Çay üretiminde 5'inciyiz ama ihracat yapamıyoruz
Hiç çay üretimi olmayan Almanya, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler çay ihracatında ilk sıralarda yer alırken dünyanın 5'inci çay üreticisi olan Türkiye'nin çay ihracatında adı bile geçmiyor
24.08.2012 00:00:00
Türkiye, dünya çay üretiminde 5. sırada yer alırken, çay ihracatında potansiyel ölçeğinde pay almadığı belirtildi. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Almanya, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerin çay üretmedikleri halde ihracatta ilk sıralarda yer aldığını söyledi. Türkiye'de çay çeşitliliğinin az olduğunu kaydeden Gürdoğan, Hong Kong'da Uluslararası Çay Fuarı'na yaptıkları ziyareti anlattı. Gürdoğan, Türkiye'de artık sütlü çay üretimine başladıklarını da kaydederek “Dünya çay ihracatının yaklaşık yüzde 40'ı üretici ülkeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla Dünya çay ihracatında üretimle paralellik gösterecek şekilde Sri Lanka, Kenya, Çin ve Hindistan ilk sıralarda yer almakta olup, Almanya, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler çay üretmedikleri halde ithal ettikleri çayları işlemekte veya doğrudan ihraç edebilmektedir” dedi.
Türkiye avantajını kullanamıyor
Gürdoğan, “Dünya çay üretiminde 5'inci sırada yer alan ülkemiz, aynı zamanda Avrupa'ya da en yakın çay üreticisi ülke konumunda olmasına karşın dünya çay ihracatından potansiyeli ölçeğinde pay alamamaktadır. Oysa Türk çayının tarım ve sanayisinde kimyasal ilaç ve katkı maddesi kullanılmadan üretilmesi ihracatta önemli bir avantajdır. Ancak bu avantaj iç ve dış pazarda yeterince kullanılamamaktadır. Ülkemiz, AB'ne üye olunması halinde, AB ülkeleri içinde çay üreten tek ülke konumunda olacaktır. Günümüzden bir örnek verecek olursak, Çay üretimi bulunmayan Dubai'nin tanıtım ve promosyon faaliyetlerinin teşvik edici itici gücü ile ‘Dubai Trade Center' aracılığıyla çayı pazarlama konusundaki manevra kabiliyeti, ihracat ve pazarlama stratejisi arasındaki hedeflenen başarı ilişkisine bir diğer iyi örneği gözler önüne sermektedir” şeklinde konuştu. Çay ihracatında reklam ve pazarlamanın önemli olduğunu belirten Gürdoğan, “Çayın bu kadar değerli olduğu bir ülkede farklılaşma, ambalaj, kalite gibi konularla rekabet sağlanması ve çayın değerinin korunması ve bu değerin uluslararası piyasalara taşınması gerekmektedir. Artık çay dünyada tıbbi ve aromatik bitkilerle harmanlarak ve katma değer katılarak adaçayı, ardıç meyvesi, bamya çiçeği (hibisküs), kuşburnu, ıhlamur, rezene, ginkgo biloba, ginseng, vb diğer bir çok bitkinin yaprak, çiçek, tohum, kök ve kabuk gibi kısımlarından elde edilen çaylarda dünyamızda gittikçe artan bir miktarda tüketilmektedir” diye konuştu.
