Değiştiniz mi' Yoksa! Olduğunuz gibi misiniz?

Başbakan Erdoğan, Tahran yolculuğu sırasında uçakta kendisine eşlik edenlerle ve gazetecilerle sohbet etti. Erdoğan, gazetecilere, "Bana kızıyorsunuz değil mi, biraz sinirli miyim?" diye sordu. Bir gazetecinin "Bazen sinirlisiniz" sözüne Erdoğan, "Bana kızmayın, ben olduğum gibiyim" karşılığını verdi.

Acaba olduğu gibi mi? Yoksa değişti mi? Başbakan Erdoğan'ın buna bir karar vermesi gerekir. Daha önceleri her ortamda dilinden hiç düşürmediği sihirli kelime "ben değiştim." Değil miydi? Şimdi ise "ben olduğum gibiyim." Diyor. Başbakanın rahat konuştuğu iki program var. Birincisi Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programı, İkincisi ulusa sesleniş konuşması. İkisinden birinde bu çelişkiyi ortadan kaldırmasını bekliyorum.

Sayın Başbakan bazen yaz oluyor, bazen kış oluyor. Bir Başbakanın bu kadar çelişkili devlet yönetmesi veya bu kadar çelişkili konuşmalar yapması, insanın aklına şunu getiriyor. Hür iradesi ile devlet yönetmiyor. Onu idare eden eller var . Devlet başkanı kararlarını kendisi veya Türk halkı ile almaması halinde sonumuzun ne olacağını yazmaya gerek yok, herhalde.

Sanki çok büyük bir iş yapılmış gibi Büyük şovlar yapılarak hareket ettirilen hızlı tren sonunda vatandaşlarımıza mezar oldu. Ölenlere Allah'tan rahmet yakınlarına da sabır diliyorum.. Tren kazasının nedenleri de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Tempo Dergisi'nin yeni çıkan sayısında, TCDD Genel Müdürü ile Ulaştırma Bakanı arasında geçen konuşmaya yer verildi. Dergi, haberinde TCDD Genel Müdürü Karaman'ın, "Hızlı treni yaparsak, buna tepki gelebilir" sözlerine, Ulaştırma Bakanı Yıldırım'ın "Sen yap kimse fark etmez" cevabını verdiğini yazmış, bunu da ellerindeki ses kasetine dayandırmıştı. Ulaştırma Bakanlığı ise, konuşmanın olduğunu doğruladı. Bence kazanın nedeni; nasıl olursa olsun da bir an önce olsun mantığıyla siyasi ranta dönüştürülmeye çalışılan hızlı tren seferi başlatmak mantığıdır. Bu seferle sanki ülkeyi ekonomik darboğazdan kurtardı. Bu tren seferlerinin bu kadar büyütülmesi de yersizdi. Gerçi..Devlet iradesi küçük düşüncelerin insanları olduğundan dolayı küçük işleri bu kadar büyütmeleri çok doğaldır.

Olay fazla büyümesin , medyaya fazla yayılmasın diye alel acele makinistler kurban edildi.Yarın makinistlerin suçsuzluğu ortaya çıkarsa ne diyeceksiniz. Çok merak ediyorum. Herhalde makinistlere de bir suç bastırma operasyonu düzenlersiniz. "Bana kızmayın, ben olduğum gibiyim" der geçersiniz.

İşin başka bir boyutu bir devlet başkanı suç bastırıyor!?. Gazetecilere davranış ve konuşmalarından şu sonuç çıkıyor. Hani çocuk yaramazlık yaparda babasını kızdırır, babası da çocuğa bağırır. Çocuk suçunu anlar babasına yaklaşır baba çok kızdın mı? Diye sorar ? buradan çıkan sonuç, gazeteci arkadaşlarımın haklılığı ortadadır. Uçaktaki şu son davranışı sergileyeceğine gazetecilerden özür dilese daha iyiydi. Devlet iradesinin böyle bir duruma düşmesi, yani suç bastırması devletin doğru dürüst idare edilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Başbakan yaptığı çelişkili açıklamalarla artık miladının dolduğunun sinyallerini de vermeye başlamıştır. Yani yara yavaş yavaş soğumaya başlamıştır. Aylardır ülkede hiçbir şey değişmedi ülke devamlı geriye gidiyor diyoruz. İktidar da, sanal bazı şeyler oluşturarak her şeyin iyiye gittiğini belirtiyordu. "Politika bir yere kadar biz icraata bakarız" diyen halkta artık bazı şeyleri görmeye başladı. "Yapmacık sanal alemlere karnımız tok" demeye başladılar. Bu halkın başbakanı olmayan hiçbir irade bu ülkede tutunamaz , tutunamayacaktır da. Bu ülkeyi yönetmek için önce Türk halkının başbakanı olmak gerekmektedir.Türk halkının bilgi sahibi olması için Başbakan Erdoğan'dan, değişti mi? Yoksa olduğu gibi mi? Bu konuya bir açıklık getirmesini bekliyorum.