Şehr-i İstanbul için bu güne kadar çok söz söylenmiştir. İstanbul bir tarihtir, İstanbul bir mekteptir. İstanbul'un özelliklerini saymakla bitirmek mümkün değildir. İsterseniz İstanbul'a genel bir bakışla bakalım. İstanbul bugüne kadar hep taşı toprağı altın olarak kabul edilmiştir. İşsizliğin kol gezdiği günümüzde insanların rüyası, hep İstanbul olmuştur. Bundan olacaktır, İstanbul tam bir nüfus mozaiği oluşturmuştur. Diyebiliriz ki bazı şehirlerin kendi nüfusundan daha fazlası İstanbul'da yaşamaktadır. İstanbul tam bir metropol. İnsanlar devasa olan bu şehir içerisinde kendilerini yapayalnız hissediyorlar. Kültürlerine, duygu ve düşüncelerine yakın insanlarla birlikte olmak istiyorlar. Memleketlerinden gelecek haberi birlikte paylaşacak insanlar arıyorlar. İşte bu arayış neticesinde özellikle İstanbul'da her ilin hatta her köyün bir derneği kurulmuştur. Dernek mensupları adeta İstanbul'da kendi adetlerini kendi gelenek ve göreneklerini yaşarlar. Yaz ayları geldiğinde her derneğin piknik günleri vardır. Bu piknikte çoluk çocuk toplanılır. Sazıyla, sözüyle, sohbetiyle insanlar hoşça vakit geçirmeye çalışırken, bir taraftan da hemşeriler arasında dostluk ve samimiyetin artması için uygun bir ortam oluşur.
Geçtiğimiz pazar günü Meltem Hastanesinin geleneksel pikniğine katıldık. Piknik, Çatalca sınırları içerisinde tertiplenmiş idi. Büyükçekmece gölünün ve Marmara denizinin maviliğinin en muhteşem görüntüsünü izleyerek Çatalca'ya doğru gidiyorsunuz. Yol boyunca ormanlıklar içerisinden geçerken yeşilin her tonu size bir renk cümbüşü içerisinde göz kırpıyor. Yazın bu sıcak günlerinde müsait olan her yerde arabaları, otobüsleri görüyorsunuz. Her birinin üzerinde mensup olduğu derneğin afişi asılı. Bizim de toplandığımız yerin etrafında böylesi dernekler piknik yapıyorlardı. Her birisi kendi bölgesine mahsus sazıyla sözüyle birlikte gelmiş. Bir tarafta, Balkanlara ait müzik çalıyor ve katılanlar büyük bir coşku içerisinde eğlenmeye çalışıyorlar. O kadar güzel ve içten şarkıları var ki biz de dönem dönem eşlik ediyoruz. Onları izlerken Balkanların canlı hatıraları gözlerimizin önünden geçiyor. Adeta gözlerimiz doluyor.Karadenizlilerin toplandığı yerde çekilen horon bizi neşelendiriyor. Kemençe eşliğinde ritmik olduğu kadar da tempolu oynanan oyunlar bizi kendine çekiyor. Neredeyse olduğumuz yerde duramıyoruz.
Hemen ötemizde güneydoğuluların piknikleri var. Oradan gelen davul zurna sesleri piknik alanımızı şenlendiriyor. Neşenin içinde buruk bir hasret de var yapılan peşrevde. Bizim olduğumuz alanda ise arasıra komşular etkinliklerine virgül koyduklarında Tezcan arkadaşımız udunun tellerine dokunmaya başlıyor. Türk Sanat Musikisinin o eşsiz eserlerinden bir buket sunuyor bizlere. Bu yaşadığımız her ne kadar bir İstanbul günlüğü de olsa, bu aslında bir Türkiye manzarası. İnsanımız biribirine son derece saygılı, müsamahakar. Biri diğerinin etkinliğinden zevk de alıyor. Bir kez daha gördük ki, bu millet kardeştir. Fakat onu idare eden siyaset ne kadar basiretsiz ki onu ayırıyor, hatta kardeşi kardeşe kırdırıyor. Gelin artık siyasetçinin de sahtesiyle gerçeğini ayırt edelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025