Kainatı yaratıp ona en mükemmel ölçü ve nizamı veren yüce Allah; insanı yeyüzünde başıboş bırakmadığını, gönderdiği kutsal kitabımız Kur'an'da bildirmiştir. Yeryüzünü insanın emrine vererek, kendisine kulluk ettiği ölçüde üstün ve şerefli varlık olarak insanı yükseltmiştir Rabb'imiz. İnsanın mana yönünde yükselişi Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin (sav) sünnetine uygun bir yaşayış tarzıyla gerçekleşir. Müminlerin Kur'an-ı Kerim'i okuyup öğüt almalarını emreden yüce Allah; Hz. Muhammed (sav)'i de uyarıcı ve müjdeci olarak göndermiştir insanlara.
Öyleyse, aldığı öğüde uygun alışkanlık kazanıp, iyi ve doğru davranış biçimleri geliştirerek Allah'ın rızasına eriştirecek olan yaşayışı seçmek her Müslümanın ilkesi olmalıdır. Aslında her iki dünyada huzura ulaştıran yol İslami yaşayıştan geçmektedir.
İslam dininin öğütlediği öğrenme ve öğrendiğini doğru ve tanı olarak hayatına geçirme işlemi her yerde ve her an müminin yararınadır. Müslümanların hayatının tüm alanlarına ışık tutarak aydınlatmaya yeter dinimizin öğütleri. Bu konuda Allah'ın en büyük nimeti olan akıl ile cüzi iradeyi kullanmak, ruh dünyasının derinliğindeki ince duygularla kalbini yumuşatmak yeterli bir çabadır Müslüman için.
Hadis-i Şerifinde; "Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz" buyurmuştur Peygamberimiz (sav). Her konuda kolaylık sağlayan İslam dini; Müslümanların hayatlarını düzen içinde, huzur verecek yönde şekillendirmelerini amaçlamıştır. Bir başka hadisinde ise Müslümanı "Elinden ve dilinden, insanların zarar görmediği kişi" olarak tanımlamıştır Peygamberimiz.
Çoğu zaman ise öğütler gereği gibi hayata geçemiyor. Bilgisizlik, duyarsızlık nedeniyle önemsenmiyor belki.
"Temizlik imandan gelir" sözünü belki her Müslüman bilir. Ancak doğal çevreyi ve kent yollarını temiz tutmada gereğince özen ve hassasiyete henüz erişilemedi. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün ne yazık ki.
Müslüman, ibadetleriyle ahiretini kazanmaya çalışırken; İslam dininin en güzel yüce ahlakıyla yine Allah'ın hoşnutluğunu, hem de çevresindeki mümin kardeşlerine gösterdiği dürüstlük, merhamet, yardımla onların saygı ve sevgisini kazanmalıdır. Bunun için de bilmediğini öğrenerek kendi kişiliğini geliştirip olgunlaşmalıdır.
Başta Kur'an ayetleri olmak üzere Peygamberimizin hadisleriyle İslam alimlerinin öğütleri; her Müslümanı olgun insan yapacak olan paha biçilmez değerlerdir.
Günlük koşuşturmalar arasında hızla akıp geçen dünya hayatında, İslam dinindeki mübarek gün ve gecelerin değeri daha iyi anlaşılıyor. Kırgın kalpler umutsuz gönüller silkinip uyanıyor, can buluyor kutlu zaman dilimlerinde. Bu güzel, imkanı kendisine hediye sunan Rabb'ine şükrederek, öğütleri belleğine işleyebilmeli mümin. Kalbinin en derin köşesinde saklamalı o güzel, o hikmet dolu öğütleri. Gerektiğinde ise en olgun davranış biçimi olarak çocuklarına ve çevresinde öğüde susamış Müslümanlara, sunmalı. Ancak karşısındakini küçümseyerek değil, yararlı olma duygularıyla vermeli öğüdü. Her işin Allah rızası için yapılması gerektiği duygu ve idrakiyle.
Öyleyse, aldığı öğüde uygun alışkanlık kazanıp, iyi ve doğru davranış biçimleri geliştirerek Allah'ın rızasına eriştirecek olan yaşayışı seçmek her Müslümanın ilkesi olmalıdır. Aslında her iki dünyada huzura ulaştıran yol İslami yaşayıştan geçmektedir.
İslam dininin öğütlediği öğrenme ve öğrendiğini doğru ve tanı olarak hayatına geçirme işlemi her yerde ve her an müminin yararınadır. Müslümanların hayatının tüm alanlarına ışık tutarak aydınlatmaya yeter dinimizin öğütleri. Bu konuda Allah'ın en büyük nimeti olan akıl ile cüzi iradeyi kullanmak, ruh dünyasının derinliğindeki ince duygularla kalbini yumuşatmak yeterli bir çabadır Müslüman için.
Hadis-i Şerifinde; "Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz" buyurmuştur Peygamberimiz (sav). Her konuda kolaylık sağlayan İslam dini; Müslümanların hayatlarını düzen içinde, huzur verecek yönde şekillendirmelerini amaçlamıştır. Bir başka hadisinde ise Müslümanı "Elinden ve dilinden, insanların zarar görmediği kişi" olarak tanımlamıştır Peygamberimiz.
Çoğu zaman ise öğütler gereği gibi hayata geçemiyor. Bilgisizlik, duyarsızlık nedeniyle önemsenmiyor belki.
"Temizlik imandan gelir" sözünü belki her Müslüman bilir. Ancak doğal çevreyi ve kent yollarını temiz tutmada gereğince özen ve hassasiyete henüz erişilemedi. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün ne yazık ki.
Müslüman, ibadetleriyle ahiretini kazanmaya çalışırken; İslam dininin en güzel yüce ahlakıyla yine Allah'ın hoşnutluğunu, hem de çevresindeki mümin kardeşlerine gösterdiği dürüstlük, merhamet, yardımla onların saygı ve sevgisini kazanmalıdır. Bunun için de bilmediğini öğrenerek kendi kişiliğini geliştirip olgunlaşmalıdır.
Başta Kur'an ayetleri olmak üzere Peygamberimizin hadisleriyle İslam alimlerinin öğütleri; her Müslümanı olgun insan yapacak olan paha biçilmez değerlerdir.
Günlük koşuşturmalar arasında hızla akıp geçen dünya hayatında, İslam dinindeki mübarek gün ve gecelerin değeri daha iyi anlaşılıyor. Kırgın kalpler umutsuz gönüller silkinip uyanıyor, can buluyor kutlu zaman dilimlerinde. Bu güzel, imkanı kendisine hediye sunan Rabb'ine şükrederek, öğütleri belleğine işleyebilmeli mümin. Kalbinin en derin köşesinde saklamalı o güzel, o hikmet dolu öğütleri. Gerektiğinde ise en olgun davranış biçimi olarak çocuklarına ve çevresinde öğüde susamış Müslümanlara, sunmalı. Ancak karşısındakini küçümseyerek değil, yararlı olma duygularıyla vermeli öğüdü. Her işin Allah rızası için yapılması gerektiği duygu ve idrakiyle.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.