Hiç kimse Müslüman cübbesine bürünerek Vatikan'ın "dinlerarası diyalog" projesini, toplumdaki çeşitli inanç mensupları arasında "çay-kahve içmektir, dostane ilişkiler geliştirmektir" gibi basitleştirmesin, bayağılaştırmasın. Dinlerarası diyalog, misyonerliktir.
Dinlerarası diyalog, papalığın Hıristiyanlaştırma projesidir. Dinlerarası diyalog, papalığın misyonudur. Diyalogun akademik tarafı da budur, sosyal tarafı da budur, somut Hıristiyanlaşma neticeleri de bunun göstergesidir.Fetullah Gülen de 9 Şubat 1998 günü Papa'yı ziyaretinde sunduğı mektubunda "Papalık misyonunun bir parçası olduğunu" ilan etmiştir. Bu mektubu 10 Şubat 1998'de Zaman gazetesi, aynı haftaki Aksiyon dergisi yayınlamıştır.Dinlerarası diyalog, Papalığın II. Vatikan Konsili'nin 4. oturumunda kabul edilen, "Nostra Aetate" diye maruf Konsil metninde aktarılan ve 28 Ekim 1965'te Papa VI. Paul'un onayıyla ilan edilen, "Papalığın 3. bin yıl hedefi olarak açıkladığı Asya'nın Hıristiyanlaştırılması projesi"nin bir yöntemidir. Papalığın "çağdaş Hıristiyanlaştırma ve misyonerlik usûlü"dür. Aynı zamanda dünyanın çeşitli üniversitelerinde kürsüsü olan ve halen üniversite hocalığını sürdüren Prof. Dr. Haydar Baş, 1990'lı yıllardan beri gençlerimiz üzerindeki bu misyonerlik manevralarına, bu manevraların gerçekte milli bütünlüğümüzü hedef aldığına, bu manevraların yeni adının "dinlerarası diyalog" olduğuna dikkat çekmektedir, Hicaz Bölgemizi bu kabil İngiliz oyunlarıyla kaybettiğimizi tarihi belge ve hatıratlarla anlatmaktadır. Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler adlı kitabı bu bağlamda yazılmış tarihi bir şaheserdir.Ülkemizdeki dinlerarası diyalog çığırından sonra toplumumuzun iman çivilerinin söküldüğünü, özellikle gençlerimizin "kilise evler"de fevc fevc Hıristiyan- laştırıldığını fark eden vatandaşlarımız, "Beyler çocuklarımızı kaybediyoruz, bu kadar dinsizlik de fazla..." demeye başladı. Bu tepkileri alan diyalogcu çevreler, bu faaliyetlerin kültürler arası yakınlaşma, medeniyetler arası buluşma olduğu şeklinde kıvırtmalara koyuldular.Hiiç sağa-sola kıvırmaya, akademik gevezeliklere tevessül etmeye gerek yok... Kim ne derse desin, dinlerarası diyalog papalık misyonudur, Vatikan'ın geniş çaplı Hıristiyanlaştırma yöntemidir.Haçlı dünyasının, Müslümanların kalbinden İslam'ın temel rüknü olan Hz. Muhammed'e imanı sökme gayretidir. Böylesi bir dinlerarası diyalog namlı Hristiyanlaştıma faaliyeti İslam imanı ve Ehl-i Sünnet akaidinin esaslarına göre açık, net ve ilmi ifadesiyle "küfür"dür (Muhammed b. İsmail er-Reşîd, Tehzib'ü Risalet'il Bedri'r-Reşîd fi Elfâz'il Mükeffirat, vr 12, Yahya bin Ebi Bekr, Esir'ul-Melahide, vr 11b. A.Z. Gümüşhanevî, Camî'ül Mütûn, c.1, Elfaz-ı Küfür, b. 2)Bu dinlerarası diyalog namlı Hıristiyanlaştırma faaliyetinde Müslüman kılıklı insanların, hacı efendi veya hoca efendi kimlikli zevatın vazife üstlenmeleri, Müslüman kılıklı insanların bu işlerde kullanılmaları bu işi