Kaç defa?
Ben uğraştım sayamadım, sayabilene aşk olsun.
Kaçıncı kez?
Bu soruya eminim ki Google de cevap veremez.
Kendilerinin kimler tarafından ve nasıl kandırıldıklarını zaman zaman en yetkili ağızlardan açıklıyorlar ama bu milleti nasıl, neden ve niçin kandırdıkları konusunda cevap bekleyen çuval çuval sorular var.
İster eğri oturun doğru konuşun isterse hem doğru oturun hem de doğru konuşun, bu iktidarın bu milleti sayamayacağımız çoklukta ve konuda kandırdığını söylemek zorundasınız.
Bu iktidarın bu milleti en fazla kandırdığı konulardan biri de bilindiği gibi terör konusudur.
Terörle mücadele sözü vermiş oy almış ama her defasında müzakereye devam etmiştir.
Müzakereye razı olduğu gün, yani koskoca devleti terör temsilcileri ile aynı masaya oturttuğu gün, bu konuda en büyük yanlış adımı attığı gün olmuştur.
Devletin, kendisi ile aynı masaya müzakere için oturduğunu gören terör örgütü, belki de o güne kadar aklına bile getirmeye cesaret edemediği hain planlarını adım adım devreye soktu ve bir yılan gibi milleti sokmaya devam etti ve ediyor.
Bu iktidar, yönetimi ele alana kadar hiçbir zaman eli kanlı terör örgütü mensupları özel kıyafetleri ile dağdan şehire indirilmemiş, otobüslerin üzerinde şehir şehir gezdirilmemiş ve milleti yürekten yaralayan o nümayişlerin benzeri yapılmamıştı.
Bütün bir milleti ve hasseten şehit ailelerini, terörle mücadelede organlarını kaybetmiş gazilerimizi tarifsiz acılara düşüren o meşhur Habur rezaleti ardından iktidarın en yetkili ağızlarından yapılan; "umutlarımız yeşerdi, güzel şeyler olacak" türü açıklamalar ise milletin gönlünde hiçbir zaman kapanmayacak yaralar açılmasına sebep olmuştur.
Altı aydan beri bütün bir ülkenin neredeyse taziye evine döndüğü şu günümüzden itibaren geriye doğru sayfaları çevirirsek, bu kara günlere nasıl geldiğimizi ve bu vahim manzaraya iktidarın hangi yanlış tutumunun sebep olduğunu daha iyi anlayacağız.
Bu iktidarın bu millete yaşattığı Habur rezaleti yetmezmiş gibi ardından "çözüm süreci" dediği bir projeyi hayata geçirdi ki, bunun da başından sonuna kadar teröre yol açtığı, katil şebekesinin iyice palazlanmasına yaradığı ve teröristin elini güçlendirdiği bir bir ortaya çıktı.
Bu millete yaşattığı bunca acı yetmezmiş gibi bir de tuttu "akil adamlar" güruhunu saldı bu milletin üzerine ve aylarca "çözüm sürecinin" ne kadar isabetli bir karar olduğunu ve katiller sürüsünün artık uslandıklarını, evcilleştiklerini dört bir yana anlatıp durdular.
Şimdi en yetkili ağızların ifadeleri ile, bu çözüm sürecini silah stoklama süreci olarak, katiller sürüsünü gençleştirme ve güçlendirme süreci olarak değerlendiren terör örgütü, son altı ayda yaklaşık dört yüz asker ve polisimizi şehit etmişken o "akil adamlardan" ne ses ne de bir nefes duyulmamaktadır.
Gelinen son noktada görüyor ve de yaşıyoruz ki o çözüm süreci denen kandırma sürecini terör örgütü sadece silah stoku için değil, şehirlerin altına yeni şehirler inşa etme süreci olarak da kullanmış.
Bu kadar kandırmanın, bunca kandırmacanın bir hesabı olmayacak mı?
Kahraman vatan evlatlarının elini?kolunu bağlayacak tarzda ve vatan hainlerinin elini alabildiğine güçlendirecek vaziyette yasalar yapanlardan ve ne yazık ki bu milleti bir kez daha, bin kez daha kandıranlardan hesap sorulmayacak mı?
