Hz. İsa'nın (as) nüzulü,
Tasaffî etmiş/yanlışlardan arınmış Hıristiyanlık,
İslam-Hıristiyanlık ihtilatı gibi bir kavram ve iddialardan önce biz şunun cevabını bulmak zorunda değil miyiz?;
Bizim inandığımız İsa (as) ile Ehl-i kitap'tan özellikle Hıristiyanların inandığı İsa aynı mı?
Ya da şöyle soralım;
Biz/İslamiyet Hıristiyanlarla ilk olarak Hz. İsa (as) konusunda ihtilafa düşmedik mi?
Yani İslam dini, muharref/aslından uzaklaştırılmış İncil ve onun öğrettiği şeylerle mücadele ederek gelmemiş mi 14 asırdır.
Biz Hz. İsa'nın (as) Allah'ın Meryem annemize üflediği bir kelime olduğuna inanırız. O bir kul ve peygamber İsa'dır (as).
Hıristiyanlar İsa'yı teslis/üçleme inancının bir parçası kabul ederler. Yani Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesinin bir ayağıdır.
Yani Hıristiyanlık tanrı inancının üç ayaklı sacayağından biridir İsa (as).
Biz İsa'nın (as) öldürülmediğine/ölmediğine inanırız.
Hıristiyanlık inancının temeli, "çarmıh/dört çivi" sembolündeki çivilenmiş İsa oluşturur. Oysa, öldürülmüş İsa (as) bizim değildir.
Bu da biz Müslümanların İsa (as) konusunda Hıristiyan inancıyla çeliştiğimiz bir başka konudur.
Hadis-i şeriflerde geleceği haber verilen Hz. İsa Mesih (as), geldiği dünyada bazı "inkılapları" da haber veriliyor.
Mesela;
Haçı kıracak.
Domuzu öldürecek.
Kan ve gözyaşını dindirecek.
Başka bazı şıkları da eklemenin mümkün olduğu bu üç başlık da Hıristiyanlığın değerleri değil mi?
Haç, malum. Domuz etini yemek Hıristiyanlık inancının olmazsa olmazı.
Dünyayı kan ve göz yaşına boğanlar da ortada.
Eğer Hz. İsa (as) bu inkılapları yapmak için inecekse, ki hadis-i şeriflerde yapacağı haber veriliyor.
O zaman gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki, Hz. İsa (as) muharref Hıristiyanlıkla mücadele etmek için inecektir.
Peki, öyleyse hem Hz. İsa'nın (as) yanında olmak ve hem de bugünün Hıristiyanlarıyla beraber olmak, aynı anda, iki zıttın bir insanda cemolması/toplanması demek değilse nedir?
Yani bir insan, hem haçın yanında, hem İsa'nın (as) yanında olmuş olmuyor mu?
Yani aynı anda hem ayakta, hem de oturur olmak gibi bir şey.
Bugünün Hıristiyanlık inancındaki İsa Mesih ile Müslümanlıktaki İsa Mesih inancı asla aynı şey değildir.
Doğumuna nasıl bir ülühiyyet izafe etmişse, gelişine de aynı ülühiyyet izafe edilmediğini nereden anlayacağız.
Biz Hz. Muhammed'e (as) ümmet olmak için inmesini beklediğimiz kul-peygamber İsa (as) ile Hıristiyanların ilahî özelliklerle bezedikleri "ilâh İsa" aynı zat değildir.
En son bir özel TV programın katılan bir papaz, milyonların gözü ve kulağı önünde; "Rab İsa", "İlah İsa", "Tanrının oğlu İsa" gibi kavramları kullanmakla yetinmeyip, kendi ifadesiyle; "şu ana kadar hiç duyulmamış" bir iddiayı da dile getirip şöyle demişti:
"Tanrı, İsa'yı Meryem'in rahmine ilka etmeden/yani Hz. Meryem İsa'ya hamile kalmadan önce, Rab İsa yer yüzünde tanrı ile beraber dolaşıyor idi."