meşrulaştırmaz. Bilakis, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed'in kıyamet fitneleri ve ahirzaman ahvaline dair işaretleri hatırlandığında, Müslüman kılıklı kimselerin Hıristiyanlaştırma faaliyetlerinde taşeronluk yapmaları Deccal'in vazifesini üstlenmeleri veya Deccal'e askerlik yapmaları olarak ortaya çıkar.Deccal, öyle kulakları farklı, kolları bacakları değişik, boyu zürafa gibi bir mahluk değildir.Alemlere rahmet Hz. Muhammed'in kıyametin büyük alameti olarak uyardığı, hatta tüm peygamberlerin kendi ümmetlerini ikaz ettikleri Deccal, Müslümanlar arasından çıkacaktır (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9). Bu deccallerin veya onun avanesinin gayretiyle Ümmet-i Muhammed'den gruplar halinde müşriklere, yahudi ve Hristiyanlara iltihaklar yaşanacaktır (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9) Bu süreç, aynı zamanda İstanbul'un Haçlı fitnelerine maruz bırakılacağı günler olacaktır (Ebu Davud, Sünen, Melahim 3, (4294)İmdi bu büyük fitnenin adı oldu dinlerarası diyalog. O halde insanlığın en büyük fitnesi olan Deccal'ı ve avanesini tanımak isteyen varsa, Müslümanları Hz. Muhammmed'den kopartarak Hıristiyanların veya Yahudilerin inançlarına sürüklemeye çalışan Müslüman kılıklı dinlerarası diyalogculara baksın.Unutmayın Deccal ve avanesinin fitnesi, kıyamete dek hep hak din olan İslam ve Hz. Muhammed'in yolu olan sırat-ı mustakim üzere bulunan bir topluluğa etki edemeyecektir. Deccal'in fitnesini, sayıları az da olsa işte bu Hak ve haklı topluluk sona erdirecektir (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9)Mehmet Emin KOÇ
Dinlerarası diyalog, papalığın Hıristiyanlaştırma projesidir. Dinlerarası diyalog, papalığın misyonudur. Diyalogun akademik tarafı da budur, sosyal tarafı da budur, somut Hıristiyanlaşma neticeleri de bunun göstergesidir.Fetullah Gülen de 9 Şubat 1998 günü Papa'yı ziyaretinde sunduğı mektubunda "Papalık misyonunun bir parçası olduğunu" ilan etmiştir. Bu mektubu 10 Şubat 1998'de Zaman gazetesi, aynı haftaki Aksiyon dergisi yayınlamıştır.Dinlerarası diyalog, Papalığın II. Vatikan Konsili'nin 4. oturumunda kabul edilen, "Nostra Aetate" diye maruf Konsil metninde aktarılan ve 28 Ekim 1965'te Papa VI. Paul'un onayıyla ilan edilen, "Papalığın 3. bin yıl hedefi olarak açıkladığı Asya'nın Hıristiyanlaştırılması projesi"nin bir yöntemidir. Papalığın "çağdaş Hıristiyanlaştırma ve misyonerlik usûlü"dür. Aynı zamanda dünyanın çeşitli üniversitelerinde kürsüsü olan ve halen üniversite hocalığını sürdüren Prof. Dr. Haydar Baş, 1990'lı yıllardan beri gençlerimiz üzerindeki bu misyonerlik manevralarına, bu manevraların gerçekte milli bütünlüğümüzü hedef aldığına, bu manevraların yeni adının "dinlerarası diyalog" olduğuna dikkat çekmektedir, Hicaz Bölgemizi bu kabil İngiliz oyunlarıyla kaybettiğimizi tarihi belge ve hatıratlarla anlatmaktadır. Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler adlı kitabı bu bağlamda yazılmış tarihi bir şaheserdir.