet okuyorlar.
Oysa bu projenin sahipleri ilk hedeflerine ulaşmıştı. Neydi o hedef? İnsanımızı İslam'dan, milli ve manevi değerlerden uzaklaştırmak, inancına şüphe düşürmek, diğer inançların da hak olduğunu kabul ettirmek…
Dün Gülen'i alkışlayan zihniyet bugün toplumdan özellikle genç nesilden şikâyetçi. Diğer taratanda mahiyetini bilmedikleri, anlamadıkları için boş hilafet, İslam çağrıları yapıyorlar.
Bunlardan birisi geçen gün dikkatimi çekti. Ders kitaplarında ateizm anlayışı işleniyormuş, genç beyinlere her şey kendiliğinden var oldu, mantığı veriliyormuş diye şikâyet ediyor ve bu tespitlerini Sayın Cumhurbaşkanına arz ediyor. Yeni
Akit gazetesi yazarı Ali Erkan Kavaklı 1 Nisan tarihli yazısında şöyle diyordu:
Cumhurbaşkanımız Ak Parti 7. Olağan Kongresinde aile, eğitim ve kültüre vurgu yaptı, maziden atiye köprüler kuran nesiller yetiştirme hedefinden söz etti. Sadece IQ ve nefsi tatmin üzerine kurulu eğitimle bir yere varılamayacağını; böyle bir eğitim sisteminin bizi haktan, hakkaniyetten, irfandan ve hikmetten uzaklaştıracağını vurguladı.
"Yeni nesiller binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aile ortamından, aileden miras alınan değerlerden ve nihayet mektepte biçimlendirilen şahsiyetten mahrum bir şekilde yetişiyor. Medeniyet nöbetini devralacak nesiller yetiştirmek için eğitim ve kültüre yatırım yapmamız gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanımız hastalığı iyi teşhis etmiş, tedavisini söylüyor.
MEB ve Talim Terbiye hiç duymuyor, üzerine alınmıyor. Fen bilimleri, kimya, biyoloji, fizik, coğrafya, hayat bilgisi kitapları ateist bakış açısıyla yazılmış bilgilerle dolu. Atomu, hücreyi, beyni, insanı, evreni doğa yapıyor, kendiliğinden oluyor, DNA idare ediyor, yazıyor. Allah'ı inkâra devam ediyor fen kitapları…
Uzun uzun örnekler veren Kavaklı yazısını, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a arz ederim' diyerek bitiriyor.
Gülsek mi, ağlasak mı bilemiyorum!
Bu millete alenen deizm, ateizm, şirk enjekte edilmeye başladığı yıllarda AKP iktidar değildi. Ama bugün bu yazıyı yazanların ellerinde aynı kalemleri vardı.
AKP 2002'de iktidar oldu. Peki, ne yaptı?
Hiçbir partinin, hükümetin yapmaya cesaret dahi edemeyeceği adımları attı, kararları aldı, uygulamaya geçirdi.
Bu ülkede hutbelerde okunan 'Allah katında tek din İslam'dır' ayeti İmamlara talimat vererek tam 4 yıl hutbelerde okunmadı.
Konu Meclis'e bile gitti ve soru önergesi verildi. Cevap manidardı; AB öyle istiyor.
Sadece bu mu? Hayır. Dinlerarası Diyalog kapsamında, AB'ye tam üyelik için atılan imzanın bedeli olarak akıl almaz kararlar alındı ve uygulamalar devreye konuldu.
Madem Akit gazetesi ve yazarlarının aklına gençler, ders kitapları geldi, bizde ders kitapları üzerinden gidelim.
Din Kültürü kitaplarına Hz. Musa'nın, Hz. İsa'nın ve Sevgili Peygamberimizin resimleri kondu. (2004)
Din Kültürü kitaplarında mezhep sayısı 4'ten 5'e çıkarıldı. (Bakınız: Orta Öğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı 11. sınıf, MEB Yayınları, İstanbul-2006, sayfa 65, İslam Düşüncesinde Ameli-Fıkhi Yorumlar)
Diğer taraftan aynı kitapların farklı konu başlıklarına, 'mezheplere gerek yok' öğretisi eklendi. (2005'ten beri okutulan 8. sınıf Din Kültürü Kitapları, Dinde Anlayış Farklılıkları/Mezhepler bölümü.)
Sabah gazetesinin 13 Ocak 2005 tarihli haberine göre Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı'na bir genelge göndermesin istiyor. Genelgede, okullara Kur'an-ı Kerim'de geçen bazı kelimelerin kullanılmaması istendi. Cemaat, cihad, fetva, halife, hicret, imam, imamet, kafir, medrese, mücahid, mümin, münafık, şehadet, şehit, şeriat, şirk, tağut, tebliğ, tekke, tevhid… (http://arsiv.sabah.com.tr/2005/01/13/gnd106.html)
Sekizinci sınıf Din Kültürü kitabının namaz tarifinde, bayanlar için "başı yarı açık" resim kullanıldı.
Anadolu'nun köylerine MEB-TTKB'nin 12.07.2004 tarih / 115 sayılı onayını taşıyan AB destekli bu kitaplar, ücretsiz dağıtıldı. Bu kitaplarda haç işareti bulunan, 3 çocuğun kilisede aldığı eğitimi ve kilise dualarını gösteren fotoğraflar kullanıldı.
2005'te onaylanan 5. sınıf Din Kültürü kitaplarında "Kelime-i Tevhid, Lailâhe illallah'tır" deniyor. ("Muhammedur-rasûlullah" ifadesine yer verilmiyor.)
12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabında; "Tüm dinlerde sadaka teşvik edilen güzel bir anlayıştır, tüm dinler doğru olmayı ve alışverişte hile yapmamayı tavsiye eder, bütün dinler çevrenin temiz tutulmasını ve korunmasını tavsiye eder." (Sayfa 122, Sayfa 127, Sayfa 132)
Fatiha suresine sansür
İlköğretim 5. sınıfı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında yer alan Fatiha suresine sansür uygulandı. Talim Terbiye Kurulu Başkanı İrfan Erdoğan bu sansür için 'insanlar arasında düşmanlığı körükleyecek' kavramlar içerdiği için kitaptan çıkarıldığını söyledi.
Milletimize bir kez daha ifade etmek istiyorum ki, bu ve daha nice icraatlar gerçekleştirildiğinde iktidar AKP idi. Yeni Akit gazetesi o zamanlar Vakit idi.
Bugün din, iman, hilafet çağrıları şimdi deizm patladı sapıklıklar, cinayetler vs. çoğaldı diye feryat ediyorlar. Siz patlattınız.
Unutmayın ki insanların delaletine sebep olanlara Allah (c.c) hidayet nasip etmez…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025