Yeşil çay trend oldu
Dünya'de yeşil çaya olan talebin her geçen gün arttığını söyleyen DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Gürdoğan, yeşil çayın öneminin artmasının sağlığa iyi geldiğini için olduğunu belirtti. İhracat potansiyeli konusunda yeşil çayın önemli olduğunu kaydeden Gürdoğan, “Özellikle yükselen sağlık bilinci ve antioksidan özelliği ile küresel kirlenme tehdidinden korunmak amaçlı olarak gün geçtikce daha fazla tüketilmekte olan yeşil çayın önemli bir ihracat potansiyeli bulunmaktadır. Yeşil çay ithalatının son birkaç yıldır artmasının en önemli nedeni, yeşil çayın sağlığa olumlu katkıların olduğuna ilişkin bilimsel açıklamalar ve insanlarda sağlıklı yaşam bilincinin giderek daha da fazla artmasıdır. Bu temel eğilim sonucunda, Dünyada Yeşil Çaya olan talebin ve gelişen pazar durumunun gelecekte olumsuz yönde değişmeyecektir. Bu öngörü bize aynı zamanda yeşil çay üretiminin tüketim talep artışı paralelinde arttığını da göstermektedir. Ülkeler artık daha fazla yeşil çay talep eder, daha fazla tüketir durumdadır” diye konuştu. Benzer şekilde çay türevli nihai ürünler geliştirilebilir. Örneğin son uygulamalarda da görülmektedir ki çay; bazı içecekler ile kek, bisküvi, peynir, dondurma, şekerleme ve cips gibi gıda ürünlerine; sabun, krem ve deodorant gibi kozmetik ürünlerine, iplik gibi tekstil ürünlerine; diş macunlarına, klima filtrelerine antioksidan ve antimikrobiyal özelliklerinden dolayı eklenerek oldukça geniş bir ürün yelpazesinde kendine yer bulabilmektedir” ifadelerini kullandı. İHA
Türkiye avantajını kullanamıyor
Gürdoğan, “Dünya çay üretiminde 5'inci sırada yer alan ülkemiz, aynı zamanda Avrupa'ya da en yakın çay üreticisi ülke konumunda olmasına karşın dünya çay ihracatından potansiyeli ölçeğinde pay alamamaktadır. Oysa Türk çayının tarım ve sanayisinde kimyasal ilaç ve katkı maddesi kullanılmadan üretilmesi ihracatta önemli bir avantajdır. Ancak bu avantaj iç ve dış pazarda yeterince kullanılamamaktadır. Ülkemiz, AB'ne üye olunması halinde, AB ülkeleri içinde çay üreten tek ülke konumunda olacaktır. Günümüzden bir örnek verecek olursak, Çay üretimi bulunmayan Dubai'nin tanıtım ve promosyon faaliyetlerinin teşvik edici itici gücü ile ‘Dubai Trade Center' aracılığıyla çayı pazarlama konusundaki manevra kabiliyeti, ihracat ve pazarlama stratejisi arasındaki hedeflenen başarı ilişkisine bir diğer iyi örneği gözler önüne sermektedir” şeklinde konuştu. Çay ihracatında reklam ve pazarlamanın önemli olduğunu belirten Gürdoğan, “Çayın bu kadar değerli olduğu bir ülkede farklılaşma, ambalaj, kalite gibi konularla rekabet sağlanması ve çayın değerinin korunması ve bu değerin uluslararası piyasalara taşınması gerekmektedir. Artık çay dünyada tıbbi ve aromatik bitkilerle harmanlarak ve katma değer katılarak adaçayı, ardıç meyvesi, bamya çiçeği (hibisküs), kuşburnu, ıhlamur, rezene, ginkgo biloba, ginseng, vb diğer bir çok bitkinin yaprak, çiçek, tohum, kök ve kabuk gibi kısımlarından elde edilen çaylarda dünyamızda gittikçe artan bir miktarda tüketilmektedir” diye konuştu.
Yeşil çay trend oldu
Dünya'de yeşil çaya olan talebin her geçen gün arttığını söyleyen DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Gürdoğan, yeşil çayın öneminin artmasının sağlığa iyi geldiğini için olduğunu belirtti. İhracat potansiyeli konusunda yeşil çayın önemli olduğunu kaydeden Gürdoğan, “Özellikle yükselen sağlık bilinci ve antioksidan özelliği ile küresel kirlenme tehdidinden korunmak amaçlı olarak gün geçtikce daha fazla tüketilmekte olan yeşil çayın önemli bir ihracat potansiyeli bulunmaktadır. Yeşil çay ithalatının son birkaç yıldır artmasının en önemli nedeni, yeşil çayın sağlığa olumlu katkıların olduğuna ilişkin bilimsel açıklamalar ve insanlarda sağlıklı yaşam bilincinin giderek daha da fazla artmasıdır. Bu temel eğilim sonucunda, Dünyada Yeşil Çaya olan talebin ve gelişen pazar durumunun gelecekte olumsuz yönde değişmeyecektir. Bu öngörü bize aynı zamanda yeşil çay üretiminin tüketim talep artışı paralelinde arttığını da göstermektedir. Ülkeler artık daha fazla yeşil çay talep eder, daha fazla tüketir durumdadır” diye konuştu. Benzer şekilde çay türevli nihai ürünler geliştirilebilir. Örneğin son uygulamalarda da görülmektedir ki çay; bazı içecekler ile kek, bisküvi, peynir, dondurma, şekerleme ve cips gibi gıda ürünlerine; sabun, krem ve deodorant gibi kozmetik ürünlerine, iplik gibi tekstil ürünlerine; diş macunlarına, klima filtrelerine antioksidan ve antimikrobiyal özelliklerinden dolayı eklenerek oldukça geniş bir ürün yelpazesinde kendine yer bulabilmektedir” ifadelerini kullandı. İHA