Ülkemizdeki dinlerarası diyalog çığırından sonra toplumumuzun iman çivilerinin söküldüğünü, özellikle gençlerimizin "kilise evler"de fevc fevc Hıristiyan- laştırıldığını fark eden vatandaşlarımız, "Beyler çocuklarımızı kaybediyoruz, bu kadar dinsizlik de fazla..." demeye başladı. Bu tepkileri alan diyalogcu çevreler, bu faaliyetlerin kültürler arası yakınlaşma, medeniyetler arası buluşma olduğu şeklinde kıvırtmalara koyuldular.Hiiç sağa-sola kıvırmaya, akademik gevezeliklere tevessül etmeye gerek yok... Kim ne derse desin, dinlerarası diyalog papalık misyonudur, Vatikan'ın geniş çaplı Hıristiyanlaştırma yöntemidir.Haçlı dünyasının, Müslümanların kalbinden İslam'ın temel rüknü olan Hz. Muhammed'e imanı sökme gayretidir. Böylesi bir dinlerarası diyalog namlı Hristiyanlaştıma faaliyeti İslam imanı ve Ehl-i Sünnet akaidinin esaslarına göre açık, net ve ilmi ifadesiyle "küfür"dür (Muhammed b. İsmail er-Reşîd, Tehzib'ü Risalet'il Bedri'r-Reşîd fi Elfâz'il Mükeffirat, vr 12, Yahya bin Ebi Bekr, Esir'ul-Melahide, vr 11b. A.Z. Gümüşhanevî, Camî'ül Mütûn, c.1, Elfaz-ı Küfür, b. 2)Bu dinlerarası diyalog namlı Hıristiyanlaştırma faaliyetinde Müslüman kılıklı insanların, hacı efendi veya hoca efendi kimlikli zevatın vazife üstlenmeleri, Müslüman kılıklı insanların bu işlerde kullanılmaları bu işi meşrulaştırmaz. Bilakis, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed'in kıyamet fitneleri ve ahirzaman ahvaline dair işaretleri hatırlandığında, Müslüman kılıklı kimselerin Hıristiyanlaştırma faaliyetlerinde taşeronluk yapmaları Deccal'in vazifesini üstlenmeleri veya Deccal'e askerlik yapmaları olarak ortaya çıkar.Deccal, öyle kulakları farklı, kolları bacakları değişik, boyu zürafa gibi bir mahluk değildir.Alemlere rahmet Hz. Muhammed'in kıyametin büyük alameti olarak uyardığı, hatta tüm peygamberlerin kendi ümmetlerini ikaz ettikleri Deccal, Müslümanlar arasından çıkacaktır (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9). Bu deccallerin veya onun avanesinin gayretiyle Ümmet-i Muhammed'den gruplar halinde müşriklere, yahudi ve Hristiyanlara iltihaklar yaşanacaktır (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9) Bu süreç, aynı zamanda İstanbul'un Haçlı fitnelerine maruz bırakılacağı günler olacaktır (Ebu Davud, Sünen, Melahim 3, (4294)İmdi bu büyük fitnenin adı oldu dinlerarası diyalog. O halde insanlığın en büyük fitnesi olan Deccal'ı ve avanesini tanımak isteyen varsa, Müslümanları Hz. Muhammmed'den kopartarak Hıristiyanların veya Yahudilerin inançlarına sürüklemeye çalışan Müslüman kılıklı dinlerarası diyalogculara baksın.Unutmayın Deccal ve avanesinin fitnesi, kıyamete dek hep hak din olan İslam ve Hz. Muhammed'in yolu olan sırat-ı mustakim üzere bulunan bir topluluğa etki edemeyecektir. Deccal'in fitnesini, sayıları az da olsa işte bu Hak ve haklı topluluk sona erdirecektir (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9)Mehmet Emin KOÇ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.