Pazar günü Ankaralılar Cebeci Meydanı'nda Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı bağırlarına bastı. Soğuk hava ve zaman zaman yağan yağmura rağmen Hocamızı bağrına basan on binler karşılarında ilimle siyaseti mezcetmiş ve bunu hitabetine suda erimiş şeker gibi emzirmiş bir bilge ve gönül adımını buldu.Prof. Dr. Haydar Baş son sözlerini söyledikten sonra televizyonu kapatıp, düşündüm. Nedense aklıma Hz. Muhammed aleyhisselamın Veda Hutbesi geldi. Hutbenin bir yerinde Resulullah(s.a.v.), sözlerinin burada bulunalar tarafından iyi dinlenip iyi anlaşılmasını, gittikleri ve ulaştıkları her yerde kendisinden dinlediklerini anlatmasını istiyordu. "Olabilir ki" diyordu "..burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan bir kimseye ulaştırmış olur.."Haydar Baş Hocamız da Cebeci Meydanındaki on binlere, 7 Haziran'a kadar hane hane dolaşmalarını, kendilerine anlatılan Türk devleti, Türk milleti ve İslâm ümmetinin karşı karşıya bulunduğu tehlikeler ve bu tehlikeler karşısında yapılması gerekenleri ulaştıkları herkese anlatmalarını istiyordu. Belli ki, "Dinleyenlerin anlamalarını" bekliyor, dinleyeceklerin anlamalarını "umuyor"du?Ne diyelim?"İnşallah" diyelim!Ve elimizi taşın altına koyalım.Peki, Cebeci Meydanındaki on binler Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediğini yapar mı?Hiç şüpheniz olmasın, yapar. Çünkü Cebeci Meydanındaki on binler, Ahmet Davutoğlu ve Recep Erdoğan'ın mitingine Valilerin "Meydanda olun, gitmeyenin mazereti kabul edilmeyecek, soruşturma açılacaktır" emri ile orada değillerdi. Yine Cebeci Meydanındaki on binler, Milli Eğitim Müdürlerinin yazılı emirleri ile Davutoğlu ve Erdoğan mitinglerini dolduran on binler değildi. Onlar, kıt imkânlarla, kavşaklara asılan birkaç duyuru afişi ile kopup gelmiş gönül ehli dava erleri idi.. İnsanların Davutoğlu ve Erdoğan mitinglerine kamu araçları ile taşındığı gibi taşınmadı Cebeci Meydan'ına o on binler. Kimi yürüyerek geldi, kimi dolmuşla?Erdoğan ve Davutoğlu mitinglerine tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olan devlet imkânları seferber edilirken, yine tüyü bitmemiş yetim hakkı olan devletin imkânları Prof. Dr. Haydar Baş'ın sesini kısmak için engellendi, engelleniyor amma bütün bunlara rağmen Cebeci Meydanı on binlerin "Üstat Başbakan" sloganları ile inledi. Örümceğin ağı paramparça oldu.Evet, artık, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Başbakan olması gerek. Türkiye'nin Milli Ekonomi Modeli'ne acil ihtiyacı var çünkü. Madem bu toprağın insanı "İmam hatip kökenli bir başbakanımız" oldu, bir "İmam Hatip mezunu cumhurbaşkanımız oldu" diye övünüyor. Öyleyse Türkiye yerinde saymamalı. Ve artık İmam Hatip geride kalmalı, Hem İlahiyat Fakültesi Mezunu, üstelik İlahiyat Fakültesi mezunu olmakla kalmamış, öğretim üyesi olarak 14 yıl üniversitede ders vermiş Prof. Dr. Haydar Baş, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmalı değil mi!..Bu soruya "Evet" diyen herkese "Büyük bir sorumluluk" düşüyor. Cebeci Meydanında teslim alınan emanet adrese en nezih ve en seri bir şekilde ulaştırılmalı, fiili ve kavli dualarda noksan bırakılmamalı?Ülkemizi daha ne kadar Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanlarına yönettireceğiz, anlamadık gitti?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015