Avrupalıların kini

Avrupalıların Türklere karşı olan kinini Prof. Dr. Neumark şu sözlerle anlatır: "Çok samimi itiraf edeyim ki, Avrupalılar, Türkleri sevmez. Kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Çünkü sizler en az 400 sene sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet, uğruna her şeyini feda etmeseydiler, İslamiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi... Onun için Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler. Sizler farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındalar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz." Avrupalıların bu kini, Türkler'in 1071 yılında Anadolu'ya girmesiyle başlamıştır ve halen de devam etmektedir. Avrupalıları kınamıyoruz. Zira her milletin milli bir kini vardır. Ve milletler o kini yaşattıkları sürece yaşarlar.

Atatürk de milletlerin milli kini olması gerektiğine inananlardandır. Şu tarihi olay, bunun en büyük delilidir. Atatürk, Edirne'de Selimiye Camii'ni gezerken, camiinin kubbesinde Balkan Savaşı sırasında Bulgar toplarının güllesiyle açılmış deliği görür ve o deliğin kapatılmamasını, gelecek nesillere bir ibret vesikası olarak bırakılmasını ister. Ardından da şu veciz sözleri söyler: "Milletlerin kalbinde hissi intikam olmalı. Bu, alelade bir intikam değil, hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların mazarratlarını izaleye matuf bir intikamdır."

Milli olan her değeri unutup, AB'ye girmek için çırpınan parti liderleri, bu sözlerden birşey anlar mı? Hiç sanmıyorum. Eğer birşey anlasalardı, daha doğrusu Avrupalıları tanısalardı, AB uyum yasalarını çıkarmakla övünmezlerdi. İşte parti liderlerimizin övünç ve sevinç dolu sözleri: ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz: "AB yolunda dev bir adım attık. Bunun, Meclis'ten bu kadar büyük çoğunlukla yapılmış olması, daha anlamlı." DYP Genel Başkanı Tansu Çiller: "Bir kez daha AB'yi kuyudan çekip çıkardık." YTP Genel Başkanı İsmail Cem: "Türkiye kendi insanı için TBMM aracılığıyla çok önemli bir ışık yakmıştır. Bu olay Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinde adeta bir dönüm noktasıdır." AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Bu, çok büyük bir başarıdır. Özellikle TBMM'yi takdir ediyorum, alkışlıyorum. 'Bu kadar kısa sürede olmaz, bu araya sıkıştırılmaz' diyenler cevabı aldılar. Top artık AB'de. Atacakları adımlarla ne derece samimi olduklarını göreceğiz." CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: "TBMM, tarihi bir görevi yerine getirmiştir. TBMM'yi kutluyor, saygıyla selamlıyorum. İktidarıyla, muhalefetiyle, karşı çıkanıyla, kutluyorum. Çünkü, karşı çıkanlar da, bunun çok yararlı olduğunu bildikleri için sabote edici tavır içinde olmamıştır." SP Genel Başkanı Recai Kutan "Türkiye'nin AB'ye girmesi gereklidir, dedik. O çizgimizde en ufak bir sapma olmadan gayret gösterildi. Memnuniyetle ifade edeyim ki böyle bir karar alındı. Yasaların Meclis'ten geçmesinden büyük mutluluk duyduk."

Parti liderlerimizi bu kadar sevindiren olay ne idi? AB'ye girmek için müzakere tarihi almak. Alabildiler mi, alabilecekler mi? Hayır, onlar kendi kendilerine gelin güveyi olurken, Avrupa'dan sert ve kesin açıklamalar geliyordu. En son açıklamayı AP Hıristiyan Demokrat Grup Başkanı Hans-Gert Poettering yaptı. İşte söyledikleri: "Yasaların parlamentodan geçmesi ile pratikte uygulaması ayrı şeyler. TBMM yasaları kabul ederek ilk adımı attı. Ancak iş yasaların parlamentodan geçmesiyle bitmiyor. Şimdi bunların hayata geçirilmesi önemli. Bizler bu yasaların pratikte uygulanışını yakın takibe alacağız. Mesela Kürt sorunun nasıl geliştiğini görmek istiyoruz. Kürt dilinin öğrenimi konusunun nasıl gerçekleşeceğini merak ediyoruz." Poettering, Türkiye'nin aldatıldığına inanıyor ve bunu da şu sözlerle ifade ediyor: "Şahsen Türkiye ile dürüst olunması gerektiği inancındayım. AB devlet ve hükümet başkanları 1999'daki Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'ye adaylık statüsü verdiler. Bu siyasi bir olgudur."

Sonuç olarak diyeceğimiz şu: Avrupalılar değişmediler, değişmeyeceklerdir. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, Avrupalılar yine "kinim dinimdir" diyeceklerdir. Peki, AB'ye girmek istiyenler ne diyorlar? İşte bunu tam olarak anlamış değiliz. Anlayan varsa beri gelsin.