Ben uğraştım sayamadım, sayabilene aşk olsun.
Kaçıncı kez?
Bu soruya eminim ki Google de cevap veremez.
Kendilerinin kimler tarafından ve nasıl kandırıldıklarını zaman zaman en yetkili ağızlardan açıklıyorlar ama bu milleti nasıl, neden ve niçin kandırdıkları konusunda cevap bekleyen çuval çuval sorular var.
İster eğri oturun doğru konuşun isterse hem doğru oturun hem de doğru konuşun, bu iktidarın bu milleti sayamayacağımız çoklukta ve konuda kandırdığını söylemek zorundasınız.
Bu iktidarın bu milleti en fazla kandırdığı konulardan biri de bilindiği gibi terör konusudur.
Terörle mücadele sözü vermiş oy almış ama her defasında müzakereye devam etmiştir.
Müzakereye razı olduğu gün, yani koskoca devleti terör temsilcileri ile aynı masaya oturttuğu gün, bu konuda en büyük yanlış adımı attığı gün olmuştur.
Devletin, kendisi ile aynı masaya müzakere için oturduğunu gören terör örgütü, belki de o güne kadar aklına bile getirmeye cesaret edemediği hain planlarını adım adım devreye soktu ve bir yılan gibi milleti sokmaya devam etti ve ediyor.
Bu iktidar, yönetimi ele alana kadar hiçbir zaman eli kanlı terör örgütü mensupları özel kıyafetleri ile dağdan şehire indirilmemiş, otobüslerin üzerinde şehir şehir gezdirilmemiş ve milleti yürekten yaralayan o nümayişlerin benzeri yapılmamıştı.
Bütün bir milleti ve hasseten şehit ailelerini, terörle mücadelede organlarını kaybetmiş gazilerimizi tarifsiz acılara düşüren o meşhur Habur rezaleti ardından iktidarın en yetkili ağızlarından yapılan; "umutlarımız yeşerdi, güzel şeyler olacak" türü açıklamalar ise milletin gönlünde hiçbir zaman kapanmayacak yaralar açılmasına sebep olmuştur.
Altı aydan beri bütün bir ülkenin neredeyse taziye evine döndüğü şu günümüzden itibaren geriye doğru sayfaları çevirirsek, bu kara günlere nasıl geldiğimizi ve bu vahim manzaraya iktidarın hangi yanlış tutumunun sebep olduğunu daha iyi anlayacağız.
Bu iktidarın bu millete yaşattığı Habur rezaleti yetmezmiş gibi ardından "çözüm süreci" dediği bir projeyi hayata geçirdi ki, bunun da başından sonuna kadar teröre yol açtığı, katil şebekesinin iyice palazlanmasına yaradığı ve teröristin elini güçlendirdiği bir bir ortaya çıktı.
Bu millete yaşattığı bunca acı yetmezmiş gibi bir de tuttu "akil adamlar" güruhunu saldı bu milletin üzerine ve aylarca "çözüm sürecinin" ne kadar isabetli bir karar olduğunu ve katiller sürüsünün artık uslandıklarını, evcilleştiklerini dört bir yana anlatıp durdular.
Şimdi en yetkili ağızların ifadeleri ile, bu çözüm sürecini silah stoklama süreci olarak, katiller sürüsünü gençleştirme ve güçlendirme süreci olarak değerlendiren terör örgütü, son altı ayda yaklaşık dört yüz asker ve polisimizi şehit etmişken o "akil adamlardan" ne ses ne de bir nefes duyulmamaktadır.
Gelinen son noktada görüyor ve de yaşıyoruz ki o çözüm süreci denen kandırma sürecini terör örgütü sadece silah stoku için değil, şehirlerin altına yeni şehirler inşa etme süreci olarak da kullanmış.
Bu kadar kandırmanın, bunca kandırmacanın bir hesabı olmayacak mı?
Kahraman vatan evlatlarının elini?kolunu bağlayacak tarzda ve vatan hainlerinin elini alabildiğine güçlendirecek vaziyette yasalar yapanlardan ve ne yazık ki bu milleti bir kez daha, bin kez daha kandıranlardan hesap sorulmayacak mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025