Sözüm ona din ıslahatçılarının, en bereketli olduğu dönem milletimizin üç aylar diye adlandırdığı Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Ağzı olan herkes bir şeyler söyleme, kalemi olan herkes bir şeyler yazma lüzumunu bu ayda hisseder. Yeni yetme fetvalar deseniz, istemediğiniz kadar!Milletimizin kültüründe üç aylara verilen önem o kadar fazladır ki tutulan oruçlar, yapılan hayır hasenatlar, günahlardan dönüş ve istikameti düzeltme bu aylarda daha yoğun yaşanır. Normal yaşantısında dini bir hayat yaşamayan, ibadetle meşgul olmayanlar bile üç aylara eriştiğinde kendini farklı bir muhasebe ortamında bulur. Üç aylarla toplumda oluşan bu olumlu hava "milli ve dini bütünlüğümüze" çok büyük faydalar sağlamaktadır. Maalesef bu olumlu havayı, kendini din ıslahatçısı kabul eden bazı kimseler bozmaya çalışmaktadırlar. "Bu ayların hiçbir önemi olmadığını, ya da diğer aylardan hiçbir farkının olmadığını" savunarak, mübarek gün ve geceleri bile tartışmaya açarlar.Kendi görüşlerini benimseyen âlimler büyük ve güvenilir! Kendi görüşlerini benimsemeyen âlimleri sapıklıkla, var olan kaynakları ve hatta hadisleri bile sağlam değil şeklinde yaftalamakla meşgul olurlar. Hâlbuki kaynakların güvenilirlikleri kişiye göre değiştiği bir realitedir.Hadisler çoğu kere,"bu, Kütbü-i Sitte'de var mı?" veya " Buhari bunu nakletmiş mi?" Yahut da "Müslim'in kitabında geçiyor mu?" cümleleriyle araştırılmaktadır. Bu tür sorular, aslında, sahih hadislerin sadece Kütüb-i Sitte'de veya Buhari ve Müslim'in el-Cami'u Sahih'lerinde bulunduğu, bunların dışındaki hadis kitaplarına güvenilmeyeceği kanaatinden kaynaklanmaktadır. Bu, çoğu kişinin her şeyi Kur'an'da aramasına benzemektedir. Yeterli din kültürü almamış kimseler, dini bir esas kendilerine hatırlatılınca hemen "Bu Kur'an'da var mı?" diye itiraz anlamında sorular sorarlar. Her şeyi Kur'an'da aramak nasıl hatalı bir tutumsa, Hadis diye duyulan her sözü de mutlaka Buhari ya da Müslim'de bulmaya çalışmak yahut ta Kütüb-i Sitte de görmek istemek de en azından o kadar hatalıdır. Güvenilir her hadisin Buharı ve Müslim'de olması lazım geldiği düşüncesinden vaz geçilmelidir. Zira Buhari'de, Müslim'de " Bütün sahih hadisleri toplamak amacıyla kitaplarını tasnif etmiş değillerdir." Kitaplarına aldıklarının kendilerine göre "sahih" olmasına dikkat etmişler. Fakat bütün sahihleri toplamak gibi bir çalışma içine girmemişlerdir. Buhari ve Müslim dışında hatta kütüb-i sitte dışında kalan hadis kitaplarında da sahih hadisler bulunmaktadır." (Riyazü's Salihin / cilt 1/ sayfa 42/ Erkam yayınları)Durum böyleyken, kendini müçtehit edasında gören kimileri üç aylar ve mübarek geceler hakkında "ne Kur'an'da ve ne de sünnette bugün geniş halk kitleleri tarafından kutlanan kandil gecelerine işaret vardır. Mübarek kabul edilen bu geceler, Peygamber Efendimiz ve ashabından çok sonra Mısır ve Kudüs'te kutlanmaya başlamış, daha sonra İslam dünyasının çeşitli bölgelerine yayılmıştır. Bu kutlamalar kesinlikle İslam'ın bir emri veya bir tavsiyesi değildir. Müslüman toplumlar tarafından ortaya çıkarılmış ve gelenek haline gelmiştir." Sonucuna bile varabilmektedir. Siz kimsiniz beyler? Ve yapmak istediğiniz, "geniş halk kitleleri tarafından kutlanan kandil gecelerinde" yapılan ibadetleri hangi hakla hiçe saymaya kalkışmaktasınız? Kaldı ki "Milletin aşk ve vecd ile kutlamaya çalıştığı bu gün ve gecelerde (caminin yolunu bile bilmediği halde) camilere yönelen, Hakka yönelmeye çalışan insanların önünü kesmek, onları yaptığı ibadetlerden soğutmak kimin işine yarayacaktır. Yaptığınız işler, ancak din düşmanlarının işine yaramaktadır. Ve şeytan sevindirmektedir." Yaşadığımız asrın, Asr-ı Saadet olmadığını, dört dörtlük bir dini hayatın yaşanmasının mümkün olmadığını, ya da hayatın realitelerini unutmuş olmuyor musunuz?Sormak lazım: Neden ıslah çalışmalarına büyük günahların terkinden, kıblesini şaşırıp Vatikan'a dönenlerden, buluşma adresi olarak İbrahim'i dinler saçmalığını ortaya atanlardan, toplumsal yaşamı içimize zıkkım eden; zanilerden, canilerden, faizcilerden, vurgunculardan soygunculardan değil de, ibadet yapmaya çalışmaktan başka niyeti olmayan sade vatandaşın inançları ile oynamaktan başlıyorsunuz? Onu inançlarından şüpheye düşürüyorsunuz?Üç aylar, mübarek gün ve gecelerde yapılan, özel ibadetler hakkında, nafile oruçlar ve namazlar hakkında hadisi şerifler mevcuttur. Sizce sağlam değil dediğiniz fakat ittifakla kabul edilmiş uygulana gelen mübarek gün ve geceleri milletimizin kültüründen, inancından söküp atmaya çalışmak; sebep olanlara vebalden başka bir şey kazandırmayacaktır. "Yapılan ibadetlerin her türlüsünün nafile olanları vardır. Nafile ibadetler hakkında bilerek ya da bilmeyerek tenkitler yapmak, Allah (cc) korusun ucu küfre uzanabilecek sözlerdir. Bunlar, beklide Hakkın rızasına gidebilecek bir başlangıcın önünü kesmektir, ancak ve ancak şeytan sevindiren, ibadet lezzetinden mahrum bırakan boş sözlerdir.Asr-ı Saadetten beri nafileler, insanlık için bir yöneliş bir yakınlaşma vesilesi olmuştur. İnsanlığa heyecan ve aşk aşısı hükmünde yapılan nafile ibadetler kulu, Allah'a (c.c.) yakınlaşmaya vesile olmuş, ruhu derinleştirmiştir. Bu vesile ile tavsiyemiz; Mübarek üç aylarda yapılaması gereken ibadetlerinizi şüphe duymadan doya doya yapın, Allah samimi niyetle yapacağınız hiçbir ameli boşa çıkarmayacaktır. Bizi de dualarınızdan unutmayın.Bu konuda son söz Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimizin olsun:"Her kim bir dostuma düşmanlık ederse, ben ona karşı harp ederim. Kulum, kendisine emrettiğim farzlardan daha sevimli herhangi bir şey ile bana yakınlık sağlayamaz. Kulum bana (farzlara ilaveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır; nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (adeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse, onu mutlaka veririm, bana sığınırsa, onu korurum."(Buhari, Rikak 38)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025