İstanbul denince, kültürel ve sanatsal etkilerin başkenti aklımıza geliyor. Ülkemizin dünyaya açılan yegâne penceresi. Yine o etkinliklerden bir tanesi 8-12 Aralık 2004'te galericiler derneğinin düzenlediği, geleneksel 14. sanat fuarı Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde "ART İSTANBUL 2004" adıyla "Barış ve sevgi" temasını ön plana çıkararak sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Resimleri barış ve sevgi,
Şiir ve türkü,
Resimleri bize ağıt,
Bize destan,
Alaylı ya da akademisyen fark etmiyor. Karanlığa uzanan bir ışık örneği, aydınlık ve güler yüzlü.
Galericiler derneği başkanı Sayın Doğan Paksoy, TÜYAP sanat fuarında yaşadığımız belirsizlik, organizasyon bozukluğu, izleyiciye ulaşamama gibi nedenlerin bu fuarda olmayacağını söylüyor. Doğan Bey'in anlatımlarından güzel bir sanat fuarı izleyeceğimiz anlaşılıyor.
Kendilerine fuara katılım başvurusu yapan 130 galeriden ancak 72 sini kabul edebildiklerini, bunların içerisinde 7-8 yabancı galeri olduğunu, ayrıca çok alışık olmadığımız Gaziantep, Karabük, Manisa, Antalya ve Balıkesir'den de galerilerin katıldığını öğreniyoruz. Sayın dernek başkanından sanatçıların ve galerilerin performanslarına göre seçildiğini öğreniyoruz. Geçen yıl 32.000 kişinin ziyaret ettiği bu sanat fuarını bu yıl 50.000 kişinin izlemesi hedefleniyor.
Sayın Doğan Paksoy başka neler yapacaklarını anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor... Bu çabalarından dolayı Galericiler Derneğine teşekkür ediyoruz. Dileriz bu çabaları karşılığını bulur. Şu anda ülkemizde sanatçıların ve ona destek olan galericilerin mutlu olduklarını düşünemiyoruz.
Her köşe başında korsanlar,
Onu engelleyemeyen sistem,
İşlemeyen telif yasası.
Bütün bunlar sanatçı ve galerilerin alın teri ve emekleri karşısında bir engel olarak duruyor. Medya ve basın kendi çıkarlarının doğrularını yazıp çiziyor, anlatıyor. Popstar ve Televole basınının ve medyasının aklına Telif yasasını yazmak, çizmek, görüntülemek, kamuoyunda tartıştırmak gelmiyor. Bakmıyor ve görmüyorlar.
Genç sanatçıların bu koşullar altında, moral değerlerinin yükseltilmesi, aşkla sanat yapmaları, bu sanat yapıtlarını paylaşacakları mekân ve insan bulabilmelerinin zorluğu, bu sanatçıların nasıl sanat yapabilecekleri sorusunu da gündeme getiriyor.
Çabalarına,
Emeklerine,
Feryatlarına,
Kulak verilmesini, duyarlılık gösterilmesini onlar kadar Türk kamuoyunun da isteme hakkı olmalıdır.
Bu fuarın çok başarılı geçeceğini, izleyiciler açısından da çok yararlı olacağını, sanat ve sanatçı buluşmasının gerçekleşeceğini düşünerek, tüm okurlarımızı bu sanat fuarını izlemeye davet ediyorum.
Göreceksiniz,
Çok mutlu olacaksınız.
Resimleri barış ve sevgi,
Şiir ve türkü,
Resimleri bize ağıt,
Bize destan,
Alaylı ya da akademisyen fark etmiyor. Karanlığa uzanan bir ışık örneği, aydınlık ve güler yüzlü.
Galericiler derneği başkanı Sayın Doğan Paksoy, TÜYAP sanat fuarında yaşadığımız belirsizlik, organizasyon bozukluğu, izleyiciye ulaşamama gibi nedenlerin bu fuarda olmayacağını söylüyor. Doğan Bey'in anlatımlarından güzel bir sanat fuarı izleyeceğimiz anlaşılıyor.
Kendilerine fuara katılım başvurusu yapan 130 galeriden ancak 72 sini kabul edebildiklerini, bunların içerisinde 7-8 yabancı galeri olduğunu, ayrıca çok alışık olmadığımız Gaziantep, Karabük, Manisa, Antalya ve Balıkesir'den de galerilerin katıldığını öğreniyoruz. Sayın dernek başkanından sanatçıların ve galerilerin performanslarına göre seçildiğini öğreniyoruz. Geçen yıl 32.000 kişinin ziyaret ettiği bu sanat fuarını bu yıl 50.000 kişinin izlemesi hedefleniyor.
Sayın Doğan Paksoy başka neler yapacaklarını anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor... Bu çabalarından dolayı Galericiler Derneğine teşekkür ediyoruz. Dileriz bu çabaları karşılığını bulur. Şu anda ülkemizde sanatçıların ve ona destek olan galericilerin mutlu olduklarını düşünemiyoruz.
Her köşe başında korsanlar,
Onu engelleyemeyen sistem,
İşlemeyen telif yasası.
Bütün bunlar sanatçı ve galerilerin alın teri ve emekleri karşısında bir engel olarak duruyor. Medya ve basın kendi çıkarlarının doğrularını yazıp çiziyor, anlatıyor. Popstar ve Televole basınının ve medyasının aklına Telif yasasını yazmak, çizmek, görüntülemek, kamuoyunda tartıştırmak gelmiyor. Bakmıyor ve görmüyorlar.
Genç sanatçıların bu koşullar altında, moral değerlerinin yükseltilmesi, aşkla sanat yapmaları, bu sanat yapıtlarını paylaşacakları mekân ve insan bulabilmelerinin zorluğu, bu sanatçıların nasıl sanat yapabilecekleri sorusunu da gündeme getiriyor.
Çabalarına,
Emeklerine,
Feryatlarına,
Kulak verilmesini, duyarlılık gösterilmesini onlar kadar Türk kamuoyunun da isteme hakkı olmalıdır.
Bu fuarın çok başarılı geçeceğini, izleyiciler açısından da çok yararlı olacağını, sanat ve sanatçı buluşmasının gerçekleşeceğini düşünerek, tüm okurlarımızı bu sanat fuarını izlemeye davet ediyorum.
Göreceksiniz,
Çok mutlu olacaksınız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012