Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu için toplanan küresel elitlerin derdi ne idi?
Kapital sahipleri, dev şirketlerin patronları, siyasetçiler, besleme medya mensupları… Türkiye’den de muadilleri oradaydı…
Kârlarını daha da artırmak…
Sömürge alanlarını genişletmek…
Mümkün değilse en azından çıkarlarını korumak.
Zarar edeceklerse bunu minimalize etmek…
Bunların kriz dediği kendi kazançları ile alâkalı. Ama dünyadaki gerçek ekonomik sorunlar ile ilgili hiçbir dertleri yok ve olamaz da… Çözümleri ise zaten yok… Kapitalizm-Liberalizm onlar için sadece sömürü aracı… Demokrasi, özgürlük, insan hakları kandırma yolu… Çıkarları tehlikeye girince savaş çıkarmak içten bile değildir.
Dünya insanlığının ekonomik sıkıntıları, artık batı başkentlerinde de protestolarla dillendiriliyor. “Wall Street’i işgal et” , “yüzde 1 e karşı yüzde 99” organizeli tepkiler şunu söylüyor: Gelir dağılımı dengesiz…
İkincisi, işsizlik artıyor. İstihdam alanları daralıyor. ABD başta olmak üzere, batı ülkeleri ve Türkiye’de iş-aş sorunu büyüyor.
Üçüncüsü, batıda ve Türkiye’de ekonomideki büyüme azalıyor ve tersine dönüyor…
Bakıyorsunuz, on binlerce üniversite, iktisat fakülteleri ve ekonomi kürsüleri var. Yüz binlerce ekonomi profesörü ve akademisyen var dünyada…
Çareniz var mı?
Onlarca yıldır ülkelerini yöneten siyasi kadrolar, ekonomi bürokratları var… Bu üç temel soruna dermanınız var mı?
El cevap yok.
Olsa “Kel derman bulsa başına sürer.”
Ama artık biliyoruz ki, bu üç ana problemin de çözümü var. Küresel elitler, onların kontrolündeki yöneticiler ve basın mensupları duymasa da (!) güneş balçıkla sıvanmaz.
Dünyada artık Azeri Prof. Dr. Ruşen Guliyev’in tabiriyle “Haydarizm” var. Müslüman-Türk evladı Prof. Dr Haydar Baş gerçeği var.
* Ben bu işi bilirim, diyor. Ben bu işi yaparım, diyor.
* 7 Uluslararası Ekonomi Kongresinde yüzlerce bilim adamına Milli Ekonomi Modeli (MEM) tezini anlattı.
* Tüketim eksenli bir analizden bahsetti.
* İnsan odaklı bir anlayışla, devleti millet için, milleti de kendi refahı için çalışmaya davet etti.
* MEM’in gayesini de:
1) Gelir dağılımdaki dengesizliği ortadan kaldırmak.
2) Ekonomideki sürekli büyümeyi sağlamak.
3) İstihdamı sağlamak, işsizliği ortadan kaldırmak, iş-aş imkânı sağlamak olarak deklere etti.
* Nobel’e aday gösterilen bu tezin, matematiğini, istatiğini ve modern ekonomi dili ile açılımını yaptı…
Yetmedi… Zengin kapital sahipleri ve sömürge çarkının paralı elamanları anlamasa; milletim anlar, insanım anlar ve kendi menfaatini düşünür dedi. Türkiye’yi il-il, ilçe-ilçe, köy-köy dolaştı. Siyaseten bu tezin önünü millet açsın bari dedi…
Ama küresel belâ, milleti de iliklerine kadar sarmış…
Duydular, dinlediler, anladılar doğru diyorsun dediler. Ama yine de sömürgecilere, Papaz Malthus’un yolundan gidenlere (Kapitalistlere) tam destek verdiler.
Şimdiler de herkes borçlu. Hem de tefeciye…
Borç artıyor. Borç sarmalı büyüyor. Halk gibi devlet de hacizlik hale gelince, Yunanistan’a dendiği şekliyle:
1) Ordunu terhis et, sayısını azalt.
2) Bir mali komiser gönderiyoruz, onunla maliyeni yöneteceğiz diyecekler… Hazır olalım.
Hayır, bunu istemiyoruz diyorsak, Prof. Dr. Haydar Baş’a ve MEM’e kulak verelim.
