ABD'nin İran savaşını tetiklediği şu günlerde, 1 Mart tezkeresinden geriye kalan tartışma yeniden gündemde.İri gazetenin genel yayın yönetmeni başta olmak üzere, bir sürü gazeteci, Adalet ve Savunma Bakanı ve nihayet Cobra II adlı kitap şu temel mesajı milletin şuuraltına yüklemeye çalışıyorlar:"Eğer 1 Mart tezkeresi geçmiş olsaydı, Türk ordusu K. Irak'a girecekti. Böylece bugün karşılaştığımız Kürt devleti başta olmak üzere, meseleleri yaşamayacaktık. 1 Mart'ta tezkereyi reddederek Amerikalıları Kürtlerle stratejik ortak yaptık".Cobra II isimli kitap -belli ki şanlı medyamız yazı dizileri halinde bunu verecek- rakamlar vererek K. Irak'a girecek Türk askerinin sayısını veriyor.Sonuç itibariyle konuya ilişkin bu bağlamda bir dünya argümandan bahsedebiliriz ama genel havayı şöyle özetleyebiliriz:"1 Martta tezkereyi reddederek büyük bir hata yaptık. Başımıza ne geliyorsa bunun sebebi 1 Marttaki reddir."Soruyu hemen soralım:Bu iddialar doğru mudur?El cevap: Kesinlikle doğru değildir. Basın-siyaset ve dışarıdan destekli yazılar, yayınlar bütün olarak yalan söylüyorlar.Gelin niçin bu yalana başvuruluyor sorusundan başlayarak, doğruları sizlerle paylaşalım.1) 1 Mart tezkeresinin reddedilmesini ABD'nin 65 bin coni, 255 uçak ve 65 helikopterine hayır demek anlamına geliyor. Bir kere bu başlı başına sakat bir mesaj. Çünkü ABD'nin 'ben güçlüyüm, benim dediğim olur, yapmak zorundasınız' yollu temel psikoloji yöntemini parçalamış oluyorsunuz ki bu Washington'un en son kabul edeceği şeydir. 2) Bu temel tartışmanın devam ettirilmesinin veya yeni argümanlarla beslenmesinin zamanlaması başılıbaşına ilginçtir.Bu tartışma ABD İran'ı vurmak için Türkiye'den topraklarını ve askerini açmasını isterken devam ettirliyor.Verilen mesaj açık:"Irak'ta yaptığımız hatayı İran için yapmayın. Irak'ta başınıza gelenleri (çuval dahil) hatırlayın"3. ABD hiçbir zaman Türk askerinin K. Irak'a girmesine izin vermedi. Evet, altını çizerek bunu söylüyorum. Amerikalılar tezkere müzakereleri sırasında Türk askerinin Irak'a girmesini 'bizim kırmızı çizgimiz de budur' diyerek reddettiler. Türkiye'nin "Saddam Kürtlere saldırırsa Türk sınırına bir yığılma olur, o açıdan K.Irak'a girelim" teklifine ise sadece ve sadece "sınırın 5 kilometre içine kadar girebilirsiniz" şeklinde olmuştu. Kısaca, ABD hiçbir zaman Barzani ve Talabani'nin isteklerinin dışına çıkmadı. 4) Amerikalılar Türk askerinin kendi komutasında Irak'a girmesini de asla kabul etmediler.Eğer Türk ordusu K. Irak'a girebilseydi dahi (kabul edilmediğini yukarıda ifade ettik) komutan Amerikalı olacaktı. Bunun anlamı herhalde kendi içinde açıktır. Biz K.Irak'a tamamen ABD'nin senaryoları dahilinde girebilecektik. Kendi senaryomuzu uygulayabilmek için değil!5) Amerikalıların Türk askerini K. Irak'ta istemediklerinin en büyük delili 6 Ekim tarihli tezkeredir. Hükümet hiçbir şarta bağlı olmadan Türk askerinin Irak'a girmesine ilişkin tezkereyi 6 Ekim'de Meclisten geçirdiği halde Amerikalılar 'hayır istemiyoruz' dediler.Bilmiyorum kamuoyunu 1 Martta şartlandıran kafalar 6 Ekim tezkeresinden niçin hiç bahsetmezler!6) Tezkereyi reddeden biz değildik aslında. Amerikalılar bunun böyle olmasını istemişlerdi. Evet müthiş gerçek budur!Tezkerenin Meclis'e sevkedildiği gün hala ortalarda kabul edilmiş bir mutabakat yoktu. Yani Meclis'den bir ordu büyüklüğündeki Amerikan askerlerinin Türk topraklarına kabul edilmesi isteniyordu ama bunun prosedürünü olsun düzenleyecek bir anlaşma ortada yoktu. Şayet Amerikalılar tezkerenin geçmesini istemiş olsalardı mutabakat muhtırasını imzalarlardı. O zamanda tezkere geçerdi. Genel Kurul tutanaklarını okuyanlar milletvekillerinin bu konudaki haklı hassasiyetlerini ve reddin gerekçesini göreceklerdir.Amerikalılar o kdar lakayd idilerki askerlerinin yaka kartı parasını dahi bizim karşılamamızı istıiyorlardı. Yaka kartı parasını dahi bizden çıkarmaya çalışanların Türk askerinin K.Irak'a girişine nasıl evet diyeceğini varın siz hesap edin.7) Amerikalıları mutabakat muhtırası noktasında lakaydlığa sevk eden şey son derece nett. Çünkü onlar deyim yerindeyse hükumeti bağlamışlardı!. Tezkere geçmedende alacaklarını elde edebileceklerdi. Dolayısıyla 1 Mart'a rağmen üretilen çeşitli formüllerle ABD asker ve teçhizatını K.Irak'a geçirmiştir. Kuzey cephesi açılması iddiası yalandan ibarettir!Yalanı çürütmeye devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021