'Aynalar söyleyin bana ben kimim''

Üstad Necip Fazıl'ın şiir kitabına da isim olmuş meşhur "Çile" şiirinden bir mısrayı bugünki yazımıza başlık yaptık, şunun için; Sayın Başbakan'a bir ayna tutacağız, bu aynada, geride bıraktığı üç yıllık iktidarını seyretmesini talep edeceğizb Bir de, kendileri Necip Fazıl'ın şiirlerini en güzel okuyanlar arasındadır, aynaya her baktığında bu mısrayı tekrarlasın istiyoruz. "Aynalar söyleyin bana ben kimim?" Gafletin her çeşidine iyi gelir diye düşünüyoruz. Başta Başbakan olmak üzere, aşağıya doğru bugün iktidar gücünü paylaşan herkese, bir ayna mesabesinde hatırlatacağımız hakikat; Hac Suresinin 41. Ayeti. Kırkbir kere hatta kırkbinbir kere okumaları, üzerinde uzun uzun tefekkür etmeleri kendi yararlarınadır. Hac Suresinin 41. Ayet:"Onlar (o mü'minler)ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek, namazı kılar, zekatı verirler. İyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşler dönüp dolaşır Allah'a varır." Şimdi yeryüzünün en azından bir yüzünde, yüzyıllarca Tevhid'in bayraktarlığını yapmış olanbir önemli yüzünün bir parçasında, Anadolu coğrafyasında bu arkadaşlar iktidar sahibidirler. Ayet-i Kerimenin saydığı dört maddeden ilk ikisi, yani namaz ile zekat konusu Allah (cc) ile onların arasında, araştırmaya-soruşturmaya memur değiliz. Fakat son iki şık, yani iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek millete dolayısıyla sosyal hayata yönelik görcüler olduğu için hem soruşturup sorgulayabiliriz hem de neticesini bir nebze ölçebiliriz.  Bu ayeti kerimeyi bir ayna kabul edip sabah - akşam bu ölçüler ışığında yaptıklarını ve yapacaklarını değerlendirmek elbetteki öncelikle iktidar sahiplerinin görevleridir."...Yeryüzünde iktidar verirsek iyiliği emreder kötülükten nehyederler" göreni karşısında durumlarını görebildiğimiz kadar bizler de değerlendirebiliriz.Asurlardan beri Tevhid inancının bayraktarlığını yapmış olan Müslüman _ Türk milletinin yönünü haçlı ile siyonisti ile şirk topumlarının harman yeri olan Batı'ya çevirmek suretiyle, işin başında münkere meyil, marufa hayır istikametinde tercih yapmışlardır ki, bu başlıbaşına ayeti ters çevirmek, iyiliği nehyetmek, kötülüğü emretmektir. Evet, evet; Kasım 2002'den Kasım 2005'e kadar atılan adımlar ve atılan imzalar incelendiğinde bir cümle ile özetlenebilir; Maruf olarak, iyilik olarak bilinen ne varsa önüne set çekmek, münker yani kötülük olarak bilinen her şeyin önünü ve yolunu açmak. Avrupalıların, dayattığı, kültürde devrim, siyasette, ticarette, tarımda, eğitimde, ekonomide, sanatta devrim taleplerinin tamamı münkerin emredilmesi marufun nehyedilmesi anlamına geliyor. Çünkü, hayatımızın her alanında, devrimler yapmamızı talep eden birlik, bir haçlı birliğidir, bir şirk toplumudur. Yani eksiksiz kendilerine benzememizi istemektedirler, onlara benzediğimiz zaman ise biz biz olmaktan çoktan çıkmış olacağız. Dünyanın en büyük kötülüğü, ayetin ifadesi ile en büyük, en çirkin münkeri ise; Hak üzere olan, hidayet üzere, Tevhid üzere olan bir milleti değiştirip, dönüştürüp müşrik milletlerin içine katmaktır. Biz tarih içerisinde vatanımız için, inancımız için defalarca savaşmışız, sayısız gençlerimizi bu uğurda şehit vermişiz, fakat geride kalanlarımız aynı inanç, aynı azim aynı ideal etrafında toparlanmış ve hayatiyetlerini devam ettirmişler. Bugün, ezeli düşmanlarımızın arzuları istikametinde, yağdırdıkları emirler doğrultusunda "mü'minlerin iktidarı" tarafından yapılanlar ise bir milletin kalben, zihnen, fikren ve fiilen değiştirilip-dönüştürülmesidir. Yani yine bir sinsi savaşla, çetin saldırı ile karşı karşıyayız ama, şehidi olmayan, gazisi olmayan, vatanı için, ırzı-namusu için, istiklali için "Ya istiklal ya ölüm" deyip doğrulmadan, işin başında teslim bayrağını çeken bir taraf olmamızı arzu ediyorlar. Meseleyi abartığımızı düşünenler, Al-i imran suresinin yüzüncü ayetini lütfen tekrar okusunlar: "Ey iman edenler! kendilerine kitap verilenlerden bir gurba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevk ederler" Üç yıldan beri, çeşitli isimler, kalıplar adı altında AB tarafından emredilenler ve hükümet tarafında başörtüsüne ... deyip hayata geçirenler bu ayetin kapsamına girmiyor mu? AKP'li arkadaşlara tavsiyemiz; Hac suresinin 41. ayetini günde en az 41 kere okusunlar ve Necip Fazıl'ın şu dörtlüğünü de kulaklarına küpe yapsınlar; Lugat bir isim ver halimdenHerkesin bildiği dilden bir isim Eski esvaplarım tutun elimden Aynalar söyleyin ben kimim?