Koyunlara insan açısından baktığımızda karşımızda uysal ve faydalı bir hayvan görürüz. Eti yenir, sütü içilir, kurban edilir, derisi, yünü kullanılır vs. Zahmeti az olduğu gibi geliri de ona göredir. Artı "koyun" sözcüğü insanlar arasında çok kullanılan bir tabirdir. Bizler kullandığımız bu tabirle yukarıda birkaç özelliğini saydığım hayvanın biyolojik özelliklerini kastetmeyiz. Ya! Yaşam biçimini ve algılarını?Koyunlar toplu olarak yaşarlar. Sürüden ayrılmazlar. Zaten ayrılanı kurt kapar, diye bir genellememiz de vardır. Başları hep eğiktir. Sürünün önünde (bizim oraların tabiriyle) boynuna zil takılmış birkaç "anaç koyun" (yaşlı, tecrübeli, itaatkar) vardır. Çoban, bu anaç koyunları istediği yöne sürer. Sürü peşinden. Dediğim gibi başları hep yerdedir. Yani bir önceki koyunun kuyruğunun altında. Böylece hep istenilen şekilde hareket ederler. Hayatları gündüz meralarda birkaç tutam ot peşinde, gece ise ağıl ve mağaralarda geçer. Kış mevsiminde eğer sahibinin büyük baş hayvanları var ve ot, yem sınırlıysa, her zaman büyükbaşlar tercih edilir. Koyunlara ölmeyecek ot verilir. Onlarda iyi bir teslimiyetle buna razı olurlar. Neden büyükbaşlara var da, bize yok, diye bir sorgulama içine girmezler.İşte günümüzde insanımızın isyanı da bu şekilde kendisini yönetmek isteyen anlayışlara. Çünkü insan irade sahibi bir varlıktır. Düşünme, akletme, karar verme gibi canlılar içerisinde, tek kendisinde olan özellikleri vardır. İnsanın bir diğer önemli özelliği ise yaptıklarından sorgulanacak olmasıdır. İşte bu çerçevede ülkemiz insanına, ülkemizdeki imkânlara ve insanımızın yaşam şartlarına ve tercihlerine baktığımızda; konuşuyoruz, düşünüyoruz, kendimizce bir şeyler yapıyoruz ama sonuç hep koyun gibi güdülüyoruz, oluyor. Nasıl mı? Tarih yazmış bir milletin çocuklarıyız. Dünya üzerinde anılan birkaç medeniyetten biriyiz. Kendimize ait bir lehçemiz var. Ülkemizde yeraltından ve yerüstünden zenginlikler fışkırıyor. Elin Amerikalısı, Kanadalısı, Fransız'ı, Yahudi'si, Arap şeyhleri vs. gelmiş, bu zenginliği toplama gayretinde. Ve bu gayreti, seçtiklerimiz bizzat elleri ile sunuyor onlara? Sonuç; Yemini alıyor, sapını, samanını sana, bana bırakıyor. Ve İnsanımız üç, beş torba kömür, makarna, peynir vs. şeylere hatim duası okuyor.Başlar önde, birisi şu yalancıdır, din düşmanıdır, önümüz kesilmek isteniyor, darbecidir vs. istikametler gösteriyor. Bir bakıyorsun! Kalabalıklar orada; Hain, dinsiz gibi sloganlarla birilerinin önünü açıyorlar?Hadi bu kalabalıklar iyi beslense yine bir mazeret olur. Ülkemizin milli gelirinin %60'ını birkaç yüz kişi paylaşırken, 75 milyon insan %40 ile idare ediyor. İşçi, memur %3 zamlara talim ediyor. Asgari ücret yoksulluk sınırının altında. Bu tabloya itiraz edeni ise hemen kurda vermek istiyorlar. Bu tablonun başka bir tarifi varsa söyleyin de bilelim. Ha! İleri demokrasi mi? Tamam, kabul?Bulut sel oldu, yıkıyor?Bir zamanlar kopya çektiği ekonomik tezlerle, Erdoğan hükümetlerini kınayan, Türkiye'yi bitirdi, batırdılar diyen Yiğit Bulut, bir anda geçmişini araştırma hissine kapıldı. Ne görsün! Atası Tayyip Erdoğan'mış?Tabi atası da, onu boş bırakmadı. Tak! Ekonomik danışmanlığa. Bu kafayla ekonominin çaresi yok. O zaman sanal aleme; Erdoğan'ı öldürecekler!Yiğit Bulut, Gezi Protestolarını ve arkasındaki güçleri değerlendirirken diyor ki; "? Türkiye'nin düşmanları telekinezi yöntemiyle Erdoğan'ı öldürecekler."Telekinezi; nesneleri düşünce gücü sayesinde ve nesnelerle herhangi fiziksel bir temas kurmadan hareket ettirebilme yeteneğine verilen isimmiş.İşe bak! 38 suikast girişiminden (Bakanı açıklamıştı) kurtulan Erdoğan, düşünce yöntemiyle öldürülecekmiş. Böyle bir iddiaya en güzel cevap yurt dışından geldi. Guardian yazarı Fiachra Gibbons yazısında konuyu şöyle değerlendirdi; "? Erdoğan'ın en büyük tehlikesi kendisi ve etrafındakiler. Emlak patronu damadından her yere birlikte gittiği Kasımpaşa'dan eski arkadaşları. Sadece beş yıl önce Erdoğan'ın yeni başdanışmanı, onu ve partisini, Atatürk'ün laik cumhuriyetine, faşist bir tehlike diyerek eleştirmişti. Osmanlı için umutsuz bir nostalji. Erdoğan, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki birçok sultanın savaştan daha çok etrafındaki uşaklar yüzünden öldüğünü hatırlayacak kadar akıllıdır?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025