Değer miydi?

Bir makam uğruna, bir mevki uğruna, bir koltuk uğruna bunca değer feda edilir miydi?

Asırlar içerisinde ancak oluşmuş, ancak zihinlere ve gönüllere yerleşmiş olan vazgeçilmez ilkelerin çok kısa zamanda berhava olmasına, toz-duman olmasına aracı olmak, zemin hazırlayıcı olmak ne büyük bir nasipsizlikti, bilemedin mi?

Bir makamda görünmek için, küresel tefecilere ve işgalcilere hoş görünmek için dağ gibi değerler görmezlikten gelinir miydi?

Sürekli ve daima zalimin karşısında olmak, elbette her zaman ve zeminde mazlumun yanında yer almak şeklindeki asla değişmez ilkeler günden güne, yıldan yıla buharlaştığında söyler misin yanında ne kaldı?

Bütün bunların ve benzeri değerlerin yerlerini dolduracak ne bulabilirsin şimdi?

Sürekli ve daima 'veren el olmak, etrafındakileri de veren el yapmak' gibi evrensel bir değeri tepetaklak edip hep 'alan elleri' artırmak için çevirdiğin ve aracı olduğun fırıldaklardan sonra elde kalanlara bir bakar mısın?

Değer miydi?

Sana ikram edilen kuru bir koltuk karşılığında, senden alınanların, senden çalınanların, senden zorla gasp edilenlerin bir listesini yapabildin mi?

Değer miydi?

Bir koltuğa oturmak için, bir milleti millet yapan altından da kıymetli değerlerinin, kıymet hükümlerinin üzerine oturulur muydu?

Küresel işgalciler, bölgeye dair işgal planlarını, yüz yıllık işgal projelerini hayata geçirmek için hırs sahibi, ihtiras sahibi gönüllüler aradığında başını açıp en önde koşmana değdi mi?

Küresel tefeciler, bölgenin her çeşit kaynağını kendi kasalarına aktarmak için, çeşitli ayak oyunları ile yerli halkın elini-kolunu bağlayıp onları sadece tüketici yapmak için gönüllü taşeronlar aramaya çıktıklarında 'hazır kıta' vaziyetinde karşılarına çıkmana değdi mi?

Her kim isen, her kimler iseniz tuttuğunuz yolu, tutunduğunuz dalı, sıktığınız eli ve sebep olduğunuz mevcut hali beğendiniz mi?

Değer miydi bir koltuk uğruna bunca fedakârlık?

Değer miydi bir makam, bir mevki uğruna bunca film ve bunca fırıldak?