Mehmet MARUF
Batıya Mısır ve Mezopotamya yoluyla bilgi akışı
Konuya girerken size hemen bir soru sorsam ve desem ki; ilk yazıyı kim buldu? Vereceğiniz cevap tabiî ki "Sümerler" olur. Peki; ilk Peygamber ve aynı zamanda ilk insan olan Hz. Adem'e kaç suhuf indirildi? diye sorsam eminim biraz düşündükten sonra on suhuf yanıtını verirsiniz. Öyleyse, hani ilk yazıyı Sümerler bulmuştu?
Eğer biz Adem (as)'a Allah'ın bütün isimleri öğrettiğini (Bakara: 31) ve O'na on suhuf indirdiğini, Cebrail (as) kendisine yazı yazmayı öğrettiği için inen sayfaları kendi el yazısıyla yazdığını (Taber-i Tarih c.1, s. 75, İbn Esir-Kamil c.1, s. 47), dünyada ilk defa çiftçilik yapan insan olarak, örs, çekiç, kerpeten vs. aletleri kullandığını, demirciliğin kendisine öğretildiğini ve demirden yaptığı ilk şeyin bıçak olduğunu (A.g.e. c.1 s. 63-64) kabul ediyorsak, Sümerlerden önce de sadece yazının değil "bir medeniyet" in varolduğunu anlamış durumdayız demektir. Böylelikle modern bilimin tasnif ederken kullandığı Taş devri, Cilalı Taş devri, Tunç devri vs. gibi bir kabulü de reddetmiş oluruz.
Yine birçok Batılı tarihçiye göre bilimsel düşünce 28 Mayıs 585 ile başlar. Çünkü bu tarih, önceden duyurulan ilk güneş tutulmasının günüdür. Ve olayın kahramanı Yunanlı filozof Tales'tir. Oysa ki Yunan felsefesinden önce düşünce tarihini, Tales'ten önce düşünürleri yok sayan modern bilim tarihçileri pek gerçeği yansıtmış olmazlar. Çünkü Tales'in 585 yılındaki güneş tutulmasında Babil hesabını ve astronomisi ile Mısır geometrisini kullandığını bugün tespit edebiliyoruz. (Bilim ve Ütopya Dergisi-sayı 73).
Aynı şekilde Batı eksenli tarihçilere göre Pisagor modern matematiğin ilk habercisidir. Halbuki M.Ö. 6. yüzyılın ilk yarısında Sisam'da doğan Pisagor; Fenike'yi, Babil'i, Mısır'ı geçmiş ve orada Doğunun ilahiyat alanındaki düşüncelerini ve hendeseyi öğrenmiştir. Dinî, sosyal, felsefî ilahiyat fikirleriyle dolu olarak 520'ye doğru Yunanistan'a dönmüştür.
Bu durumda modern bilim tarihinin, Tales ve Pisagor'un ilham aldıkları Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarını da hesaba katması gerekmektedir. Zaten elimizdeki tarihi veriler, hikmet ve ilimlerin ilk defa bugün Ortadoğu denen bölgede ortaya çıktığını, antrolopojide; insanoğlunun ilk defa Mezopotamya ve çevresinde ziraate geçtiğini göstermektedir. Sicisteni'nin önemli eseri "Müntahabat"ta müziğin özellikle 'Ud'un ilk defa Fars'larda, astronominin İbrahim (as)'dan önceki devirlere tekabül eden Babil ve Keldanilerde, alan ölçümü ve geometrinin Mısır'da, hesap ve matematiğin Fenikelilerde, tabiî ilimlerin Şam ve çevresinde, tıp ilminin önce Mezopotamya sonra Hint ve Yunan'da ortaya çıktığını kaydeder. (Din-Felsefe/Akıl-Vahiy iİlişkisi, Ali Bulaç, s. 54).
Batıya Mısır ve Mezopotamya yoluyla bilgi akışı
Konuya girerken size hemen bir soru sorsam ve desem ki; ilk yazıyı kim buldu? Vereceğiniz cevap tabiî ki "Sümerler" olur. Peki; ilk Peygamber ve aynı zamanda ilk insan olan Hz. Adem'e kaç suhuf indirildi? diye sorsam eminim biraz düşündükten sonra on suhuf yanıtını verirsiniz. Öyleyse, hani ilk yazıyı Sümerler bulmuştu?
Eğer biz Adem (as)'a Allah'ın bütün isimleri öğrettiğini (Bakara: 31) ve O'na on suhuf indirdiğini, Cebrail (as) kendisine yazı yazmayı öğrettiği için inen sayfaları kendi el yazısıyla yazdığını (Taber-i Tarih c.1, s. 75, İbn Esir-Kamil c.1, s. 47), dünyada ilk defa çiftçilik yapan insan olarak, örs, çekiç, kerpeten vs. aletleri kullandığını, demirciliğin kendisine öğretildiğini ve demirden yaptığı ilk şeyin bıçak olduğunu (A.g.e. c.1 s. 63-64) kabul ediyorsak, Sümerlerden önce de sadece yazının değil "bir medeniyet" in varolduğunu anlamış durumdayız demektir. Böylelikle modern bilimin tasnif ederken kullandığı Taş devri, Cilalı Taş devri, Tunç devri vs. gibi bir kabulü de reddetmiş oluruz.
Yine birçok Batılı tarihçiye göre bilimsel düşünce 28 Mayıs 585 ile başlar. Çünkü bu tarih, önceden duyurulan ilk güneş tutulmasının günüdür. Ve olayın kahramanı Yunanlı filozof Tales'tir. Oysa ki Yunan felsefesinden önce düşünce tarihini, Tales'ten önce düşünürleri yok sayan modern bilim tarihçileri pek gerçeği yansıtmış olmazlar. Çünkü Tales'in 585 yılındaki güneş tutulmasında Babil hesabını ve astronomisi ile Mısır geometrisini kullandığını bugün tespit edebiliyoruz. (Bilim ve Ütopya Dergisi-sayı 73).
Aynı şekilde Batı eksenli tarihçilere göre Pisagor modern matematiğin ilk habercisidir. Halbuki M.Ö. 6. yüzyılın ilk yarısında Sisam'da doğan Pisagor; Fenike'yi, Babil'i, Mısır'ı geçmiş ve orada Doğunun ilahiyat alanındaki düşüncelerini ve hendeseyi öğrenmiştir. Dinî, sosyal, felsefî ilahiyat fikirleriyle dolu olarak 520'ye doğru Yunanistan'a dönmüştür.
Bu durumda modern bilim tarihinin, Tales ve Pisagor'un ilham aldıkları Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarını da hesaba katması gerekmektedir. Zaten elimizdeki tarihi veriler, hikmet ve ilimlerin ilk defa bugün Ortadoğu denen bölgede ortaya çıktığını, antrolopojide; insanoğlunun ilk defa Mezopotamya ve çevresinde ziraate geçtiğini göstermektedir. Sicisteni'nin önemli eseri "Müntahabat"ta müziğin özellikle 'Ud'un ilk defa Fars'larda, astronominin İbrahim (as)'dan önceki devirlere tekabül eden Babil ve Keldanilerde, alan ölçümü ve geometrinin Mısır'da, hesap ve matematiğin Fenikelilerde, tabiî ilimlerin Şam ve çevresinde, tıp ilminin önce Mezopotamya sonra Hint ve Yunan'da ortaya çıktığını kaydeder. (Din-Felsefe/Akıl-Vahiy iİlişkisi, Ali Bulaç, s. 54).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.