Başkanlık sistemi yine gündeme oturdu.
Türkiye bir yandan Musul operasyonuna girmek için gayret sarf ederken; diğer yandan başkanlık sistemini halka götürmeyi konuşuyor.
Neye evet dediğini bilmeyecek milletimiz sadece kendine sorulmanın hazzı ile yetinerek, evet derse nasıl bir başkanlık sistemi ile karşılaşacağımız ise büyük bir muamma!
Başkanlık sisteminin içeriği bir yana hangi derde ve nasıl çözüm getireceği bizce daha önemli.
Zira sistem değişiklikleri eğer halka hizmet ederse bir değer kazanır veya tersinden düşünürsek, eskisi, sıkıntılara çözüm getiremiyor diye mi yeni bir sisteme geçiyoruz, düşünmek gerekiyor.
Veya istikrar için başkanlık sistemi şart diyenler; hangi istikrardan bahsediyorlar.
Biz istikrardan barış, huzur, ekonomik refah; can, mal, namus emniyeti anlıyoruz.
Eğer istikrar diyenlerin kastı ekonomik istikrar ise;
Cari açık 50 yılda, 63.7 milyar dolar iken, AKP döneminde 403 milyar dolara çıktı.
Ortalama büyüme önceki dönem, yüzde 5.1'ken, AKP döneminde 4.7'ye geriledi.
Vatandaşın bankalara borcu 2002'de 6.5 milyar TL iken, bugün 400 milyar TL'ye baliğ oldu. Kredi kartı borçları 2002'de 4.3 milyar TL iken, şimdi 81 milyar TL'ye ulaştı.
Her üç kişiden biri icralık?
İcra dosyası sayısı 2002'de 10 milyon 26 bindi, bugün 25 milyon civarında.
Eğer istikrar diyenlerin kastı huzur ortamıysa;
2015 yılında 309'u silahlı toplam 413 kadın cinayeti kaydedildi. İlk 6 ayda 153 kadın öldürüldü.
Yılda 2 bin 500 cinayet işleniyor.
Eğer istikrar diyenlerin kastı toplumun yapısının korunması ise;
2015'de boşanan çift sayısı 131 bin 830 kişi ile cumhuriyet tarihinin rekoru oldu.
İstikrardan kasıt terörün bitmesi ise;
Son bir yılda ülkemizin farklı yerlerinde sivillerin, polislerin ve askerlerin hedef alındığı 23 bombalı saldırıda 340 kişi hayatını kaybetti.
İstikrar dış siyasette baş olmaksa;
Fırat kalkanında çamura saplandık; Irak'tan çıkmamız isteniyor.
İncirlik, Musul harekâtında Alman ve Amerikalı uçaklara tahsis edilmişken; Türk jetlerine Kuveyt'ten belki izin verilebilir deniyor.
Musul harekâtında yer almıyoruz.
Umarız, millet böyle bir istikrarın devamını istemez.
Zira biz, istikrardan barış, huzur, ekonomik refah; can, mal, namus emniyetini anlıyoruz ve hiç birine sahip değiliz.
Türkiye bir yandan Musul operasyonuna girmek için gayret sarf ederken; diğer yandan başkanlık sistemini halka götürmeyi konuşuyor.
Neye evet dediğini bilmeyecek milletimiz sadece kendine sorulmanın hazzı ile yetinerek, evet derse nasıl bir başkanlık sistemi ile karşılaşacağımız ise büyük bir muamma!
Başkanlık sisteminin içeriği bir yana hangi derde ve nasıl çözüm getireceği bizce daha önemli.
Zira sistem değişiklikleri eğer halka hizmet ederse bir değer kazanır veya tersinden düşünürsek, eskisi, sıkıntılara çözüm getiremiyor diye mi yeni bir sisteme geçiyoruz, düşünmek gerekiyor.
Veya istikrar için başkanlık sistemi şart diyenler; hangi istikrardan bahsediyorlar.
Biz istikrardan barış, huzur, ekonomik refah; can, mal, namus emniyeti anlıyoruz.
Eğer istikrar diyenlerin kastı ekonomik istikrar ise;
Cari açık 50 yılda, 63.7 milyar dolar iken, AKP döneminde 403 milyar dolara çıktı.
Ortalama büyüme önceki dönem, yüzde 5.1'ken, AKP döneminde 4.7'ye geriledi.
Vatandaşın bankalara borcu 2002'de 6.5 milyar TL iken, bugün 400 milyar TL'ye baliğ oldu. Kredi kartı borçları 2002'de 4.3 milyar TL iken, şimdi 81 milyar TL'ye ulaştı.
Her üç kişiden biri icralık?
İcra dosyası sayısı 2002'de 10 milyon 26 bindi, bugün 25 milyon civarında.
Eğer istikrar diyenlerin kastı huzur ortamıysa;
2015 yılında 309'u silahlı toplam 413 kadın cinayeti kaydedildi. İlk 6 ayda 153 kadın öldürüldü.
Yılda 2 bin 500 cinayet işleniyor.
Eğer istikrar diyenlerin kastı toplumun yapısının korunması ise;
2015'de boşanan çift sayısı 131 bin 830 kişi ile cumhuriyet tarihinin rekoru oldu.
İstikrardan kasıt terörün bitmesi ise;
Son bir yılda ülkemizin farklı yerlerinde sivillerin, polislerin ve askerlerin hedef alındığı 23 bombalı saldırıda 340 kişi hayatını kaybetti.
İstikrar dış siyasette baş olmaksa;
Fırat kalkanında çamura saplandık; Irak'tan çıkmamız isteniyor.
İncirlik, Musul harekâtında Alman ve Amerikalı uçaklara tahsis edilmişken; Türk jetlerine Kuveyt'ten belki izin verilebilir deniyor.
Musul harekâtında yer almıyoruz.
Umarız, millet böyle bir istikrarın devamını istemez.
Zira biz, istikrardan barış, huzur, ekonomik refah; can, mal, namus emniyetini anlıyoruz ve hiç birine sahip değiliz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018