Barınma ve eğitim haklarından mahrumlar
Hazırlanan bir rapora göre Türkiye'de yaşayan Romanların iki temel sorunu öne çıkıyor; barınma ve eğitim. Raporda Roman çocukların okuduğu okullara atanan öğretmenlerin atama süresi dolmadan kurumdan ayrılmaya çalıştığına işaret ediliyor
22.06.2017 00:00:00
ERSAN İLTER/İSTANBUL
Sıfır Ayrımcılık Derneği'nin hazırladığı "Görmezlikten Gelinen Eşitsizlik: Türkiye'de Romanların Barınma ve Eğitim Hakkına Erişimi" adlı rapor kamuoyuna açıklandı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve İngiltere Büyükelçiliği'nin desteğiyle hazırlanan rapor, Türkiye'de Roman nüfusun barınma ve eğitim haklarını kullanmada sorunlarla karşılaştıklarını ortaya koyuyor. Toplam sayısının 2 ile 5 milyon arasında olduğu düşünülen Türkiye'deki Roman nüfus ve Abdallar gibi benzer toplumsal gruplar, zaman zaman nefret söylemi ve şiddet tehdidinin hedefi oluyor; aşırı yoksulluk ve dışlanmaya kadar hayatlarının neredeyse her alanında ayrımcılığa maruz kalıyor.
Evsizlik en büyük sorun
Raporda evsizlik birincil mesele olarak tanımlanırken, evsiz Roman ve Romanlar gibi yaşayanlar için ihtiyaç duyulan konut sayısının en az 3 milyon olduğu belirtiliyor. Barınma hakkının güvenli, barış içinde ve insan onuruna uygun bir yerde yaşama hakkı olarak tanımlandığı raporda; Romanların bu alanda uğradığı ayrımcılığa dikkat çekiliyor: "Uşak ve Diyarbakır'da kiracı adaylarının Roman olduğunu anlayan bazı ev sahipleri kira sözleşmelerinin feshi yoluna giderek evlerini kiralamaktan vazgeçmiştir veya bu kişilere doğrudan ev kiralanmak istenmemiştir.
Benzer bir durum ev sahiplerinin Roman olduğu durumlarda Roman olmayan kişilerin evi kiralamak istememesi biçiminde de ortaya çıkabilmektedir." Rapordaki tespitlere göre Romanlar ve Romanlar gibi yaşayanların çoğu yoksul olup yüzde 80'i gecekondularda ve bir kısmı kentsel dönüşüm projelerinin tehdidi altında olan yoksul mahallelerde yaşıyor.
Romanları şehrin dışına süren dönüşüm
Kentsel dönüşümün Romanlar ve Romanlar gibi yaşayan topluluklar üzerindeki etkilerini de mercek altına alan raporda yeni kurulan konut alanlarının şehirden ve şehir yaşamından nasıl uzak olduğunu gösteren örnekler yer alıyor: "İstanbul'un Fatih İlçesi'nde Sulukule semtinde yaşayan Romanlar 40 kilometre uzaklıkta Taşoluk adlı semte yerleştirilmiştir.
Yine İstanbul'un Sancaktepe semtinde derme çatma baraka ve çadırlarda yaşayan bir grup Romana yönelik olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen konut projesi için şehrin diğer yakasında oldukça uzak bir yerleşim yeri olan Çatalca bölgesi seçilmiştir. İzmir'in Tire İlçesi'nde inşa edilen TOKİ konutları şehirden 7 kilometre uzak bir noktadadır."
TOKİ konut alanlarındaki ayrımcılık sürüyor
Raporda kentsel dönüşüm uygulamaları sonucunda Romanların, şehrin başka bir kısmında diğer gruplardan ayrı bir şekilde yaşamaya maruz bırakılmasının süreklileştiği vurgulanıyor. Eğitime erişim hakkının, Roman olmayanlarla birlikte eğitim görme imkânlarının da kentsel dönüşümden olumsuz etkilendiği vurgulanıyor. Aynı zamanda bu grupların nüfusunun fazla olduğu yerleşim birimlerinde altyapı yetersiz? Çoğu evde şebeke suyu veya lağım tahliyesi bile yok.
Çocukları okula gidemiyor
Rapor, Romanlar ve Romanlar gibi yaşayan gruplara mensup çocukların, okula kayıt oranının en düşük olduğu gruplar olduğunu gözler önüne seriyor. Raporda Roman çocukların okuduğu okullara atanan öğretmenlerin atama süresi dolmadan kurumdan ayrılmaya çalıştığı ve bu okulların sürgün yeri, norm kadro fazlası öğretmenlerin görev yaptığı okullar olduğu ifade ediliyor. Öte yandan karma okullarda dış görünüşleri ve maddi imkânsızlıkları nedeniyle Roman çocukların ayrımcılığa maruz kaldığı, öğrenciler ve hatta bazen öğretmenler tarafından tacize varan davranışlarla karşılaştığı ortaya çıkıyor.
