İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nin yemek hizmetlerini yürüten Kıroğlu Yemek Hizmetleri Ltd. Şti. sahibi, işadamı Mehmet Kıroğlu, yemeklerde at eti kullanıldığı haberlerine sert tepki gösterdi. 15 Ekim 2003 Çarşamba günü bir televizyon kanalında ( Flash TV), yer alan haberin asılsız iddialar olduğuna dikkat çeken Mehmet Kıroğlu, iddiaların arkasında hastanenin yemek hizmetinin özelleştirilmesi ile rantları kesilen bazı sendikacılar ile ihaleyi almak isteyen bazı şahısların rant kavgasının yattığını söyledi.
Rantları kesilenlerin komplosu
"Komplonun arkasında, Süreyyapaşa Hastanesi'nin yemek hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı olanlar" var diyen Kıroğlu şunları söyledi: "Aslında bana oyun Ankara merkezli oynanıyordu. 'İhaleleri Kıroğlu'na Ankara'dan nasıl verdirmeyelim' diye oynanıyordu. Onun için de daha önce Çalışma Bakanlığına bir komplo beklediğime dair yazılı başvuruda bulunmuştum. Ama at eti komplosu hiç aklıma gelmedi. Bu komplo da sendikacıların başı altından çıktı. Onların bir komplo düzenleyeceklerini de bildiğim için de bir açıklama yapmıştım. Özelleştirme ile sendikaların rantlarının kesildiğini, dolaylı yollardan rüşvet istediklerini söylemiştim. Bir yıl önce Süreyya Paşa'nın yemeği 5,5 triyona çıkıyordu. Kıroğlu'na geçtikten sonra 1,5 trilyona malolmaya başladı. Sendikacıların rantları kesilince 'nasıl yaparız da özelleştirmeden alıp tekrar eski sisteme koyarız' çalışması yapıyorlar. Ama bunu başaramayacaklar."
Kontrol sistemi el vermiyor
At eti yedirme iddiasının çok ağır bir itham olduğunu, insan olanın böyle bir şeye tevessül etmesinin asla mümkün olmadığını, edenlerin insan bile sayılamayacağını belirten Kıroğlu, "Kaldı ki hastanenin, buna izin vermeyecek bir kontrol sistemi var" diyerek şöyle devam etti: "Etler, diyet uzmanı tarafından kontrol edilmeden hastaneye giriş yapamıyor. Giriş yaptıktan sonra da anahtarı bizde değil hastane yetkililerinde olan soğuk hava depolarına konuluyor. Kullanacağımız eti ve diğer malzemeyi onların kontrolünde alıp pişiriyoruz. Pişirirken de bizim aşçıbaşının yanında bir de hastane aşçıbaşısı bulunuyor. Sonra da diyet uzmanı, aşçıbaşı tarafından bizzat kontrol edilip, günlük rapora işlendikten sonra servislere gönderiliyor."
Haklı olan insanın tutumu
Yeni ameliyat olduğu halde haberi duyunca hemen televizyon kanalını aradığını, fakat kimseye ulaşamadığını, ertesi gün soluğu hastanede aldığını, sendikacıların karşısına çıktığını, soruları karşısında çıtlarının çıkmadığını, hastalarla görüştüğünü, hepsinin yemeklerden memnun olduklarını söylediklerini, bununla da yetinmeyip kantindeki kalabalığa kurulan komployu yüksek sesle anlattığını belirten, "haklı olmayan insan bunu yapabilir mi?" diye soran Kıroğlu, hem bu televizyon kanalı hem de hastanedeki sendikacılar hakkında gereken kanuni işlemlere başvuracağını, hastanelere yarar getirmeyen bu insanların sadece hastanelere değil Türk milletine zarar verdikleri için ihracı için elinden gerekeni yapacağını söyledi.
Rantları kesilenlerin komplosu
"Komplonun arkasında, Süreyyapaşa Hastanesi'nin yemek hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı olanlar" var diyen Kıroğlu şunları söyledi: "Aslında bana oyun Ankara merkezli oynanıyordu. 'İhaleleri Kıroğlu'na Ankara'dan nasıl verdirmeyelim' diye oynanıyordu. Onun için de daha önce Çalışma Bakanlığına bir komplo beklediğime dair yazılı başvuruda bulunmuştum. Ama at eti komplosu hiç aklıma gelmedi. Bu komplo da sendikacıların başı altından çıktı. Onların bir komplo düzenleyeceklerini de bildiğim için de bir açıklama yapmıştım. Özelleştirme ile sendikaların rantlarının kesildiğini, dolaylı yollardan rüşvet istediklerini söylemiştim. Bir yıl önce Süreyya Paşa'nın yemeği 5,5 triyona çıkıyordu. Kıroğlu'na geçtikten sonra 1,5 trilyona malolmaya başladı. Sendikacıların rantları kesilince 'nasıl yaparız da özelleştirmeden alıp tekrar eski sisteme koyarız' çalışması yapıyorlar. Ama bunu başaramayacaklar."
Kontrol sistemi el vermiyor
At eti yedirme iddiasının çok ağır bir itham olduğunu, insan olanın böyle bir şeye tevessül etmesinin asla mümkün olmadığını, edenlerin insan bile sayılamayacağını belirten Kıroğlu, "Kaldı ki hastanenin, buna izin vermeyecek bir kontrol sistemi var" diyerek şöyle devam etti: "Etler, diyet uzmanı tarafından kontrol edilmeden hastaneye giriş yapamıyor. Giriş yaptıktan sonra da anahtarı bizde değil hastane yetkililerinde olan soğuk hava depolarına konuluyor. Kullanacağımız eti ve diğer malzemeyi onların kontrolünde alıp pişiriyoruz. Pişirirken de bizim aşçıbaşının yanında bir de hastane aşçıbaşısı bulunuyor. Sonra da diyet uzmanı, aşçıbaşı tarafından bizzat kontrol edilip, günlük rapora işlendikten sonra servislere gönderiliyor."
Haklı olan insanın tutumu
Yeni ameliyat olduğu halde haberi duyunca hemen televizyon kanalını aradığını, fakat kimseye ulaşamadığını, ertesi gün soluğu hastanede aldığını, sendikacıların karşısına çıktığını, soruları karşısında çıtlarının çıkmadığını, hastalarla görüştüğünü, hepsinin yemeklerden memnun olduklarını söylediklerini, bununla da yetinmeyip kantindeki kalabalığa kurulan komployu yüksek sesle anlattığını belirten, "haklı olmayan insan bunu yapabilir mi?" diye soran Kıroğlu, hem bu televizyon kanalı hem de hastanedeki sendikacılar hakkında gereken kanuni işlemlere başvuracağını, hastanelere yarar getirmeyen bu insanların sadece hastanelere değil Türk milletine zarar verdikleri için ihracı için elinden gerekeni yapacağını söyledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.