Kapital sahipleri, dev şirketlerin patronları, siyasetçiler, besleme medya mensupları… Türkiye’den de muadilleri oradaydı…
Kârlarını daha da artırmak…
Sömürge alanlarını genişletmek…
Mümkün değilse en azından çıkarlarını korumak.
Zarar edeceklerse bunu minimalize etmek…
Bunların kriz dediği kendi kazançları ile alâkalı. Ama dünyadaki gerçek ekonomik sorunlar ile ilgili hiçbir dertleri yok ve olamaz da… Çözümleri ise zaten yok… Kapitalizm-Liberalizm onlar için sadece sömürü aracı… Demokrasi, özgürlük, insan hakları kandırma yolu… Çıkarları tehlikeye girince savaş çıkarmak içten bile değildir.
Dünya insanlığının ekonomik sıkıntıları, artık batı başkentlerinde de protestolarla dillendiriliyor. “Wall Street’i işgal et” , “yüzde 1 e karşı yüzde 99” organizeli tepkiler şunu söylüyor: Gelir dağılımı dengesiz…
İkincisi, işsizlik artıyor. İstihdam alanları daralıyor. ABD başta olmak üzere, batı ülkeleri ve Türkiye’de iş-aş sorunu büyüyor.
Üçüncüsü, batıda ve Türkiye’de ekonomideki büyüme azalıyor ve tersine dönüyor…
Bakıyorsunuz, on binlerce üniversite, iktisat fakülteleri ve ekonomi kürsüleri var. Yüz binlerce ekonomi profesörü ve akademisyen var dünyada…
Çareniz var mı?
Onlarca yıldır ülkelerini yöneten siyasi kadrolar, ekonomi bürokratları var… Bu üç temel soruna dermanınız var mı?
El cevap yok.
Olsa “Kel derman bulsa başına sürer.”
Ama artık biliyoruz ki, bu üç ana problemin de çözümü var. Küresel elitler, onların kontrolündeki yöneticiler ve basın mensupları duymasa da (!) güneş balçıkla sıvanmaz.
Dünyada artık Azeri Prof. Dr. Ruşen Guliyev’in tabiriyle “Haydarizm” var. Müslüman-Türk evladı Prof. Dr Haydar Baş gerçeği var.
* Ben bu işi bilirim, diyor. Ben bu işi yaparım, diyor.
* 7 Uluslararası Ekonomi Kongresinde yüzlerce bilim adamına Milli Ekonomi Modeli (MEM) tezini anlattı.
* Tüketim eksenli bir analizden bahsetti.
* İnsan odaklı bir anlayışla, devleti millet için, milleti de kendi refahı için çalışmaya davet etti.
* MEM’in gayesini de:
1) Gelir dağılımdaki dengesizliği ortadan kaldırmak.
2) Ekonomideki sürekli büyümeyi sağlamak.
3) İstihdamı sağlamak, işsizliği ortadan kaldırmak, iş-aş imkânı sağlamak olarak deklere etti.
* Nobel’e aday gösterilen bu tezin, matematiğini, istatiğini ve modern ekonomi dili ile açılımını yaptı…
Yetmedi… Zengin kapital sahipleri ve sömürge çarkının paralı elamanları anlamasa; milletim anlar, insanım anlar ve kendi menfaatini düşünür dedi. Türkiye’yi il-il, ilçe-ilçe, köy-köy dolaştı. Siyaseten bu tezin önünü millet açsın bari dedi…
Ama küresel belâ, milleti de iliklerine kadar sarmış…
Duydular, dinlediler, anladılar doğru diyorsun dediler. Ama yine de sömürgecilere, Papaz Malthus’un yolundan gidenlere (Kapitalistlere) tam destek verdiler.
Şimdiler de herkes borçlu. Hem de tefeciye…
Borç artıyor. Borç sarmalı büyüyor. Halk gibi devlet de hacizlik hale gelince, Yunanistan’a dendiği şekliyle:
1) Ordunu terhis et, sayısını azalt.
2) Bir mali komiser gönderiyoruz, onunla maliyeni yöneteceğiz diyecekler… Hazır olalım.
Hayır, bunu istemiyoruz diyorsak, Prof. Dr. Haydar Baş’a ve MEM’e kulak verelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019