Dünya, standart para birimi olarak doları kabul etmeye devam ettiği sürece, bu aşırı borç, şirketokrasi için ciddi bir engel oluşturmaz. Ancak başka bir para birimi gelip de doların yerini almaya kalkacak olursa ve Birleşik Devletlerin alacaklılarından bazıları, alacaklarını istemeye karar verirlerse, bu durum radikal olarak değişir.
Ülkeler finansal krizlerle çökertiliyorFinans ve sermaye piyasaları bağımsız hale getirilen ülkeler ani sermaye hareketi ile çökertilmekte; finans piyasaları dibe vuran ülkelerin ekonomileri de battığı için, devreye IMF ve Dünya Bankası girmektedir. Böylece yapılan sözde yapısal reformlarla ülkelerin kaynakları global firmalar tarafından talan edilebilecek hale getirilirken, siyasi olarak da dışa bağımlı hale getirilmektedirler. Finanssal krizler, değişik mekanizmalar devreye konularak çıkartılmaktadır. Bütün bunların olabilmesi için, her şeyden önce o ülkeye sıcak para giriş ve çıkışının önündeki engeller kaldırılmakta; döviz fiyatlarını belirlemede yetki, piyasa aktörlerine teslim edilmekte,hisse senetleri borsası devreye konmaktadır. Örneğin, borsaya zaman içerisinde yavaş yavaş giren yabancı sermaye, borsanın değerini her gün yükselttiği için, yerli aktörlerin borsaya yönelmesine sebep olmaktadır. Günlük işlem hacmi sığ olan bu piyasalarda zaman içerisinde kontrolü ele geçiren global sermaye sahipleri, ellerindeki portföyü sattıklarında hem ciddi oranlarda kar elde etmekte, hem de borsada yaşanan büyük düşüşler bütün sermaye piyasalarını ve ekonomiyi çökertmektedir. Veya dışarıdan gelen döviz, yerli paraya çevrildikten sonra devlete 'iç borç' adı altında satılmakta; böylece hem faiz geliri elde edilirken, hem de döviz arzından dolayı fiyatlar baskı altına alınmaktadır. Zaman içerisinde tekrar dövize dönüldüğünde ise, hem düşük kurdan, hem de yüksek faiz gelirinden kâr elde edilmektedir. Böylesi bir tersine dönüş ise, o ülke ekonomisini bir anda çökertmektedir. Yahut ta, ülke içerisinde satış yapan global şirketler, topladıkları yerli parayı -ki büyük miktarlardadır- spekülatör yabancı bankalara yatırmakta; o bankalar da ellerindeki yüklü miktarda yerli para ile bir anda dövizi yükseltip düşürebilmektedir. Aynı zamanda finans piyasalarına da hakim olan yabancı bankalar, içeride topladıkları yerli mevduatlarla da bunu yapabilmektedirler.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Cornelia Versreegh / Amsterdam Üniversitesi, Hollanda:AB, Prof. Dr. Baş'ın yolunu takip etmeliProf. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet-Sosyal Devlet anlayışında her devletin ve halkların kendi Milli imkanlarıyla kalkınması öngörülmektedir. Aksi taktirde küresel faktörlerin bağımlısı olmaktan kurtulamazlar. Avrupa sosyal eşitsizliklerini nasıl çözebilir? Sosyal sistemine akıttığı 'kıt' kaynakları nasıl yeniden dağıtabilir? Avrupa bu soruların cevabını arıyor, halen daha bulabilmiş değil.Prof. Dr. Haydar Baş, AB'nin mevcut liberal yaklaşımlarının zaten bir çok problemin sebebi olduğunu, kendilerine sağlayamadıkları sosyal adaleti farklı kültür ve farklı uygarlığa mensup halklara sağlamalarının asla mümkün olmadığını söylemektedir.Avrupa daha fazla sosyalleşmeye yönelmek ve bunu milli devletler üzerinden gerçekleştirmek zorundadır. Burada takip edilmesi gereken yol, Prof. Dr. Haydar Başın