Analiz:Recep Bahar
Dünya üzerinde saatli bombayı andıran bölgeler vardır. Savaş, acı, eza, cefa, sıkıntı bu bölgelerdeki halkların yaşamlarının bir parçası olmuştur artık. Filistin dramı, Ortadoğu'nun göbeğinde tam 53 yıldır fütursuzca sergileniyor. Üstelik dünyanın yalın gözleri önünde. Öyle ya Washington ve Londra'dan sonra en fazla uluslararsı etikete sahip basın mensubu Kudüs'te bulunuyor bu bitmeyen dram sahnelerini görüntelemek ve yazmak için.
Son 10 yıldır Ortadoğu'daki insan pişiren kazanı andıran bir başka bölge daha dünya adlı gezegenin 'acılarla yüklü' paletinde yerini almaya başladı. Balkanlardan sözediyoruz. Balkanlar saatli bir bomba: Ama ne zaman ve nerede patlayacak hiç bir zaman bilinmiyor. Bu konuda sadece tahminler yapılabiliyor. Bir kriz bölgesinde ateş söndürülürken, diğer bir yerde alevler tutuşuyor.
Kosova Savaşı yaklaşık iki yıl önce sona erdi ama üç ay önce Balkanların başka bir bölgesinde, Makedonya da savaş ateşinin ilk dumanları alarm zillerini çaldırdı.
Müslümanlar Makedonya'dan çıkartılıyor
Şimdilerde ise bu ülkedeki sıcak çatışmalar artık başkent Üsküp'e yaklaşmak üzere. Makedonya'yı terkendenlerin sayısı da bu nedenle her geçen saat artıyor. Müslümanlar ülkeyi terkediyor, ister Arnavut olsun ister Türk herkes tedirgin. Özelikle Arnavutlar, mallarını, mülklerini ve yakınlarını arkalarında bırakarak Kosova'ya sığınmaya devam ediyorlar. Makedonya-Kosova arasındaki Blace Sınır Kapısı'nda iki yıl önce görülen manzaralar tekrarlanıyor. Ama bu kez insanlar Makedonya'dan Kosova'ya kaçıyorlar. Yani göçün istikameti tersine döndü.
İki yıl önce savaştan çıkan ve yok denecek kadar küçük bir ekonomiye sahip Kosova, göç edenleri karşılıyor. Blace Sınır Kapısı'nı gruplar halinde geçen mültecilerin sayısı gittikçe artarken, bazı kadınlar eşlerinin sınırdan geçmelerine Makedon polisleri tarafından izin verilmediğini söylüyorlar. Ülkelerini terkedenlere ilk yardım -bize ibret olsun- Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Kızıl Haç tarafından veriliyor. Sar tepelerindeki Makedonya-Kosova Globoboçica sınırından da mültecilerin akını devam ediyor. Tetovo (Kalkandelen) bölgesinde ve Sar Dağları'nın yamaçlarında yaşanan son çatışmalar yüzünden halk evlerini terketmek zorunda kalıyor. Kosova tarafındaki sınır bölümü KFOR (NATO'nun Kosova'yı Sırplardan korumak için oluşturduğu birlik) güçleri tarafindan kontrol ediliyor. KFOR askerleri mültecileri alıp Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğine teslim ediyorlar. Binlerce Müslüman da Türkiye'ye kaçtı.
Bu topraklarda yaşanan etnik savaşlar yüzünden yıllarca Balkanların kaderinde üç harflik bir söz hakim "göç".
Dünya üzerinde saatli bombayı andıran bölgeler vardır. Savaş, acı, eza, cefa, sıkıntı bu bölgelerdeki halkların yaşamlarının bir parçası olmuştur artık. Filistin dramı, Ortadoğu'nun göbeğinde tam 53 yıldır fütursuzca sergileniyor. Üstelik dünyanın yalın gözleri önünde. Öyle ya Washington ve Londra'dan sonra en fazla uluslararsı etikete sahip basın mensubu Kudüs'te bulunuyor bu bitmeyen dram sahnelerini görüntelemek ve yazmak için.
Son 10 yıldır Ortadoğu'daki insan pişiren kazanı andıran bir başka bölge daha dünya adlı gezegenin 'acılarla yüklü' paletinde yerini almaya başladı. Balkanlardan sözediyoruz. Balkanlar saatli bir bomba: Ama ne zaman ve nerede patlayacak hiç bir zaman bilinmiyor. Bu konuda sadece tahminler yapılabiliyor. Bir kriz bölgesinde ateş söndürülürken, diğer bir yerde alevler tutuşuyor.
Kosova Savaşı yaklaşık iki yıl önce sona erdi ama üç ay önce Balkanların başka bir bölgesinde, Makedonya da savaş ateşinin ilk dumanları alarm zillerini çaldırdı.
Müslümanlar Makedonya'dan çıkartılıyor
Şimdilerde ise bu ülkedeki sıcak çatışmalar artık başkent Üsküp'e yaklaşmak üzere. Makedonya'yı terkendenlerin sayısı da bu nedenle her geçen saat artıyor. Müslümanlar ülkeyi terkediyor, ister Arnavut olsun ister Türk herkes tedirgin. Özelikle Arnavutlar, mallarını, mülklerini ve yakınlarını arkalarında bırakarak Kosova'ya sığınmaya devam ediyorlar. Makedonya-Kosova arasındaki Blace Sınır Kapısı'nda iki yıl önce görülen manzaralar tekrarlanıyor. Ama bu kez insanlar Makedonya'dan Kosova'ya kaçıyorlar. Yani göçün istikameti tersine döndü.
İki yıl önce savaştan çıkan ve yok denecek kadar küçük bir ekonomiye sahip Kosova, göç edenleri karşılıyor. Blace Sınır Kapısı'nı gruplar halinde geçen mültecilerin sayısı gittikçe artarken, bazı kadınlar eşlerinin sınırdan geçmelerine Makedon polisleri tarafından izin verilmediğini söylüyorlar. Ülkelerini terkedenlere ilk yardım -bize ibret olsun- Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Kızıl Haç tarafından veriliyor. Sar tepelerindeki Makedonya-Kosova Globoboçica sınırından da mültecilerin akını devam ediyor. Tetovo (Kalkandelen) bölgesinde ve Sar Dağları'nın yamaçlarında yaşanan son çatışmalar yüzünden halk evlerini terketmek zorunda kalıyor. Kosova tarafındaki sınır bölümü KFOR (NATO'nun Kosova'yı Sırplardan korumak için oluşturduğu birlik) güçleri tarafindan kontrol ediliyor. KFOR askerleri mültecileri alıp Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğine teslim ediyorlar. Binlerce Müslüman da Türkiye'ye kaçtı.
Bu topraklarda yaşanan etnik savaşlar yüzünden yıllarca Balkanların kaderinde üç harflik bir söz hakim "göç".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.