Bihârü'l-Envâr'dan riavayetle;
"Fizze'ye (Hz. Fâtıma (a.s.)'ın cariyesi) dedim ki: 'Ali'ye (a.s.) de ki: Hz. Ebu Bekir'e biat etmek için dışarı çıksın çünkü Müslümanlar ona biat etmişlerdir.'
Fizze: 'Ali (a.s.) meşguldür' dedi.
Dedim ki: 'Bu sözleri bir kenara bırak, ona de ki, dışarı çıksın; aksi takdirde içeri girip O'nu zorla çıkarırız.'
Bu sırada Fâtıma odadan çıkıp kapının arkasında durdu ve şöyle dedi: 'Ey yalancı sapıklar! Ne diyorsunuz? Ne istiyorsunuz?'
Dedim ki: 'Ey Fâtıma!'
Fâtıma (a.s.): 'Ey Ömer ne istiyorsun?' dedi.
Dedim ki: 'Neden amcanoğlu Seni cevap vermek için göndermiş ve Kendisi perdenin arkasında oturmuştur?'
Dedi ki: 'Ey şaki (bedbaht)! Senin azgınlığın Beni evimden dışarı çıkardı; hücceti Sana ve diğer her sapığa tamamladı.'
Dedim ki: 'Bu boş sözleri ve kadın hikayelerini bir kenara bırak; Ali'ye de ki dışarı çıksın; aramızda hiçbir dostluk ve ihtiram yoktur.'
Fâtıma (a.s.) dedi ki: 'Ey Ömer! Şeytanla mı Beni korkutuyorsun? Oysaki şeytanın hizbi güçsüzdür.'
Dedim ki: 'Eğer dışarı çıkmazsa, ya çok odun getirerek bu evi içindekilerle yakacağım veya Ali (a.s.) sürüklenerek biate götürülecektir.'
Bu sırada Konfoz'un kırbacını alıp ona vurdum ve Halid bin Velid'e de, 'Sen ve adamlarımız gidin odun getirin, ben onları yakacağım' dedim.
Fâtıma (a.s.) dedi ki: 'Ey Allah'ın düşmanı! Ey Peygamberin (s.a.v.) düşmanı, ey Emirü'l-Mü'minîn Ali'nin düşmanı!'
Fâtıma (a.s.) elleri ile kapıyı tutup onu açmama mâni oluyordu; derken O'nu bir kenara ittim, yine bana mâni olmaya çalıştı, bu defa kırbaçla O'nun ellerine vurdum, O'nu incittim, O'nun inilti ve ağlamasını duydum; neredeyse yumuşayacaktım ve kapıdan geri dönecektim. Ama bu esnada Ali'nin Arap kahramanlarının kanını dökmedeki hınç ve düşkünlüğünü, Muhammed (s.a.v.)'in hile ve sihrini hatırladım, bu esnada kapıya bir tekme vurdum, Fâtıma (a.s.) ise kapıya yapıştı; öyle şiddetle bağırdı ki, Medine'nin alt üst olduğunu zannettim ve şöyle dediğini duydum: 'Ay babacığım! Ya Resûlallah (s.a.v.)! İşte çok sevdiğin kızına böyle davranıyorlar! Ah! Ey Fizze! Gel de Beni tut; Allah'a and olsun ki, karnımdaki yavrum öldürüldü!' Duvara dayanarak doğum acısı çektiğini duydum, derken kapıyı itip içeriye girdim, gözlerimi kapatan bir çehre ile beni karşıladı, hicabın üzerinden yüzüne bir tokat vurdum, öyle ki küpesi kopup yere dağıldı…" (Bihârü'l-Envâr, c.16, s. 295)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020