Bir an önce ahlak

Hepimizin çok sıklıkla kullandığı bir kavramdır ahlak. Özellikle herhangi bir konuda canımız yanmış, mağdur olmuş, yüzümüz kızarmış, küçük düşürülmüş gibi durumlarda hemen "ahlak" kavramına sığınırız. "Sizin ahlakınız yok mu? Ahlaksızlar, edepsizler? Toplum sizin gibiler yüzünden mahvoldu" vs. gibi cümleler kurarız. O an için rahatlarız. Vücudumuzdaki negatif enerjiyi atmışızdır. Ya sonra? O şiddetle kınadığımız tutum ve davranışların tecelli ettiği bir surete dönüşürüz bir anda. Yalan mı?Ahlak nedir? Sözlükte şöyle yazıyor; "İnsanların toplum içindeki davranışlarını ve birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla başvurulan kurallar dizgesi, başka insanların davranışlarını olumlu ya da olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler bütünüdür."Yani ahlakta kurallar var, ölçüler var. İşte soru; Bu kural ve ölçülerin kaynağı nedir? Müslüman olan her kişi için bu ölçü ve kuralların kaynağı inancıdır. Başka ölçü ve kaynak arayanın inancı da başkadır. İslam'ın dört ana direği vardır. Ahlak, ibadetten öncedir. Neydi onlar; itikat, ahlak, ibadet, muamelat.Kendime, çevreme, topyekûn Müslümanlara baktığımda, sizin de gördüğünüz gibi bir ahlaki çöküntüyü bende görüyorum. Ama neden bu çöküntü toplumun hemen hemen her kesimini sarmış? İnancımıza bakıyorum; Tecavüz haram, zina haram, içki haram, yalan haram, hırsızlık haram, dolandırıcılık haram, adam kayırma haram, rüşvet haram, devleti ve milleti satmak haram hülasa insan yaratılışına aykırı olan her şey yine yaratıcı tarafından haram kılınmış, yasaklanmış. Bizlerde bir iman iddiasıyla bu yasakları kabullenmişiz. Ama bu kabulleniş lafta kalmış, icraata geçmemiş. Televizyonu açıyorsun, çarpık ilişkiler, aldatmalar, aile içi yalanlar artı tecavüz sahnelerinin en çok olduğu diziler bir numarada. İllegal yapılanmaların, adam öldürmelerin sıradanlaştığı karakterler gençlerin gözdesi.     Ahlak nerede? Oğluyla, kızıyla bu dizileri, filmleri izleyen baba; "kızım, oğlum namusunuza, şerefinize laf ettirmeyin" emir ve tavsiyelerinde nasıl bulunacak? Hadi baba laf olsun diye tavsiyede bulundu. Kızı; "baba Fatmagül gibi mi hayatta dik ve onurlu durayım" derse ne yapacak? Veya oğlu; "Baba, hayatta çalışma ile bir yerlere gelinmez. Bak Polat Alemdar gibi olacaksın. Yoksa hiçbir şey olamazsın" derse?  Haydi, televizyonları geçtik. Anne ve babalar temel aile giderlerini karşılamak için 10 saat 12 saat çalışıyor günde. Bu çocuklara bireysel ahlakı, toplum ahlakını kim öğretecek? Sakın okullar, demeyin. Milli eğitimin hali içler acısı. Herhangi bir okulun önüne gidin ve yarım saat öğrencileri izleyin. Cevap ortaya çıkacaktır.Milletin Meclisi mi diyorsunuz? Onu baştan geçin. Adamlar geçinemiyoruz, diye gece yarısı el işaretiyle kendilerine yüzde 100 zam yapıyorlar. Ama vatandaşa başka el işareti gösteriyorlar. Haliyle vatandaşta ellerini başka işler için kullanıyor.Hülasa milletimiz bir an önce kendi milli ve manevi değerlerine dönüp, şahsiyetiyle "ben buradayım" demedikçe hiçbirimizin şikayet hakkı ve şansı yoktur. Çünkü hepimizin üzerinde bir ahlaki çöküntü eseri illa ki vardır...