Bir berberde tıraş olurken sohbet siyasete uzandı. Berber soruları peş peşe sordu. Dilimiz döndüğünce anlattık. Madenlerimizin nasıl yok pahasına elden çıkarıldığını, Kuran ve sünnete rağmen nasıl Haçlılarla ittifak yapıldığını, AB uğruna maddi ve manevi olarak neler feda edildiğini anlattım. Tabi her zaman ki soru soruldu: Bu hükümet şu kadar yol yaptı. Onu da anlattık. En yüksek maliyetle yaptıkları yolun ederi ile iktidarda oldukları süre içinde halktan deprem vergisi olarak topladıkları rakam arasındaki büyük uçurumu önlerine koyduk. Haliyle artık laf bitmişti. Berber "Ya hu bunlar hiç iyi bir şey yapmadılar mı?" Diye bir serzenişte bulundu. Yaptılar, dedim. Sigara yasağı getirdiler. Artık vatandaş kahvelerde dumansız hava sahasında, işsiz olarak rahatça oturuyorlar. Güldü...Evet, Akp ve Tayyip bey millete rağmen, millet için siyaset yapıyor. Bunu ben söylemiyorum. Bizzat kendileri söylüyor. Acı olan hala milletimin bunları alkışlaması. Bakın eğitim konusunda Türkiye'nin her bölgesinin eşit olduğunu iddia eden Başbakan ne diyor: "Şişli ile Şemdinli aynı imkânlara sahip." (17 Eylül 2007) Siz inanıyor musunuz Şişli ile Şemdinli'nin aynı imkanlarda olduğuna? Bu nasıl bir körlüktür? Sonra Tayyip bey şu kadar üniversite açtık, diye meydanlarda reklamını yapıyor. Ama eğitimli işsizler ordusu için ne diyor biliyor musunuz? "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide yok." 30 Eylül 2009 Diğer taraftan, ülkemizin en büyük sorunu, bölünme gündeme gelmeden evvel işsizlik idi. Ama AKP'ye göre ülkemizde işsizlik yok. Evet, bizzat Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan'ın 5. KOBİ zirvesinde sarf ettiği cümle "Türkiye'de işsizlik olduğuna inanmıyorum." (13 Aralık 2007) Senin derdine inanmıyor ki, senin seçtiğin yönetici, derman bulsun. Yine taşeron firmaların ağır şartlarında ve diğer çalışma alanındaki sıkıntılar konusunda da en yetkili ağız ne diyor. "Ülkemizde bu şartlarda çalışacak çok insan var." (1 Ocak 2010, Ömer Dinçer.) Bu resmi ağızdan açık bir tehdittir. Çalışırsan çalış, çalışmazsan. Milleti alaya alışları bu kadarla sınırlı değil. Bakın bir maden faciası yaşadık. Ülkeyi yönetenler ne dedi, hatırlayın:* "Ölmek madencilerin kaderinde var." 19 Mayıs 2010 / Recep Tayyip Erdoğan* (bu açıklamasını eleştirenlere ise) "Kadere imanın yoksa seninle tartışacak değilim." 21 Mayıs 2010 / Recep Tayyip Erdoğan* (Tabi başbakanından cesaret alan Ömer Dinçer'de adeta vatandaşın yarasına tuz döktü): "Madenciler güzel öldüler." (27 Mayıs 2010) Aynı bakan Şili'de yaşanan ve iki ay sonra sağ salim çıkarılan madenciler için ne dedi biliyor musunuz? "Bizde olsa 3 günde çıkarırdık."* Beşir Atalay herhalde Ebu Garip hapishanesindeki vahşete kıyasla "İşkence konusunda hamdolsun ülkemizde sorun yoktur" diyor. (13 Haziran 2008) Gerçek nedir? Yaşıyoruz. Hükümeti eleştiren, yazan, çizenlere bakın. Öğrenci eylemlerine bakın. Silivri'ye bakın. Öcalanla kıyaslayın. İktidara göre her şey mükemmel. 20 - 25 bin dolar vatandaşın gelir düzeyi. ABD başkanlarının yanında bacak bacak üstüne atan bir Başbakan, AB ile kanka olmuş bir hükümet. Dış politikada gelene ağam, gidene paşam, diyerek ülkenin sorunlarını sıfıra indirmiş bir iktidar. Sat kurtul mantığı ile para babalarının sevgilisi olmuş bir iktidar. Her şey kendilerince toz pembe. Gerçek mi? Hayır. İşte asıl gerçekleri millete anlatmaya kalkanlara da iktidar o muhteşem ileri demokrasi mantığıyla cevap veriyor;* Ahmet Aydoğmuş AKP Çorum Milletvekili: "İktidara karşı çıkanların kanını tahlile yollamak gerekir. Bu kanı bozuklar, gizli sözleşmeler yaparak ihanet etmişlerdir." 23 -Şubat 2010... Tabii o da ilhamı Başbakanından alıyor. Ne demişti Tayyip bey: "Köşe yazarları az yazarsa ülke huzur bulur." (1 Aralık 2009)Son olarak, meydanlara bir bakın. Kopya olsun, aşırma olsun hemen hemen her parti vatandaş için projeler dillendiriyor. Kimi kart veriyor, kimi 200 TL veriyor, kimi aile sigorta sistemini anlatıyor vs. (Bu projelerin aslının Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde olduğunu artık inkar da etmiyorlar.) AKP ne yapıyor? AKP, çalışma hayatı ile ilgili en azından asgari ücret, yoksulluk sınırının üstünde olacak, diye bir vaatte neden bulunamıyor? Neden sizin sorunlarınızı gizleyerek muhalefete sataşıyor? Eğer çılgın proje ile, yol ile, adliye sarayı vs. ile karnınız doyacaksa, yarın "kendim ettim, kendim buldum" demekten başka mazeretinizde kalmayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025