Hatay ilimizin Reyhanlı ilçesinde yaşanan katliam hiç şüphesiz Cumhuriyet tarihinin en kanlı katliamı, en vahşi saldırısıdır.
Koca bir ilçeyi harabeye çeviren ve yüzlerce ocağa ateş düşüren, tüm Türkiye’nin yüreğini dağlayan vahşetin ardından yazılıp çizilenler, yapılan yorumlar ise ayrı bir felaketin belgeleri durumunda.
Basiretin öldüğünü, ferasetin can çekiştiğini, idrak ve iz’anın komaya girdiğini, insafın ise yoğun bakımda olduğunu belgeleyen nice talihsiz yazılara ve beyanlara şahit olduk ne yazık ki…
Yandaşlığın, yalakalığın bu kadar tavan yaptığı dönemler herhalde pek olmamıştır tarihte.
İktidarı temize çıkarmak için, iktidarın duvara toslayan dış politikasını özellikle de Suriye politikasını aklamak için takla üstüne takla atanların haddi hesabı yok ama gören gözlerden ne kadar saklayabilirsiniz?
Dünya basını görüyor gösteriyor, inceliyor araştırıyor, yazıyor ve açıklıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın yazısına bir göz atmanız bu konuda size yeterince fikir verecektir muhakkak:
“Hatay-Reyhanlı’da yaşanan patlamanın ardından, Türk hükümeti, failler konusunda Suriye dışında bir adres göstermekten kaçınsa da, dünyanın gözünün çevrildiği olayla ilgili olarak Batı basını şu yorumlara yer verdiler:
- İngiliz BBC kanalı:
‘Saldırıyı El-Kaide bağlantılı El-Nusra cephesi üstlendi.’
- İngiliz ITV kanalı:
‘Türk hükümetinin desteklediği muhalifler Türkiye’yi kana buladı: 116 ölü.’
- The Telegraf:
‘Türk hükümeti şaka gibi açıklamalar yaparak hedef şaşırtmak istiyor, 140’dan fazla ölü.’
- The Sun gazetesi:
‘Hükümet yıpranmamak için saldırıyı haber yapmayı yasakladı.’
- Fransız gazetesi Le Monde:
‘Bir Türk atasözü der ki: Besle kargayı oysun gözünü. Türkiye’nin desteklediği aşırı dinci Suriyeli muhalifler Türkiye’yi kana buladı 120 den fazla ölü!’
Dost ve kardeş Suriye ile bağları koparan Türk hükümeti, bu ülke ile olan sınırları da malum, Özgür Suriye Ordusuna emanet etmişti.
Batı basınının, besle kargayı oysun gözünü derken kastettiği bu vahim tabloda, emanete adeta hıyanet edilmiş ve bomba yüklü kamyonlara şehir merkezine girene kadar göz yumulmuştur.
Türkiye’nin gıyabında gerçekleşen ve aleyhine olan bu hadisede, devlet yetkililerinin ağzından Özgür Suriye Ordusunun adı bir kez dahi zikredilmemiştir.
Hakikatler ortada iken, dikkatler farklı bir mecraya çekilmek istenerek Suriye adres gösterilmeye çalışılmaktadır.
Olaydaki başka bir vahamet de, Türk istihbaratı ile ilgilidir. Saldırıdan hemen sonra 9 teröristin yakalandığı açıklandı. Failleri derhal bulabilecek kadar güçlü bir istihbaratınız vardı da neden, olay vuku bulmadan müdahale etmediniz? Bu açık, Türk istihbaratının gücünü de sorgulatmaktadır.
Eğer failleri bu kadar çabuk yakalayabilecek güçte bir istihbarat ağı varsa, bu elim olaydan neden haberleri olmamıştır?
