Ajanslara her gün yüzlerce hırsızlık haberi düşüyor. Camilerden musluklar, gümüş kaplamalar, bakır malzemeler, semaverler bile çalınıyor.
Hayrat çeşmelerin muslukları hatta boruları çalınıyor.
Logar kapaklarını çalıyorlar. İnternet, telefon kabloları, inşaat demirleri, elektrik direkleri, trafo kapıları hatta trafo çalanlar bile var.
Yalnız yaşayan yaşlı çiftlerin nasıl kandırıldıkları, darp edilip paralarının çalındığını izliyorsunuz.
Mağazalardaki hırsızlıklar malum. Artık pahalı ürünlere kilit vuruyorlar.
Artık araç, cep telefonu, televizyon, bilgisayar vs. hırsızlıkları olağanlaştı. Sıvı yağ hırsızlığı gündemde.
Dikkat ettiyseniz her hafta üç-beş kanlı kuyumcu soygunu gerçekleşiyor.
Bu yollara tevessül etmeyenler kaçak kazıya yöneliyor. Her gün bilmem hangi ilde kaçak kazı yaparken yakalandılar, ellerinde şu kadar sikke, heykel ile ele geçirildiler gibi haberler yapıyoruz.
Bir başka kesim ise yasal kumar yani toto, loto, bahis, ganyan bayilerinde.
Ne oldu bu millete? Bu millet neyin yokluğunu yaşıyor?
Daha net bir soru sorayım; Bu tip hırsızlıklar ihtiyaçtan ötürü mü yapılıyor yoksa ihtirastan ötürü mü?
Evet, cevapları görelim!
Diğer taraftan dikkat ettiyseniz fuhuş haberleri azaldı. Fuhuş bittiğinden ötürü mü? Hayır. Polisler yakalamaktan, medya haber yapmaktan usandı.
Polis ihbar üzere baskın yapıyor, alıyor, götürüyor. Zanlılar ifadelerinde, 'biz, arkadaşız, karşılıklı rıza var' diyor, savcı serbest bırakıyor.
2005'teki malum yasadan sonra Sayın Erdoğan ne demişti? "Alan razı, veren razıysa bize laf düşmez."
Ya uyuşturucu! Bizzat İçişleri Bakanı açıkladı; "2018 yılında tüm Avrupa'da yakalanan extacy tabletin yaklaşık 2 katı, eroinin ise yaklaşık yüzde 20'sini bizim ülkemizin narkotik birimleri yakaladı… Bu yıl (2020) yakaladığımız kök kenevirinin mali değeri 23 milyar TL'dir."
Bakan Soylu rakam da verdi; 2020 yılında yapılan 158 bin 674 operasyonda, 229 bin 156 kişinin gözaltına alındığını, 23 bin 693 kişinin tutuklandığını bildirdi.
Bu kapsamda, 3 ton 689 kilogram metamfematin,
114 milyon 509 bin 227 kök kenevir,
4 milyon 259 bin 238 adet sentetik ecza,
1 ton 355 kilogram bonzai,
86 bin 808 kilogram esrar,
838 kilogram kokain,
13 bin 226 kilogram eroin,
7 milyon 533 bin 606 ectasy hap,
2 milyon 701 bin 61 adet captagon hap,
604 kilogram afyon ve 2976 kilogram skunk ele geçirildi."
Geçen yıllara oranla ele geçirilen maddelerde yaşanan yüzdelik artış ise metamfematinde yüzde 254, kenevirde yüzde 170,9, sentetik eczada yüzde 106,3, bonzai de yüzde 90,8 ve esrarda yüzde 35 oldu.
Ya yakalanamayanlar?
Evet, Sayın Soylu bu rakamları anlatırken suç ve suça karşı verdikleri mücadeleye dikkat çekerek başarı profili ortaya koymaya çalıştı.
Cevap verilmesi gereken soru; Eski Türkiye'de böylesi yollar, köprüler, süslü yapılar, hastaneler, saraylar vs. yoktu. Ama böyle vahim, çürümüş, zehirlenmiş bir toplum tablosu da yoktu. Bu toplum ne ara ve niçin bu hale geldi?
Cevap tektir; insan ihmal edildiği için.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamız ne diyordu; "Başa geçenler, kurumları düzeltmek istese de, hak ve hukuk dağıtmak gayesinde olsa da asıl problemi halledemedikleri için başarılı olamıyorlar.
Her zaman ifade ediyoruz. Önce insan, meselesi çözülmelidir. İnsan, 'Hak adına ve kendi yararına' kazanılmadıktan sonra hangi kanunu, nizamı getirseniz, hangi düzenlemeyi yapsanız da işe yaramayacaktır."
Bu mealde insanların ihtiyaçları güçlü ekonomi ile karşılanır.
İhtiraslar ise milli bir eğitim, itikadı birlik, ahlak ve adaletin tam tecellisiyle dengelenir.
Eğer bugün adi suçlar bu kadar çoğalmışsa bu ülkenin hem ekonomisi, hem eğitimi, hem adalet sistemi, hem de yönetim anlayışı sıkıntılıdır demektir.
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025