Türkiye'de bir kilisenin cemaat sözcüsü olan bu papaz, bir açık sözlülük örneği ortaya koyarak, bir yalan iddia sahipleri hakkında uyanık olmamıza sebep oldu.
O yalan iddia da şu idi: "Kur'an'da geçen Hıristiyanlık aleyhindeki ayetler, İslam'ın ilk yıllarındaki Hıristiyanları bağlar, aynı ayetlerin bugünün Hıristiyanları için de geçerli olması ille de gerekmez."
Söz konusu programda konuk olan bir ilahiyat profesörü papazın Tanrının oğlu İsa sözüne; "Sizin Allah'a çocuk isnat etmeniz, Allah'ın o kadar gücüne gitti ki, neredeyse dağlar paramparça olacaktı" mealindeki bir ayetle cevap vermesi üzerine aynı papazın verdiği karşı cevap çok düşündürücüydü.
Şöyle demişti papaz:
"Biz iki bin yıldır Allah'a çocuk isnat ediyoruz ama şu ana kadar dağ falan da yıkılmadı."
Bu Allah'a ve O'na inanmış Müslümanlara yapılabilecek en büyük hakarettir. Buna rağmen hala birileri bu inancı savunan ehl-i kitap için cennetliktir diyorsa, bu ancak iddia sahiplerinin bir "gizli Hıristiyanlık" anlayışı olabilir.
Bir hadis bir ölçü
Bu hadisi bir daha düşünün lütfen
Hz. Peygamber (as) buyurdu:
"Bir memleket, faiz ve zina ile kirlendiği zaman, Allah o memleketi ya dört şeyle, ya da bu dört şeyden biriyle temizler.
1.Pahalılık.
2.Tedavisi olmayan hastalık.
3.Büyük zararlara sebep olacak afet.
4.Başka milletlerin tahakkümü altına girmek."
Tasaffî etmiş/yanlışlardan arınmış Hıristiyanlık,
İslam-Hıristiyanlık ihtilatı gibi bir kavram ve iddialardan önce biz şunun cevabını bulmak zorunda değil miyiz?;
Bizim inandığımız İsa (as) ile Ehl-i kitap'tan özellikle Hıristiyanların inandığı İsa aynı mı?
Ya da şöyle soralım;
Biz/İslamiyet Hıristiyanlarla ilk olarak Hz. İsa (as) konusunda ihtilafa düşmedik mi?
Yani İslam dini, muharref/aslından uzaklaştırılmış İncil ve onun öğrettiği şeylerle mücadele ederek gelmemiş mi 14 asırdır.
Biz Hz. İsa'nın (as) Allah'ın Meryem annemize üflediği bir kelime olduğuna inanırız. O bir kul ve peygamber İsa'dır (as).
Hıristiyanlar İsa'yı teslis/üçleme inancının bir parçası kabul ederler. Yani Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesinin bir ayağıdır.
Yani Hıristiyanlık tanrı inancının üç ayaklı sacayağından biridir İsa (as).
Biz İsa'nın (as) öldürülmediğine/ölmediğine inanırız.
Hıristiyanlık inancının temeli, "çarmıh/dört çivi" sembolündeki çivilenmiş İsa oluşturur. Oysa, öldürülmüş İsa (as) bizim değildir.
Bu da biz Müslümanların İsa (as) konusunda Hıristiyan inancıyla çeliştiğimiz bir başka konudur.
Hadis-i şeriflerde geleceği haber verilen Hz. İsa Mesih (as), geldiği dünyada bazı "inkılapları" da haber veriliyor.
Mesela;
Haçı kıracak.
Domuzu öldürecek.
Kan ve gözyaşını dindirecek.
Başka bazı şıkları da eklemenin mümkün olduğu bu üç başlık da Hıristiyanlığın değerleri değil mi?
