Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, sürdürülebilir büyüme için faizlerin belli bir dengede olması gerektiğine işaret etti. "Makul bir reel faizle hem tasarrufu teşvik ederiz, hem de TL için faydalı olur. Kur stabil giderse, diğer yandan büyümeyi yüzde 2.5-3, enflasyonu yüzde 8'ler civarında bekliyorsak yüzde 11'ler civarında bir nominal faiz konuşabiliriz. Mevduat faizlerinin de yüzde 10'lar civarında devam edeceğini öngörüyoruz" açıklamasında bulundu. İşte tablo önümüzdedir. Yukarıdaki ifadeler Suzan Hanıma ait olsa da Akbank'ın görüşü, ekonomi ile ilgili ortak kanaatin, değerlendirmenin beyanıdır. Türkiye'nin 2014 büyüme tahmini yüzde 2.5-3 öngörülmektedir. Türkiye, nominal faizlerin yüzde 11 getirisi olduğu ortamda yüzde 2.5-3 büyüyebilmeye çalışıyor. 12 yıldır bu program ile devam eden Türkiye'de İstanbul Sanayi Odası'nın 2013 yılı raporunda, 500 büyük sanayi kuruluşumuzun geçen yıl 121 tanesinin zarar ettiği, toplamının kârının da yüzde 4.9 olduğunu açıklamıştı. Kârları faiz yiyip yutuyor. Borçların büyüdüğü durum devam ediyor. "İnşaattan önceliği sanayiye vereceğiz" söylemi bu durum sebebiyle olsa gerek. Sonuçta, faiz getirisi kadar kazanç yok. Kapitalizmin uygulandığı ABD ve AB'de faizler yüzde 0'lar seviyesinde olmasına rağmen ekonomileri yerlerde sürünüyor. Türkiye onlardan hem program hem de borç para alacak ve de yüksek faizlerle alıp üretecek de yaşam sürecek. Üstüne üstlük kur riskini üstlenerek bunu yapacak. Çok zor. AKP bu düzeni 12 yıldır sürdürüyor. Nasıl mı? Küresel patronlara hizmet karşılığı aldıkları borçlar ile sürdürmektedir. Hizmet artı yüksek faiz iledir. 12 yılda 718.4 milyar dolar dış ticaret açığı nasıl finanse edilmiştir? Ali Babacan, İstanbul Finans Zirvesi'nde "Faizsiz finans modellerinin gelişmesi her zaman arzumuzdur. Katılım bankalarımız faaliyet göstermekteler. Kira sertifikası yoluyla yeni bir enstrümanı piyasamıza kazandırmış olduk. Ülke olarak sukuk enstrümanlarının yaygınlaşması için çok caba sarf ettik. Türkiye'de yeni yeni başlayan gittikçe gelişmesi gereken farklı modellere açık olduğumuzu ifade ediyorum" dedi. İstanbul'u finans merkezi yapacak. Bütün tefecileri buraya toplayacak, toplayabilirse. Gidip istemekten daha kolayı burayı cazip hale getirmektir. Onlara sürekli olarak risk-siz yüksek faiz nasıl vereceğiz de burada duracaklar? Beyefendi endişeli, ileriyi iyi görmüyor. Çare arıyor. İyi de, Rusya'ya pik yaptıran, Marine Le Pen'in 'vatansever model' dediği, yanı başındaki Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli'ni niçin görmüyor? Pes yani... Bu ne körlüktür. Ne nasipsizliktir. Rahmetli babacığım 'Oğlum, göz görmez akıl görür' derdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020