Göz göre göre İslam coğrafyasının bir parçası olan Suriye de BOP’a kurban ediliyor.
Göz göre göre bin yıldan beri bu topraklarda ve bu gün İslam coğrafyası diye anılan coğrafyada Tevhid akidesinin bayraktarlığını yapmış olan Türk milleti bir kez daha kardeşlerine karşı haçlıların safında…
Bir diyeceğiniz yok mu?
İktidar partisinin her hangi bir organında göreviniz var, ilde, ilçede, mahallede ya da seçilmiş vekil olmuş Ankara’ya gitmişsiniz, bu vahim gidişata dair bir itirazınız yok mu?
Dilinizi mi yuttunuz, sesiniz-soluğunuz mu kesildi?
Türkiye, Libya örneğinde olduğu gibi haçlı ittifakının bir parçası gibi davranıyor, Suriye Libya’nın akıbetine doğru hızla sürükleniyor.
Diyelim ki, iktidara yakın gazetelerde yazı yazıyorsunuz, televizyonlarda program yapıyorsunuz bu kötü gidişe bir surat asamaz, bir kaş çatamaz mısınız?
Diyelim ki iktidar partisinin kadın kollarında göreviniz var, bir annesiniz, bir eşsiniz, abileri kardeşleri olan bir kız kardeşsiniz, BOP kapsamında İslam coğrafyasında dökülen kanları gördünüz, ağlayan analara şahit oldunuz, feryad eden ana kuzularını göz yaşları içinde seyrettiniz.
Şimdi aynı sahnelerin Suriye’de yaşanması için haçlı dünyası kolları sıvamış vaziyette ama Türkiye olmaz derse olmayacak, sizin ana olarak, kadın olarak bu savaş çığırtkanlarına bir diyeceğiniz yok mu?
Allah aşkına en yakın olayı Libya’yı hatırlayın; altı ay boyunca tepesinden aşağı bomba yağdı da demokrasi mi geldi, zenginlik mi geldi, huzur mu geldi?
Haçlı bombalarının altında paramparça olan bedenler Müslüman kardeşlerimizin bedenleri değil mi idi?
Suriye de aynı akibete sürüklenmek üzere.
Şam’da metfun Hz. Hüseyin’in kesik başı aşkına bir itirazınız yok mu, bir sözünüz yok mu, diliniz mi bağlandı, soluğunuz mu kesildi?
Milli iradenin gerçek sahibi olan millet, böyle zamanlarda sesini yükseltmeyecekse ya ne zaman yükseltecektir?
İslam alemini paramparça edip kaynaklarına çöreklenme projesi olan BOP’ta bizim ne işimiz var, bu hain projeye destek vermek, yedek lastik olmak bize yakışıyor mu?
Yarın belgeleri inceleyen, Irak’ın, Mısır’ın, Libya’nın, Suriye’nin kaynaklarının haçlılar tarafından talan edilişinde Türkiye’nin rolünü öğrenen torunlarımız mezarımıza tükürmeyecek mi?
Avrupa’nın Amerika’nın demokrasi insan hakları gibi bir dertleri olmadığı şu son on yılda yaşananlardan ortaya çıkmadı mı?
Sahi bir diyeceğiniz yok mu?
Başınızı iki eliniz arasına alın da bir düşünün, partizanlık insanı bu kadar mı kör ve sağır ediyor?
Göz göre göre, bölgede İsrail’in akla ziyan cinayetleri karşısında bir kalkan olan Suriye’nin parçalanmasında haçlılarla aynı yolu izliyoruz.
Bir itirazınız yok mu gerçekten?
Göz göre göre bin yıldan beri bu topraklarda ve bu gün İslam coğrafyası diye anılan coğrafyada Tevhid akidesinin bayraktarlığını yapmış olan Türk milleti bir kez daha kardeşlerine karşı haçlıların safında…
Bir diyeceğiniz yok mu?
İktidar partisinin her hangi bir organında göreviniz var, ilde, ilçede, mahallede ya da seçilmiş vekil olmuş Ankara’ya gitmişsiniz, bu vahim gidişata dair bir itirazınız yok mu?
Dilinizi mi yuttunuz, sesiniz-soluğunuz mu kesildi?
Türkiye, Libya örneğinde olduğu gibi haçlı ittifakının bir parçası gibi davranıyor, Suriye Libya’nın akıbetine doğru hızla sürükleniyor.
Diyelim ki, iktidara yakın gazetelerde yazı yazıyorsunuz, televizyonlarda program yapıyorsunuz bu kötü gidişe bir surat asamaz, bir kaş çatamaz mısınız?
Diyelim ki iktidar partisinin kadın kollarında göreviniz var, bir annesiniz, bir eşsiniz, abileri kardeşleri olan bir kız kardeşsiniz, BOP kapsamında İslam coğrafyasında dökülen kanları gördünüz, ağlayan analara şahit oldunuz, feryad eden ana kuzularını göz yaşları içinde seyrettiniz.
Şimdi aynı sahnelerin Suriye’de yaşanması için haçlı dünyası kolları sıvamış vaziyette ama Türkiye olmaz derse olmayacak, sizin ana olarak, kadın olarak bu savaş çığırtkanlarına bir diyeceğiniz yok mu?
Allah aşkına en yakın olayı Libya’yı hatırlayın; altı ay boyunca tepesinden aşağı bomba yağdı da demokrasi mi geldi, zenginlik mi geldi, huzur mu geldi?
Haçlı bombalarının altında paramparça olan bedenler Müslüman kardeşlerimizin bedenleri değil mi idi?
Suriye de aynı akibete sürüklenmek üzere.
Şam’da metfun Hz. Hüseyin’in kesik başı aşkına bir itirazınız yok mu, bir sözünüz yok mu, diliniz mi bağlandı, soluğunuz mu kesildi?
Milli iradenin gerçek sahibi olan millet, böyle zamanlarda sesini yükseltmeyecekse ya ne zaman yükseltecektir?
İslam alemini paramparça edip kaynaklarına çöreklenme projesi olan BOP’ta bizim ne işimiz var, bu hain projeye destek vermek, yedek lastik olmak bize yakışıyor mu?
Yarın belgeleri inceleyen, Irak’ın, Mısır’ın, Libya’nın, Suriye’nin kaynaklarının haçlılar tarafından talan edilişinde Türkiye’nin rolünü öğrenen torunlarımız mezarımıza tükürmeyecek mi?
Avrupa’nın Amerika’nın demokrasi insan hakları gibi bir dertleri olmadığı şu son on yılda yaşananlardan ortaya çıkmadı mı?
Sahi bir diyeceğiniz yok mu?
Başınızı iki eliniz arasına alın da bir düşünün, partizanlık insanı bu kadar mı kör ve sağır ediyor?
Göz göre göre, bölgede İsrail’in akla ziyan cinayetleri karşısında bir kalkan olan Suriye’nin parçalanmasında haçlılarla aynı yolu izliyoruz.
Bir itirazınız yok mu gerçekten?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025