Haç, malum. Domuz etini yemek Hıristiyanlık inancının olmazsa olmazı.
Dünyayı kan ve göz yaşına boğanlar da ortada.
Eğer Hz. İsa (as) bu inkılapları yapmak için inecekse, ki hadis-i şeriflerde yapacağı haber veriliyor.
O zaman gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki, Hz. İsa (as) muharref Hıristiyanlıkla mücadele etmek için inecektir.
Peki, öyleyse hem Hz. İsa'nın (as) yanında olmak ve hem de bugünün Hıristiyanlarıyla beraber olmak, aynı anda, iki zıttın bir insanda cemolması/toplanması demek değilse nedir?
Yani bir insan, hem haçın yanında, hem İsa'nın (as) yanında olmuş olmuyor mu?
Yani aynı anda hem ayakta, hem de oturur olmak gibi bir şey.
Bugünün Hıristiyanlık inancındaki İsa Mesih ile Müslümanlıktaki İsa Mesih inancı asla aynı şey değildir.
Doğumuna nasıl bir ülühiyyet izafe etmişse, gelişine de aynı ülühiyyet izafe edilmediğini nereden anlayacağız.
Biz Hz. Muhammed'e (as) ümmet olmak için inmesini beklediğimiz kul-peygamber İsa (as) ile Hıristiyanların ilahî özelliklerle bezedikleri "ilâh İsa" aynı zat değildir.
En son bir özel TV programın katılan bir papaz, milyonların gözü ve kulağı önünde; "Rab İsa", "İlah İsa", "Tanrının oğlu İsa" gibi kavramları kullanmakla yetinmeyip, kendi ifadesiyle; "şu ana kadar hiç duyulmamış" bir iddiayı da dile getirip şöyle demişti:
"Tanrı, İsa'yı Meryem'in rahmine ilka etmeden/yani Hz. Meryem İsa'ya hamile kalmadan önce, Rab İsa yer yüzünde tanrı ile beraber dolaşıyor idi."
Türkiye'de bir kilisenin cemaat sözcüsü olan bu papaz, bir açık sözlülük örneği ortaya koyarak, bir yalan iddia sahipleri hakkında uyanık olmamıza sebep oldu.
O yalan iddia da şu idi: "Kur'an'da geçen Hıristiyanlık aleyhindeki ayetler, İslam'ın ilk yıllarındaki Hıristiyanları bağlar, aynı ayetlerin bugünün Hıristiyanları için de geçerli olması ille de gerekmez."
Söz konusu programda konuk olan bir ilahiyat profesörü papazın Tanrının oğlu İsa sözüne; "Sizin Allah'a çocuk isnat etmeniz, Allah'ın o kadar gücüne gitti ki, neredeyse dağlar paramparça olacaktı" mealindeki bir ayetle cevap vermesi üzerine aynı papazın verdiği karşı cevap çok düşündürücüydü.
Şöyle demişti papaz:
"Biz iki bin yıldır Allah'a çocuk isnat ediyoruz ama şu ana kadar dağ falan da yıkılmadı."
Bu Allah'a ve O'na inanmış Müslümanlara yapılabilecek en büyük hakarettir. Buna rağmen hala birileri bu inancı savunan ehl-i kitap için cennetliktir diyorsa, bu ancak iddia sahiplerinin bir "gizli Hıristiyanlık" anlayışı olabilir.
Bir hadis bir ölçü
Bu hadisi bir daha düşünün lütfen
Hz. Peygamber (as) buyurdu:
"Bir memleket, faiz ve zina ile kirlendiği zaman, Allah o memleketi ya dört şeyle, ya da bu dört şeyden biriyle temizler.
1.Pahalılık.
2.Tedavisi olmayan hastalık.
3.Büyük zararlara sebep olacak afet.
4.Başka milletlerin tahakkümü altına girmek."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024