Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye yalnız kaldı
Balıkesir'de astsubayların mezuniyet törenindeki konuşmasında Türkiye'nin ne maruz kaldığı terör saldırılarını, ne uluslararası alanda karşılaştığı riyakarlığı ne de ekonomideki kriz görüntüsünü hak edecek bir sorunu bulunmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak adeta yalnız bırakılmış bir ülkeyiz" dedi
31.08.2018 00:00:00
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'de Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Mezuniyet Töreni'nde konuştu.
Mezunlara, vazifelerinde başarılar dileyen Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde astsubaylık kritik bir görevdir. 15 Temmuz kıyamının sembol ismi Ömer Halisdemir kardeşimiz de bir astsubaydı. Ordumuza astsubay olarak katılıp daha sonra subaylığa geçen, general rütbesine kadar yükselen kardeşlerimiz var. Azmi, disiplini, kabiliyeti ve hedefi olan herkese Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm kademelerinin kapıları sonuna kadar açıktır. Subaylarımız, astsubaylarımız ve giderek sayıları artan uzman personel yapısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bölgesinin ve dünyanın en güçlü ordularının başında gelme konumunu sürekli tahkim ediyor. Üstelik bu yeni bir durum da değildir. Biz bu orduyla değil terör örgütlerini Allah'ın izniyle tıpkı ecdadımız gibi 7 düveli önümüze katar cehenneme kadar kovalarız" diye konuştu.
'Türkiye yalnız bırakıldı'
"Türkiye'nin ne sınırları içinde ve dışında maruz kaldığı terör saldırılarını ne uluslararası alanda karşılaştığı riyakarlığı ne de ekonomide oturtulmaya çalışıldığı kriz görüntüsünü hak edecek bir sorunu bulunmuyor" diye konuşan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Terörle mücadele konusunda bizden istenen nedir? Suriye ve Irak'ta DEAŞ'ından PKK'sına kadar tüm terör örgütleri ülkemizi taciz etsin ama biz elimiz kolumuz bağlı oturalım. Öyle mi? Terörle mücadele herkese hak görülüyor ama konu Türkiye olunca birden işin rengi değişiyor. Halbuki biz uzun yıllardır Kuzey Irak'tan bir süredir Suriye'den ülkemize yapılan saldırılar karşısında adeta yalnız bırakılmış bir ülkeyiz. Suriye'den Kilis, Gaziantep, Reyhanlı ve Kırıkhan'a 127 roket, top ve havan saldırısı yapılır, 7 vatandaşımız hayatını kaybeder, 125 vatandaşımız yaralanırken bunlar ne yapıyordu biliyor musunuz? Ülkemize daha önce konuşlandırılmış hava savunma sistemlerini hemen geri çekiyorlardı. Sadece bununla kalmadı kendimizi koruyabilmemiz için ihtiyacımız olan füze savunma sistemleri ve yüksek teknolojiye dayalı silah ve ekipmanlar olmadık bahanelerle bize verilmedi. Hatta bize parasıyla satmadıkları silahları götürüp terör örgütlerine bedava verdiler. Topraklarımızı korumak ve milletimizin can ve mal güvenliği için alternatif arayışına girdiğimizde de hemen karşımıza dikilip, 'Sakın ha' diyorlar. Bizim bu tür dayatmaları kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye'nin S-400'lere ihtiyacı var ve bunun da anlaşması bitmiştir. İnşallah en kısa zamanda alacağız."
Türkiye'nin de proje ortağı olduğu F-35 savaş uçaklarının teslimatıyla ilgili de konuşan Erdoğan, "Biz anlaşmanın gereği olan 900 milyon dolar ödeme yaptık. F-35'lerin bize verilmesi gerekiyor. Verilir verilmez? Bilemem. Artık dünya tek ülkeden ibaret değil. Orası vermezse biz başka ülkeden bunları temin ederiz. Veya üretiriz. Bakın İHA'ları da vermediler, kendimiz ürettik" dedi.
'Döviz kurunu, döviz kurşunu haline getirdiler'
"Ülkemizle ilgili olarak Amerika'da açılan davaların, verilen mahkumiyet kararlarının örneği bir başka ülkede yok" diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bizi tek taraflı ilişkiye zorlayanların kendilerinin gizli ve açık dünyanın dört bir yanında ne tür faaliyetler içinde olduklarını da gayet iyi biliyoruz. Bugüne kadar ikili veya çok taraflı ilişkilerimizin hiçbirinde sözümüzü tutmazlık etmedik. Kimseye riyakarlık yapmadık. Ama bize hepsi yapıldı."
"İzmir'de tamamen hukuk içinde yürüyen bir davayı bahane ederek, Türkiye'yi askeri ve ekonomik alanda çökertmeye yönelik gayretler içerisine girilmesini hiçbir mantıkla izah etmek mümkün değildir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Döviz kurundaki istikrarsızlık ülkemize yönelik bir operasyondur. Terör örgütleri eliyle içimizdeki ihanet çeteleri vasıtasıyla yapamadıklarını döviz kurunu, döviz kurşunu haline getirdikleri ekonomi silahıyla gerçekleştirmek istiyorlar. Türkiye bu saldırının da üstesinden gelecektir. "Döviz kuru ne olacak" diye soranlar varsa onlara verecek cevabımız şudur: Bu da geçer yahu?" ifadelerini kullandı.