Milli Devlet-Sosyal Devlet anlayışında bütün detayları ile açıklanmıştır. Sayın Baş'a bu çalışmaları ve insanlığa katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Ülkeler finansal krizlerle çökertiliyorFinans ve sermaye piyasaları bağımsız hale getirilen ülkeler ani sermaye hareketi ile çökertilmekte; finans piyasaları dibe vuran ülkelerin ekonomileri de battığı için, devreye IMF ve Dünya Bankası girmektedir. Böylece yapılan sözde yapısal reformlarla ülkelerin kaynakları global firmalar tarafından talan edilebilecek hale getirilirken, siyasi olarak da dışa bağımlı hale getirilmektedirler. Finanssal krizler, değişik mekanizmalar devreye konularak çıkartılmaktadır. Bütün bunların olabilmesi için, her şeyden önce o ülkeye sıcak para giriş ve çıkışının önündeki engeller kaldırılmakta; döviz fiyatlarını belirlemede yetki, piyasa aktörlerine teslim edilmekte,hisse senetleri borsası devreye konmaktadır. Örneğin, borsaya zaman içerisinde yavaş yavaş giren yabancı sermaye, borsanın değerini her gün yükselttiği için, yerli aktörlerin borsaya yönelmesine sebep olmaktadır. Günlük işlem hacmi sığ olan bu piyasalarda zaman içerisinde kontrolü ele geçiren global sermaye sahipleri, ellerindeki portföyü sattıklarında hem ciddi oranlarda kar elde etmekte, hem de borsada yaşanan büyük düşüşler bütün sermaye piyasalarını ve ekonomiyi çökertmektedir. Veya dışarıdan gelen döviz, yerli paraya çevrildikten sonra devlete 'iç borç' adı altında satılmakta; böylece hem faiz geliri elde edilirken, hem de döviz arzından dolayı fiyatlar baskı altına alınmaktadır. Zaman içerisinde tekrar dövize dönüldüğünde ise, hem düşük kurdan, hem de yüksek faiz gelirinden kâr elde edilmektedir. Böylesi bir tersine dönüş ise, o ülke ekonomisini bir anda çökertmektedir. Yahut ta, ülke içerisinde satış yapan global şirketler, topladıkları yerli parayı -ki büyük miktarlardadır- spekülatör yabancı bankalara yatırmakta; o bankalar da ellerindeki yüklü miktarda yerli para ile bir anda dövizi yükseltip düşürebilmektedir. Aynı zamanda finans piyasalarına da hakim olan yabancı bankalar, içeride topladıkları yerli mevduatlarla da bunu yapabilmektedirler.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Cornelia Versreegh / Amsterdam Üniversitesi, Hollanda:AB, Prof. Dr. Baş'ın yolunu takip etmeliProf. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet-Sosyal Devlet anlayışında her devletin ve halkların kendi Milli imkanlarıyla kalkınması öngörülmektedir. Aksi taktirde küresel faktörlerin bağımlısı olmaktan kurtulamazlar. Avrupa sosyal eşitsizliklerini nasıl çözebilir? Sosyal sistemine akıttığı 'kıt' kaynakları nasıl yeniden dağıtabilir? Avrupa bu soruların cevabını arıyor, halen daha bulabilmiş değil.Prof. Dr. Haydar Baş, AB'nin mevcut liberal yaklaşımlarının zaten bir çok problemin sebebi olduğunu, kendilerine sağlayamadıkları sosyal adaleti farklı kültür ve farklı uygarlığa mensup halklara sağlamalarının asla mümkün olmadığını söylemektedir.Avrupa daha fazla sosyalleşmeye yönelmek ve bunu milli devletler üzerinden gerçekleştirmek zorundadır. Burada takip edilmesi gereken yol, Prof. Dr. Haydar Başın Milli Devlet-Sosyal Devlet anlayışında bütün detayları ile açıklanmıştır. Sayın Baş'a bu çalışmaları ve insanlığa katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.