Desem ki; ülke yönetiminin son on altı yılında tek başına söz sahibi olan mevcut iktidar partisi kadroları, her seçim döneminde İslami söylemleri tepe tepe kullanıp oy topladıkları halde, her seçim sonrasında şahsi çıkarlarını ve parti çıkarlarını İslam'ın çıkarlarından daha önde, daha öncelikli tutmuşlardır.
Desem ki; İslam'ın sırtından kazandıkları her seçim zaferinin ardından İslam'ın önüne Çin seddi gibi setler örmüşler, daima şahsi çıkarlarını daha öncelikli görmüşler, 'Müslümanlıkla yoğrulan bu yurdun' kaynaklarını ecnebilere peşkeş çekmişledir.
Desem ki; on altı yıldan beri her seçim öncesinde İslami söylemleri ve kavramları sınırsız ölçüde kullanarak, istismar ederek oy toplayıp iktidar oldukları halde, elde ettikleri iktidarlarını kapitalizmin hizmetinde kullanmışlar, küresel tefecilerin kasalarını şişirmişlerdir.
Desem ki; söz konusu mevcut iktidar kadroları, miting meydanlarında ve televizyon konuşmalarında İslam medeniyetine ait kavramları sonuna kadar kullandıkları halde, İslam dünyasının bir parçası olan, hatta ana gövdeyi teşkil eden bu ülkeyi ne yazık ki haçlı-siyonist işgalcilerin emir eri durumuna sokmuşlar ve bu hal bugün de aynen devam etmektedir.
Desem ki; mevcut iktidar kadroları bu milletin oyları ile iktidar oldukları halde, iktidarlarını bu milletin ezeli düşmanlarının hizmetinde kullanmışlar, milletin elini-kolunu bağlayarak söz konusu ülkelerin pazarı haline getirmişler, zaten kıt-kanaat geçinen bu milletin gırtlağından-sofrasından keserek, kısarak küresel tefecilere faiz parası olarak aktarmaya devam etmektedirler.
Desem ki; geride kalan on altı yıllık karnesi kırıklarla, zayıflarla dopdolu olan bir parti mensuplarının aslında milletin kapısına gidip oy isterken yüzleri kızarması, hatta kıpkırmızı kesilmesi gerekirken tam zıddı bir durum sergilemeleri dahi bir eksi puan, bir fena puan sayılmalıdır.
Desem ki; ülke erken seçim ortamına sokulmuşken, ülkenin demet demet dertleri birikmiş, çözüm bekleyen problemleri dağlar gibi yığılmışken iktidar partisi çevrelerinin muhalefeti çekiştirmekten başka sermayesi olmaması, dişe dokunur bir proje ile milletin karşısına çıkamaması da yukardan beri söylenenleri haklı çıkarmaktadır.
Desem ki; bunlara oy verirken adını ne koyacaksın, geçerli ve makul bir sebep oluşturdun mu zihninde?
Ne dersin?
Desem ki; İslam'ın sırtından kazandıkları her seçim zaferinin ardından İslam'ın önüne Çin seddi gibi setler örmüşler, daima şahsi çıkarlarını daha öncelikli görmüşler, 'Müslümanlıkla yoğrulan bu yurdun' kaynaklarını ecnebilere peşkeş çekmişledir.
Desem ki; on altı yıldan beri her seçim öncesinde İslami söylemleri ve kavramları sınırsız ölçüde kullanarak, istismar ederek oy toplayıp iktidar oldukları halde, elde ettikleri iktidarlarını kapitalizmin hizmetinde kullanmışlar, küresel tefecilerin kasalarını şişirmişlerdir.
Desem ki; söz konusu mevcut iktidar kadroları, miting meydanlarında ve televizyon konuşmalarında İslam medeniyetine ait kavramları sonuna kadar kullandıkları halde, İslam dünyasının bir parçası olan, hatta ana gövdeyi teşkil eden bu ülkeyi ne yazık ki haçlı-siyonist işgalcilerin emir eri durumuna sokmuşlar ve bu hal bugün de aynen devam etmektedir.
Desem ki; mevcut iktidar kadroları bu milletin oyları ile iktidar oldukları halde, iktidarlarını bu milletin ezeli düşmanlarının hizmetinde kullanmışlar, milletin elini-kolunu bağlayarak söz konusu ülkelerin pazarı haline getirmişler, zaten kıt-kanaat geçinen bu milletin gırtlağından-sofrasından keserek, kısarak küresel tefecilere faiz parası olarak aktarmaya devam etmektedirler.
Desem ki; geride kalan on altı yıllık karnesi kırıklarla, zayıflarla dopdolu olan bir parti mensuplarının aslında milletin kapısına gidip oy isterken yüzleri kızarması, hatta kıpkırmızı kesilmesi gerekirken tam zıddı bir durum sergilemeleri dahi bir eksi puan, bir fena puan sayılmalıdır.
Desem ki; ülke erken seçim ortamına sokulmuşken, ülkenin demet demet dertleri birikmiş, çözüm bekleyen problemleri dağlar gibi yığılmışken iktidar partisi çevrelerinin muhalefeti çekiştirmekten başka sermayesi olmaması, dişe dokunur bir proje ile milletin karşısına çıkamaması da yukardan beri söylenenleri haklı çıkarmaktadır.
Desem ki; bunlara oy verirken adını ne koyacaksın, geçerli ve makul bir sebep oluşturdun mu zihninde?
Ne dersin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025