'Beni küçümseyen kimseden intikamımı al!'
Kendisini rencide eden Halife Memun'u Cenab-ı Hakka şikayet eden İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: "Bana zulmeden, beni küçümseyen ve taraftarlarımı kapımdan kovan kimseden intikamımı al; bana tattırdığı gibi aşağılık ve korkunun acısını ona tattır; pislik ve necislerin uzaklaştırıldığı gibi onu kendi rahmetinden uzaklaştır!"
03.08.2017 00:00:00
Şeyh Saduk (r.a), iki yolla Abdusselam Herevî'den şöyle dediğini nakletmiştir:
Ebu'l-Hasan Ali bin Mûsa Rıza (a.s)'ın kelamla ilgili toplantılar düzenlediği ve halkın onun ilmine hayranlığı hususunda Memun'a bir haber ulaştı. Bunun üzerine Memun, Muhammed bin Amr-ı Tusî'ye (kapıcısı) halkı, İmam'ın toplantılarından kovmasını, İmam'ı da huzuruna çağırmasını emretti.
Memun, İmam'ı görünce ona karşı saygısızlıkta bulundu. İmam (a.s) sinirli bir halde Memun'un yanından ayrılırken şunları söyledi: "Mustafa'nın, Murtaza'nın ve kadınların efendisinin hakkına and olsun ki, ona beddua ederek Allah'ın güç ve kudretinden, bu şehrin köpekleriyle dışarı atılmasına, yakınları ve taraftarlarıyla birlikte aşağılanmalarına sebep olacak bir gücün inmesini isteyeceğim."
Daha sonra İmam (a.s) eve dönerek abdest için su istedi. Abdest aldı ve iki rekât namaz kıldı. İkinci rekâtta kunut tutarak şu duayı okudu: "Allah'ım! Kapsayıcı kudret, geniş rahmet, ard arda ihsan, bol nimetler, güzel lutuflar ve çok bağışlar sahibi! Ey temsil (benzetme) ile vasfedilmeyen, benzer ile benzetilmeyen ve bir destek ile mağlup olmayan! Ey yaratan ve rızık veren, ilham eden ve konuşturan, icat eden ve kanun koyan (yol gösteren), yüksek olan ve yükselten, takdir eden ve güzelleştiren, şekil veren ve sağlamlaştıran. İhticac eden ve ulaştıran, nimet veren ve kamilleştiren, bağışlayan ve çoğaltan! Ey yüceliğinde yüce olan ve gözlerin görebileceği sınırı aşan, letafetinde yakın olan, düşüncelerin sezgisinden öteye geçen! Ey saltanatında yegane olan, sultanlık melekutunda eşi olmayan, kibriyalıkta (büyüklükte) tek olan, makamının ceberutunda (azametinde) misli olmayan! Ey azametinin büyüklüğünde derin düşünenlerin hayran kaldığı ve azametini görmekten yaratıklarının gözlerinin aciz kıldığı! Ey ariflerin kalbinden geçenleri bilen ve bakanların gözlerinin bakmasına şahit olan! Heybetinden dolayı yüzlerin yere kapandığı, büyüklüğünden dolayı önünde başların eğildiği, korku ve dehşetinden dolayı kalplerin çarptığı, boyun damarlarının titrediği! Ey icad eden; ey (devamlı) yoktan yaratan; ey kudretli, güçlü ve ey yüceler yücesi! Kendilerine (namazda) salât göndermekle salâtı (namazı) şereflendirdiğin kimselere, salât eyle, bana zulmeden, beni küçümseyen ve taraftarlarımı kapımdan kovan kimseden intikamımı al; bana tattırdığı gibi aşağılık ve korkunun acısını ona tattır; pislik ve necislerin uzaklaştırıldığı gibi onu kendi rahmetinden uzaklaştır!" OKAN EGESEL
Ebu'l-Hasan Ali bin Mûsa Rıza (a.s)'ın kelamla ilgili toplantılar düzenlediği ve halkın onun ilmine hayranlığı hususunda Memun'a bir haber ulaştı. Bunun üzerine Memun, Muhammed bin Amr-ı Tusî'ye (kapıcısı) halkı, İmam'ın toplantılarından kovmasını, İmam'ı da huzuruna çağırmasını emretti.
Memun, İmam'ı görünce ona karşı saygısızlıkta bulundu. İmam (a.s) sinirli bir halde Memun'un yanından ayrılırken şunları söyledi: "Mustafa'nın, Murtaza'nın ve kadınların efendisinin hakkına and olsun ki, ona beddua ederek Allah'ın güç ve kudretinden, bu şehrin köpekleriyle dışarı atılmasına, yakınları ve taraftarlarıyla birlikte aşağılanmalarına sebep olacak bir gücün inmesini isteyeceğim."
Daha sonra İmam (a.s) eve dönerek abdest için su istedi. Abdest aldı ve iki rekât namaz kıldı. İkinci rekâtta kunut tutarak şu duayı okudu: "Allah'ım! Kapsayıcı kudret, geniş rahmet, ard arda ihsan, bol nimetler, güzel lutuflar ve çok bağışlar sahibi! Ey temsil (benzetme) ile vasfedilmeyen, benzer ile benzetilmeyen ve bir destek ile mağlup olmayan! Ey yaratan ve rızık veren, ilham eden ve konuşturan, icat eden ve kanun koyan (yol gösteren), yüksek olan ve yükselten, takdir eden ve güzelleştiren, şekil veren ve sağlamlaştıran. İhticac eden ve ulaştıran, nimet veren ve kamilleştiren, bağışlayan ve çoğaltan! Ey yüceliğinde yüce olan ve gözlerin görebileceği sınırı aşan, letafetinde yakın olan, düşüncelerin sezgisinden öteye geçen! Ey saltanatında yegane olan, sultanlık melekutunda eşi olmayan, kibriyalıkta (büyüklükte) tek olan, makamının ceberutunda (azametinde) misli olmayan! Ey azametinin büyüklüğünde derin düşünenlerin hayran kaldığı ve azametini görmekten yaratıklarının gözlerinin aciz kıldığı! Ey ariflerin kalbinden geçenleri bilen ve bakanların gözlerinin bakmasına şahit olan! Heybetinden dolayı yüzlerin yere kapandığı, büyüklüğünden dolayı önünde başların eğildiği, korku ve dehşetinden dolayı kalplerin çarptığı, boyun damarlarının titrediği! Ey icad eden; ey (devamlı) yoktan yaratan; ey kudretli, güçlü ve ey yüceler yücesi! Kendilerine (namazda) salât göndermekle salâtı (namazı) şereflendirdiğin kimselere, salât eyle, bana zulmeden, beni küçümseyen ve taraftarlarımı kapımdan kovan kimseden intikamımı al; bana tattırdığı gibi aşağılık ve korkunun acısını ona tattır; pislik ve necislerin uzaklaştırıldığı gibi onu kendi rahmetinden uzaklaştır!" OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.