Suriye meselesinde, Rusya ile anlaşan Birleşik Devletler, maalesef, Türkiye’yi devre dışı bırakmıştır. Yani Suriye’nin aleyhine icraatlara imza atan Türk hükümetini her şeye rağmen yok saymaktalar…”
Koca bir ilçeyi harabeye çeviren ve yüzlerce ocağa ateş düşüren, tüm Türkiye’nin yüreğini dağlayan vahşetin ardından yazılıp çizilenler, yapılan yorumlar ise ayrı bir felaketin belgeleri durumunda.
Basiretin öldüğünü, ferasetin can çekiştiğini, idrak ve iz’anın komaya girdiğini, insafın ise yoğun bakımda olduğunu belgeleyen nice talihsiz yazılara ve beyanlara şahit olduk ne yazık ki…
Yandaşlığın, yalakalığın bu kadar tavan yaptığı dönemler herhalde pek olmamıştır tarihte.
İktidarı temize çıkarmak için, iktidarın duvara toslayan dış politikasını özellikle de Suriye politikasını aklamak için takla üstüne takla atanların haddi hesabı yok ama gören gözlerden ne kadar saklayabilirsiniz?
Dünya basını görüyor gösteriyor, inceliyor araştırıyor, yazıyor ve açıklıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın yazısına bir göz atmanız bu konuda size yeterince fikir verecektir muhakkak:
“Hatay-Reyhanlı’da yaşanan patlamanın ardından, Türk hükümeti, failler konusunda Suriye dışında bir adres göstermekten kaçınsa da, dünyanın gözünün çevrildiği olayla ilgili olarak Batı basını şu yorumlara yer verdiler:
- İngiliz BBC kanalı:
‘Saldırıyı El-Kaide bağlantılı El-Nusra cephesi üstlendi.’
- İngiliz ITV kanalı:
‘Türk hükümetinin desteklediği muhalifler Türkiye’yi kana buladı: 116 ölü.’
- The Telegraf:
‘Türk hükümeti şaka gibi açıklamalar yaparak hedef şaşırtmak istiyor, 140’dan fazla ölü.’
- The Sun gazetesi:
‘Hükümet yıpranmamak için saldırıyı haber yapmayı yasakladı.’
- Fransız gazetesi Le Monde:
‘Bir Türk atasözü der ki: Besle kargayı oysun gözünü. Türkiye’nin desteklediği aşırı dinci Suriyeli muhalifler Türkiye’yi kana buladı 120 den fazla ölü!’
Dost ve kardeş Suriye ile bağları koparan Türk hükümeti, bu ülke ile olan sınırları da malum, Özgür Suriye Ordusuna emanet etmişti.
Batı basınının, besle kargayı oysun gözünü derken kastettiği bu vahim tabloda, emanete adeta hıyanet edilmiş ve bomba yüklü kamyonlara şehir merkezine girene kadar göz yumulmuştur.
Türkiye’nin gıyabında gerçekleşen ve aleyhine olan bu hadisede, devlet yetkililerinin ağzından Özgür Suriye Ordusunun adı bir kez dahi zikredilmemiştir.
Hakikatler ortada iken, dikkatler farklı bir mecraya çekilmek istenerek Suriye adres gösterilmeye çalışılmaktadır.
Olaydaki başka bir vahamet de, Türk istihbaratı ile ilgilidir. Saldırıdan hemen sonra 9 teröristin yakalandığı açıklandı. Failleri derhal bulabilecek kadar güçlü bir istihbaratınız vardı da neden, olay vuku bulmadan müdahale etmediniz? Bu açık, Türk istihbaratının gücünü de sorgulatmaktadır.
Eğer failleri bu kadar çabuk yakalayabilecek güçte bir istihbarat ağı varsa, bu elim olaydan neden haberleri olmamıştır?
Suriye meselesinde, Rusya ile anlaşan Birleşik Devletler, maalesef, Türkiye’yi devre dışı bırakmıştır. Yani Suriye’nin aleyhine icraatlara imza atan Türk hükümetini her şeye rağmen yok saymaktalar…”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025