Gazze'de ateşkes müzakerelerini İsrail ve ABD ikilisinin bir oyalama taktiği olarak kullandığını yazılarımızda zaman zaman ifade ediyorduk.
Bu bakış açımızdaki temel nedeni ise, aylardır ateşkes görüşmeleri devam etmesine rağmen İsrail'in Gazze'de şiddetini artırarak soykırıma devam etmesiydi.
Neticede İsrail, daha önce "güvenli bölge" ilan ettiği yerleri de boşaltmaya ve buralara havadan karadan saldırılar yapmaya devam ediyor.
Ve hatırlarsanız tespit olarak dedik ki, İsrail, ancak Gazze'nin tamamını ele geçirdikten sonra, bu işgalini resmileştirmek için, kazanımlarını koruyabilmek için gerçek ateşkesi ister. O zamana kadar da hep tiyatro oynar.
İsrail'in bu kanlı işgali, ABD'nin de işine geliyor, çünkü bu coğrafya üzerinde onunda da hakimiyet planları var ve işin kötü görünen kısmını İsrail'e yaptırıyor.
Ateşkesin sadece bir kılıf, asıl amacın ise kalıcı işgal olduğunu Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri de ifade etmeye başladı.
BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail ile Hamas arasında devam eden ateşkes müzakerelerine ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşımda bulundu.
Müzakerelerde tarihin tekerrür ettiğini belirten Albanese, "İsrail, Filistin'in geri kalan kısımlarına sahip olmak için müzakereleri kullanıyor. İsrail, ateşkes müzakereleri kılıfıyla kalıcı işgal ve daha fazla toprak gaspı için koşullar oluşturmayı deniyor" ifadelerini kullandı.
Albanese, Filistin tarihine aşina olanların, İsrail'in yasadışı işgali altında Filistinlilere neler olduğunu ve yerleşimci sömürgeciliğin örneğinin farkında olacağını bildirdi. BM raportörünün bu ifadeleri yukarıdaki tespitlerimizi doğruluyor.
Ateşkesin bir kılıf olduğunu, İsrail'in sürekli yeni şartlar dayatmasından ya da bir şekilde gerilimi tırmandırmasından da anlayabiliyoruz.
Gittikçe artan yeni İsrail talepleri ve ayrıntılardaki anlaşmazlıklar müzakereleri çıkmaza sürüklüyor.
Uzmanlar, Gazze'de ateşkesin önündeki en büyük engelin İsrail'in Gazze'de gelecekteki askeri varlığı ve Filistinli tutukluların serbest bırakılması konusundaki anlaşmazlıklar olduğunu söylüyor.
Anlaşmazlıkların, Hamas'ın ABD Başkanı Joe Biden'ın mayıs ayında açıkladığı ateşkes önerisini kabul etmesinden bu yana İsrail'in öne sürdüğü taleplerden kaynaklandığı belirtiliyor.
İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzeyiyle güneyini ayıran Netzarim Koridoru boyunca asker konuşlandırmak istiyor. Bu da yetmiyor, İsrail, Gazze'nin Mısır'la sınırında bulunan Philadelphi Koridoru'nun kontrolünü istiyor.
Bu koridorların İsrail'in kontrolünde olması, Gazze'nin komple İsrail'in kontrolünde olması demek. Bunun da gerçekleşmesi durumunda bundan sonraki süreçte bir Filistin devletinden bahsetmek artık imkansız olacak.
İsrail, ateşkesi kalıcı işgal için bir kılıf olarak kullanıyor, peki ABD neden ateşkes diye ısrar ediyor, hatta ABD Başkanı Joe Biden neden üç aşamalı bir ateşkes önerisinde bulundu?
Dikkat ederseniz, Doha'da gerçekleşen son ateşkes müzakerelerinde İsrail yeni talepleriyle beraber Biden'ın 3 aşamalı ateşkes önerisi tamamen devre dışı kalmış oldu. Hatta Biden'ın atadığı ABD Dışişleri Bakanı Blinken, İsrail'in talepleriyle şekillenen bu son ateşkes önerisini kabul etmesi için Hamas'a çağrı yaptı ve İslam ülkeleri bu öneriyi kabul etsin diye de Ortadoğu turuna çıktı.
Biden'ın 3 aşamalı ateşkes önerisi ve ABD'li yetkililerin sanki ateşkesi çok istiyorlarmış gibi Ortadoğu turları yapmaları esasen yaklaşan ABD seçimlerine yönelik. Ayrıca dünyaya da "Bakın, biz barış için uğraşıyoruz" mesajı veriyorlar.
Tamam da, ABD İsrail'e olan askeri desteğini geri çekiyor mu? Hayır. O zaman ABD'nin de bu girişimleri sadece tiyatrodan ibaret.
İsrail, ABD'nin desteğiyle Gazze'yi kan gölüne çevirmeye devam ediyor, İslam ülkelerinin liderleri de koltuklarını koruma uğruna derin sessizliklerine devam ediyor.
Kısaca, günümüzün dünyası topyekun bir yalana teslim olmuş durumda.
Ülkemizde "Gazze'den, Filistinlilerden, Araplardan bize ne?" diyenler var. Onlara da şunu demek isterim ki, bugün Gazze'de, Batı Şeria'da yaşananlar yarın bizim coğrafyamızda da yaşanma ihtimali var. Çünkü Gazze nasıl arzı mevut toprağı olarak hedefteyse, bizim ülkemizin toprakları da hedefte.
Elbette ki Gazze'ye gidelim savaşalım demiyorum, ama en azından Türkiye olarak, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi, İsrail'in istifade ettiği Kürecik Radar Üssü'nü kapatalım, Azerbaycan'dan İsrail'e topraklarımızdan giden petrolün vanasını kapatalım, İsrail ile imzalanan anlaşmaları iptal edelim ve Suriye ile ilişkilerimizi acilen normalleştirelim.
Unutmayalım ki, bölge ülkelerinin birlik ve beraberliği, ikili ilişkilerini güçlendirmesi, İsrail işgalinin önündeki en büyük engeldir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025
- Bugün yaşanan süreci 10 yıl önceden öngördü / 15.01.2025
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025
- Bugün yaşanan süreci 10 yıl önceden öngördü / 15.01.2025
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025