Mezunlara, vazifelerinde başarılar dileyen Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde astsubaylık kritik bir görevdir. 15 Temmuz kıyamının sembol ismi Ömer Halisdemir kardeşimiz de bir astsubaydı. Ordumuza astsubay olarak katılıp daha sonra subaylığa geçen, general rütbesine kadar yükselen kardeşlerimiz var. Azmi, disiplini, kabiliyeti ve hedefi olan herkese Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm kademelerinin kapıları sonuna kadar açıktır. Subaylarımız, astsubaylarımız ve giderek sayıları artan uzman personel yapısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bölgesinin ve dünyanın en güçlü ordularının başında gelme konumunu sürekli tahkim ediyor. Üstelik bu yeni bir durum da değildir. Biz bu orduyla değil terör örgütlerini Allah'ın izniyle tıpkı ecdadımız gibi 7 düveli önümüze katar cehenneme kadar kovalarız" diye konuştu.
'Türkiye yalnız bırakıldı'
"Türkiye'nin ne sınırları içinde ve dışında maruz kaldığı terör saldırılarını ne uluslararası alanda karşılaştığı riyakarlığı ne de ekonomide oturtulmaya çalışıldığı kriz görüntüsünü hak edecek bir sorunu bulunmuyor" diye konuşan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Terörle mücadele konusunda bizden istenen nedir? Suriye ve Irak'ta DEAŞ'ından PKK'sına kadar tüm terör örgütleri ülkemizi taciz etsin ama biz elimiz kolumuz bağlı oturalım. Öyle mi? Terörle mücadele herkese hak görülüyor ama konu Türkiye olunca birden işin rengi değişiyor. Halbuki biz uzun yıllardır Kuzey Irak'tan bir süredir Suriye'den ülkemize yapılan saldırılar karşısında adeta yalnız bırakılmış bir ülkeyiz. Suriye'den Kilis, Gaziantep, Reyhanlı ve Kırıkhan'a 127 roket, top ve havan saldırısı yapılır, 7 vatandaşımız hayatını kaybeder, 125 vatandaşımız yaralanırken bunlar ne yapıyordu biliyor musunuz? Ülkemize daha önce konuşlandırılmış hava savunma sistemlerini hemen geri çekiyorlardı. Sadece bununla kalmadı kendimizi koruyabilmemiz için ihtiyacımız olan füze savunma sistemleri ve yüksek teknolojiye dayalı silah ve ekipmanlar olmadık bahanelerle bize verilmedi. Hatta bize parasıyla satmadıkları silahları götürüp terör örgütlerine bedava verdiler. Topraklarımızı korumak ve milletimizin can ve mal güvenliği için alternatif arayışına girdiğimizde de hemen karşımıza dikilip, 'Sakın ha' diyorlar. Bizim bu tür dayatmaları kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye'nin S-400'lere ihtiyacı var ve bunun da anlaşması bitmiştir. İnşallah en kısa zamanda alacağız."
Türkiye'nin de proje ortağı olduğu F-35 savaş uçaklarının teslimatıyla ilgili de konuşan Erdoğan, "Biz anlaşmanın gereği olan 900 milyon dolar ödeme yaptık. F-35'lerin bize verilmesi gerekiyor. Verilir verilmez? Bilemem. Artık dünya tek ülkeden ibaret değil. Orası vermezse biz başka ülkeden bunları temin ederiz. Veya üretiriz. Bakın İHA'ları da vermediler, kendimiz ürettik" dedi.
'Döviz kurunu, döviz kurşunu haline getirdiler'
"Ülkemizle ilgili olarak Amerika'da açılan davaların, verilen mahkumiyet kararlarının örneği bir başka ülkede yok" diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bizi tek taraflı ilişkiye zorlayanların kendilerinin gizli ve açık dünyanın dört bir yanında ne tür faaliyetler içinde olduklarını da gayet iyi biliyoruz. Bugüne kadar ikili veya çok taraflı ilişkilerimizin hiçbirinde sözümüzü tutmazlık etmedik. Kimseye riyakarlık yapmadık. Ama bize hepsi yapıldı."
"İzmir'de tamamen hukuk içinde yürüyen bir davayı bahane ederek, Türkiye'yi askeri ve ekonomik alanda çökertmeye yönelik gayretler içerisine girilmesini hiçbir mantıkla izah etmek mümkün değildir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Döviz kurundaki istikrarsızlık ülkemize yönelik bir operasyondur. Terör örgütleri eliyle içimizdeki ihanet çeteleri vasıtasıyla yapamadıklarını döviz kurunu, döviz kurşunu haline getirdikleri ekonomi silahıyla gerçekleştirmek istiyorlar. Türkiye bu saldırının da üstesinden gelecektir. "Döviz kuru ne olacak" diye soranlar varsa onlara verecek cevabımız şudur: Bu da geçer yahu?" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.