Geçen haftanın en kritik iki cümlesi nedir diye sorsanız, hiç düşünmeden Başbakan Erdoğan'ın "İstanbul'da yaşamanın bir bedeli olmalı" ve AKP'nin Britanya vatandaşı olan bakanı Mehmet Şimşek'in "Türkiye'de asgari ücret fazla bile" cümleleri derim.Başbakan Erdoğan'ın cümlesiyle ilgili söyleyecek pek bir şey yok. Çünkü İstanbul'da yaşayanların nasıl bedeller ödediklerini en iyi yaşayanlar biliyor. Ve bu bedellerin o insanların hayatlarından neleri alıp götürdüğünü yine en iyi onlar bildiği için burada kalkıp Başbakana cevap verme zahmetine katlanmayacağım. Özetle açlık, sefalet, yoksulluk, can korkusu, trafik, stres, hayat pahalılığı, aç kalma korkusu, evsizlik gibi başlıklar İstanbullunun ödediği bedellerden sadece birkaçı. Diğerlerini büyükşehir belediye başkanlığını da yaptığı için sayın Başbakan daha iyi bilir diye düşünüyorum. Başbakan Erdoğan'ın tarihe geçecek bu cümlesinden, Britanya vatandaşı olan bakan Mehmet Şimşek'in o müthiş tespitine geçmek için anlamlı bir bağlantı kuralım:Bu ülkede yaşamak için bedel ödeyenler sadece İstanbul'da yaşamıyorlar. Ülkenin dört bir tarafında insanlar hayatta kalabilmek için türlü bedeller ödüyorlar. Bunların başında da sadaka hükmünde bile sayılmayacak miktarda maaşla geçinmeye çalışan asgari ücretliler geliyor.Brüt 585 YTL olan asgari ücret kesintilerden sonra net 419 YTL'ye kadar düşüyor. Britanya vatandaşı bakanımıza göre bu ücret çok bile!Britanya vatandaşı bakanımız sayın Şimşek bu konuda şunları söylüyor: "Diyorlar ki ücretler çok düşük. Türkiye'de ortalama ücreti alın, kişi başına milli gelire bölün. OECD ülkeleri ile karşılaştırdığınızda, ücrette en yüksek ülkelerden bir tanesiyiz. Yani yorganına göre imkanlar, aslında son derece iyi." IMF ve Dünya Bankası kökenlilerdeki mantık aynı. Onlar kapitalist sistemin programlanmış sistem teknisyenleri oldukları için açıklama ve tespitlerinde "insani, vicdani" boyut aramak saçmalık olur. Kemal Derviş ve IMF'li yetkililer de zaman zaman bu tür açıklamalar yapmışlardı. Şimdi kalkıp da, siz aldığınızı yüzbinlerce dolar maaşı görmeyip, Türk vatandaşının aldığı üç kuruşa mı fazla diyorsunuz diye çıkışmanın ne anlamı var. Sonuçta Britanya vatandaşı sayın bakanımız diyor ki, "yorganına göre çok iyi". Hangi yorgan mı?Hani IMF'nin bize verdiği yarım metrelik, incecik yorgan var ya, işte ondan bahsediyor. Adam haklı, siz IMF'den bir yorgan talep etmişsiniz, o da size boyunuzun üçte birinden daha kısa bir yorgan vermiş. Siz bunu ülke olarak, hükümet olarak ve hatta son seçimlere bakılırsa millet olarak büyük bir memnuniyetle kabul etmişsiniz. Şimdi de kalkıp, "bu adam ne diyor" diye çıkışıyorsunuz. Kimse kusura bakmasın! Yazıya başladığım zaman bakan Mehmet Şimşek'i eleştirmeyi düşünüyordum ve yazının gidişatını ona göre kurgulamıştım. Ama bu son paragrafa gelince, yani 22 Temmuz seçimlerini hatırlayınca vazgeçtim. Sonuçta, IMF bu sistemi bize zorla dayatmıyor. Hükümetimiz gidip imza atıyor, şartlarını kabul ediyor ve bizler de bu ağır sonuçları yaşıyoruz. Eğer ortada bir memnuniyetsizlik varsa, açlık, sefalet, yoksulluk varsa bunun cezası sandıkta verilir. Ama sandıktan çıkan sonuca baktığımızda herkesin halinden memnun olduğunu görüyoruz.Yani bakan Mehmet Şimşek sonuna kadar haklıdır. Bu ülke vatandaşlarına 419 YTL ücret fazla bile! Şimdi kalkıp da, asgari ücreti 2000 YTL yapacak halleri yok ya!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012