Bir baba düşünün, imkanları dar olsa da anne-babasına, ailesine, çoluk çocuğuna saygı ve sevgide kusur etmez, onlar için bütün imkanlarını seferber eder. En kalitelisini yediremese de, en kalitelisini giydiremese de, özel okullarda okutamasa da aile bilinci ve muhabbeti onu en kaliteli baba yapar. Çünkü onun ölçüleri vardır, kıyasları vardır, hayata karşı bir duruşu vardır. Böyle bir ailede ne iç çekişme olur ne de dışarıdan bir eleştiri veya saldırı. Çünkü bu onurlu bir ailedir. Çünkü bu onurlu bir babadır.Aynen bunun gibi devletlerinde bir onuru vardır. İç ve dış ilişkilerde bir duruşu vardır, bir ölçüsü vardır. Zaten bizim anlayışımızda devlet bir babadır. Her ne kadar bu yüzyılda bu kavram milletimize unutturulsa da Prof. Dr. Haydar Baş Bey bu kavramı tekrar milletin gündemine almış, önüne koymuştur. Yılların birikimiyle hazırladığı Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezleri ile 'Devlet Baba'nın kimliğini, ölçülerini insanımıza ve de insanlığa sunmuştur.Devletin onurunu kim koruyup, yüceltecek diye bir soru sorarsak ilk cevap meclis ve hükümettir. Tabi ordusu, yargısı, milli eğitimi, sivil toplum kuruluşları vs. bu şemsiyenin dallarıdır. Millet ise gövdedir. Haliyle millet adına iş başına gelenler en öndedir ve en çok sorumluluk sahibidirler.Bugün devlet olarak iç ve dış politikada bir duruş, bir ölçü sorunumuz olduğu aşikardır. Hatta bu duruş bozukluklarımız devletin onurunu bayağı bir zedelemiştir.İç politika ortada. Halkın yarısı aç. Askerin yarısı hapiste. Gazetecisi, fikir adamları içerde. Ülke bölünmenin eşiğinde intiharlar, cinayetler her tarafı sarmış. Bu durumda iktidar ne yapıyor? Elinde mikrofon meydan meydan, kanal kanal geziyor. Eleştirileri edebi bir dille yanıtlıyor, edebiyatı yetmezse tehdit ediyor, halka çılgın projelerinde bahsediyor, şimdi aş isteyenlere, iş isteyenlere 2023'te bu sorunları bitireceğiz sözü veriyor.Hadi devlet bizim devletimiz. Bu iktidara da bu halk oy verdi. İç siyaseti sineye çekelim, yapılan yanlışları kısa sürede düzeltir, tamir ederiz diyelim. Ya dış siyaset!.Sayın Başbakan "biz ülkeye itibar kazandırdık" iddiasında. Bu nasıl bir iddia ben anlayamıyorum. Bakın bu iddianın altında neler var. Bir iki başlık;* Irak'ta bir milyon civarı Müslüman katledildi, ırzlarına geçildi. Sayın Başbakan kahraman ABD askerlerine dua etti. Sayın Cumhurbaşkanı Amerika ile orta doğuda hedeflerinin örtüştüğünü açıkladı.* Askerimizin başına çuval geçirilip aşağılandı. Ses yok.* İsrail vatandaşlarımızı katletti. Sadece gürlediler. Esemediler bile.* Yunan başbakanı ülkemde askerimi, milletimi itham etti, tehdit eti. Ama benim Başbakanım "has tir" bile diyemedi.* Ermenistan'ın her yöneticisi ülkem aleyhine olmadık iftiralarda bulundu, tehditler savurdu. Bir yaptırım ötesinde "sen kimsin" bile diyemedik.* Kıbrısı anlatmaya gerek yok. Çünkü Başbakan'ın Kıbrıs diye bir derdi yok.* Ortadoğu kaynıyor. Sayın Başbakan "Bizim Ortadoğu da bir misyonumuz var" demişti. Bu misyon oradaki halklar adına mı yoksa petrol vampirleri adına mı? diye kimse sormamıştı. Gerçi cevap kendiliğinden ortaya çıktı, görüyorsunuz.* Son olarak Libya gerçeği ortada. Günlerdir içim sızlayarak haberleri izliyorum. Müslümanlar bombalanıyor. Haçlılar bombalıyor. Türkiye NATO üyesiymiş. Masaya bile çağırmıyorlar. Görüş bile sormuyorlar. Başbakan, Obama ile görüşmeden bir açıklama yapmıyor. Sonra BM kararına saygı duyduğunu, desteklediğini açıklıyor hükümet. Beyaz Saray bu harekatta Türkiye ile fikir ayrılığımız yok diyor.Bu mu bizim itibarımız? Biz kimin yanındayız? Kime karşı kime destek veriyoruz? Eğer ben Müslümanım diyorsan oradaki Müslümanlar'ı Haçlılar'a bombalatmayacaksın. O kadar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025