Sıfır Ayrımcılık Derneği'nin hazırladığı "Görmezlikten Gelinen Eşitsizlik: Türkiye'de Romanların Barınma ve Eğitim Hakkına Erişimi" adlı rapor kamuoyuna açıklandı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve İngiltere Büyükelçiliği'nin desteğiyle hazırlanan rapor, Türkiye'de Roman nüfusun barınma ve eğitim haklarını kullanmada sorunlarla karşılaştıklarını ortaya koyuyor. Toplam sayısının 2 ile 5 milyon arasında olduğu düşünülen Türkiye'deki Roman nüfus ve Abdallar gibi benzer toplumsal gruplar, zaman zaman nefret söylemi ve şiddet tehdidinin hedefi oluyor; aşırı yoksulluk ve dışlanmaya kadar hayatlarının neredeyse her alanında ayrımcılığa maruz kalıyor.
Evsizlik en büyük sorun
Raporda evsizlik birincil mesele olarak tanımlanırken, evsiz Roman ve Romanlar gibi yaşayanlar için ihtiyaç duyulan konut sayısının en az 3 milyon olduğu belirtiliyor. Barınma hakkının güvenli, barış içinde ve insan onuruna uygun bir yerde yaşama hakkı olarak tanımlandığı raporda; Romanların bu alanda uğradığı ayrımcılığa dikkat çekiliyor: "Uşak ve Diyarbakır'da kiracı adaylarının Roman olduğunu anlayan bazı ev sahipleri kira sözleşmelerinin feshi yoluna giderek evlerini kiralamaktan vazgeçmiştir veya bu kişilere doğrudan ev kiralanmak istenmemiştir.
Benzer bir durum ev sahiplerinin Roman olduğu durumlarda Roman olmayan kişilerin evi kiralamak istememesi biçiminde de ortaya çıkabilmektedir." Rapordaki tespitlere göre Romanlar ve Romanlar gibi yaşayanların çoğu yoksul olup yüzde 80'i gecekondularda ve bir kısmı kentsel dönüşüm projelerinin tehdidi altında olan yoksul mahallelerde yaşıyor.
Romanları şehrin dışına süren dönüşüm
Kentsel dönüşümün Romanlar ve Romanlar gibi yaşayan topluluklar üzerindeki etkilerini de mercek altına alan raporda yeni kurulan konut alanlarının şehirden ve şehir yaşamından nasıl uzak olduğunu gösteren örnekler yer alıyor: "İstanbul'un Fatih İlçesi'nde Sulukule semtinde yaşayan Romanlar 40 kilometre uzaklıkta Taşoluk adlı semte yerleştirilmiştir.
Yine İstanbul'un Sancaktepe semtinde derme çatma baraka ve çadırlarda yaşayan bir grup Romana yönelik olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen konut projesi için şehrin diğer yakasında oldukça uzak bir yerleşim yeri olan Çatalca bölgesi seçilmiştir. İzmir'in Tire İlçesi'nde inşa edilen TOKİ konutları şehirden 7 kilometre uzak bir noktadadır."
TOKİ konut alanlarındaki ayrımcılık sürüyor
Raporda kentsel dönüşüm uygulamaları sonucunda Romanların, şehrin başka bir kısmında diğer gruplardan ayrı bir şekilde yaşamaya maruz bırakılmasının süreklileştiği vurgulanıyor. Eğitime erişim hakkının, Roman olmayanlarla birlikte eğitim görme imkânlarının da kentsel dönüşümden olumsuz etkilendiği vurgulanıyor. Aynı zamanda bu grupların nüfusunun fazla olduğu yerleşim birimlerinde altyapı yetersiz? Çoğu evde şebeke suyu veya lağım tahliyesi bile yok.
Çocukları okula gidemiyor
Rapor, Romanlar ve Romanlar gibi yaşayan gruplara mensup çocukların, okula kayıt oranının en düşük olduğu gruplar olduğunu gözler önüne seriyor. Raporda Roman çocukların okuduğu okullara atanan öğretmenlerin atama süresi dolmadan kurumdan ayrılmaya çalıştığı ve bu okulların sürgün yeri, norm kadro fazlası öğretmenlerin görev yaptığı okullar olduğu ifade ediliyor. Öte yandan karma okullarda dış görünüşleri ve maddi imkânsızlıkları nedeniyle Roman çocukların ayrımcılığa maruz kaldığı, öğrenciler ve hatta bazen öğretmenler tarafından tacize varan davranışlarla karşılaştığı ortaya çıkıyor.