logo
24 NİSAN 2025

Avrupa bataklığı/ Burak EVCİ

17.01.2007 00:00:00
1960'ların başından beri Avrupa'nın kapısındayız ne girebildik ne çıkabildik! Tam çıkacak gibi oluyoruz bizi tekrar içine çekiyor. Türkiye'nin başka bir alternatife yönelmesinden korkuyorlar, aksi takdirde, Türkiye kendi liderliğini yapacağı yeni bir birlik kuracaktır.Biri sizi bir kez kandırırsa suç onundur ama ikinci kez kandırırsa suç sizindir. Bunu anlamayanları basiretsiz diye addedeceğim ama çok hafif kalacağı kanaatindeyim. Kim iktidara gelirse gelsin bir öncekine nazire yaparcasına AB müktesebatını uygulamak için telafisi mümkün olmayan tavizler veriyor. Sanal mevzularla gündemi işgal eden kartel medyası da onların ibrikçiliğini yapmak için birbirleriyle kıyasıya bir yarışa tutuşmuşlar. Televizyon müptelası halkımız her şeyin günlük gülistanlık gittiğini zannededursun işin arka planı çok vahim? Avrupa duruma o kadar hakim ki açık açık birliğe almayacaklarını zikrediyorlar buyurun maddeler halinde ele alalım:1) 6 Ekim ilerleme Raporu'nun 2. maddesinde hukukun temel ilkelerinden iyi niyet kuralına aykırılığın mevzu bahis olmasına rağmen müzakerelerin sonucunun önceden garanti edilemeyeceği, açık uçlu bir süreç olduğu, ileride farklı seçeneklerin gündeme getirileceği zımnen belirtiliyor.2) 3. maddede "Birliğin Türkiye'yi hazmetme kapasitesi gerek Türkiye gerek birliğin çıkarları açısından göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husustur" denilerek hazmetme (sindirme) kavramı yeni bir şart olarak Türkiye'nin önüne tercihli olarak konulmuştur ve mali açıdan mı, sosyo-kültürel açıdan mı, ekonomik açıdan mı, siyasi açıdan mı bir süreç olacağı açıkça belirtilmemiştir. Bu iki madde beraber değerlendirildiğinde şeksiz şüphesiz görülecektir ki Türkiye'ye tam üyelik dışında diğer seçenekler dayatılmak istenmektedir. (İmtiyazlı Ortaklık veya Özel Statü) Kişilerin serbest dolaşımı tarımsal-yapısal fonlara getirilen kalıcı sınırlamalar da bu seçenekleri desteklemektedir.3) Bilindiği gibi, Kıbrıslı Türkler'in, Türkiye'nin ve AB'nin açık desteğine rağmen Annan Planı Rumlar tarafından reddedilmesi sebebiyle hayata geçirilememiştir. Hal böyle iken Rumlar çözümü reddeden taraf olarak adeta AB tarafından ödüllendirilerek AB'ye alınmışlardır ve adanın tek siyasi temsilcisi olarak kabul edilmiştir. AB KKTC'ye vaat ettiği güvenceleri yerine getirmeyerek siyasi ve ekonomik olarak fiilen tasfiye sürecine sürüklemiştir ve tabela devleti haline getirmeyi amaçlamaktadır.Ayrıca ek protokolün imzalanmasıyla Türkiye'nin KKTC ile olan tüm ticari ve mali ilişkileri ciddi sekteye uğrayacaktır.4) 7. madde Türkiye'nin Dış Politikası'nın Birlik ve üye devletler tarafından kabul edilen politikalar ve tutumlarla tedricen uyumlu hale getirmesini öngörmektedir.Bu maddenin asıl amacı Güney Kıbrıs'ın NATO'ya girişi önündeki Türkiye'nin en büyük kozu olan veto hakkını kaldırmaktır. Ve bu madde ileride Türkiye'nin Kıbrıs'ta işgalci olduğunu ve 7. maddeye uygun davranarak adadan askerlerini çekmesini talep etmesi gündeme gelebilecektir.5) 10. madde de şimdiye kadar hiçbir üye devlete yapılamayan bir uygulamayla müktesebatın neler içerdiği ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Ve bunun altında siyasi amaçlar yatmaktadır. Avrupa Parlamentosu'nun "Tavsiye" ve "Görüş"lerinin hiçbir üye devlete hukuken bağlayıcı etkileri olmamasına rağmen Türkiye'ye karşı bunlar da bağlayıcı hale getirilmek isteniyor. Bu "Dürüstlük ve Eşit İşlem İlkesine" aykırılık teşkil eder.Bu maddeyle de özellikle Avrupa Parlamentosu'nun Ermeni Soykırımı ve Kıbrıs konularında aldığı kararlara Türkiye'nin uyması talep edilecektir.6) 11. madde Türkiye tarafından imzalanan ve üyeliğin yükümlülüklerine aykırı olan tüm uluslararası antlaşmaların geçersiz hale geleceğini öngörmektedir. Türkiye ve KKTC arasındaki bütün antlaşmalar geçersiz sayılacak. Bu madde kapsamında değerlendirilmesi gereken bir diğer husus Lozan Antlaşmasına ilişkindir. AB Komisyonu'nun yayınladığı 3 Ekim 2004 tarihli İlerleme Raporu'nda Azınlık Hakları, Kültürel Haklar ve Azınlıkların Korunması ile ilgili bölümünde Yahudi, Ermeni ve Rumların yanı sıra Kürtlerin ve Alevilerin azınlık sayılması ile ilgilidir. AB böylece Lozan'ı tanımamakta din, dil, etnik ve kültürel farklılıkları esas alarak yeni azınlıklar oluşturmak istemektedir. Ayrıca bu madde 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi açısından da tehlike oluşturmaktadır.7) 12. maddenin 4. paragrafı kişilerin serbest dolaşımı, yapısal politikalar ve tarım alanında kalıcı kısıtlamaların getirilebileceğini öngörmektedir. Yine bu madde de tam üyeliğin dışında farklı bir statünün düşünüldüğünü göstermektedir. Netice itibariyle AB müktesebatına uygun tam üyeliğin mümkün olmadığı görülmektedir. Bu özel statü "İmtiyazlı Ortaklığın" veya "İkinci Sınıf Üyeliğin" öngörüldüğünü göstermektedir.Öte yandan AB'ye üye olmayıp Gümrük Birliği'ne üye olan tek ülke Türkiye'nin bu durumu yeniden gözden geçirmesi kaçınılmazdır. Zira bir ülkenin ekonomik iradesinin temsil edilmediği bir kuruma yıllarca teslim etmesi, hem ekonomi biliminin kurallarına hem de uluslar arası ilişkilerin ve siyasetin doğasına aykırıdır.Görüldüğü üzere ne Annan'ın planları Kıbrıs'ı kurtarmaya yetmiş ne de hükümetin verdiği tavizleri, başbakanın ümitvar açıklamaları AB'nin taassubunda değişiklik yaratmıştır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
Bosna Hersek'te neler oluyor?
Gerginlik, iç savaşa dönüşür mü?
Erdoğan'dan İstanbul depremi açıklaması
'Kentsel dönüşüm projelerini süratle...'
Kıbrıs mesajı
'Kıbrıs hiçbir zaman Rum adası olmamıştır'
DEM Parti heyeti Adalet Bakanı ile görüştü
Ertelenen görüşme gerçekleşti
Yenidoğan çetesi davası
Davanın 4. duruşması sürüyor
Onlarca şehit daha
İsrail Gazze'de katliama devam ediyor
Artçılar sürüyor
Sayıları 300'e yaklaştı
ABD'de 12 eyalet Trump yönetimine dava açtı
"Gümrük vergileri sonlandırılsın"
Büyük İstanbul depremi ne zaman olabilir?
İstanbul bu depreme hazırlıklı mı?
Trump'tan Rusya-Ukrayna müzakereleri ile ilgili açıklama
"Rusya ile anlaştık, sıra Zelenskiy'de"
Depremi ABD'li GPS SATURN gemisi mi tetikledi?
DMM o iddiayı yanıtladı
15 km uzunluğunda 9.5 km genişliğinde
AFAD kırılan segmenti açıkladı
İstanbul'da 3,7 büyüklüğünde deprem
Artçı sarsıntılar devam ediyor
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bilgilendirdi
"127 artçı deprem meydana geldi"
Marmara'da risk bitmedi
"Büyük parça kırılmadı"
Bosna Hersek'te neler oluyor?
Gerginlik, iç savaşa dönüşür mü?
Erdoğan'dan İstanbul depremi açıklaması
'Kentsel dönüşüm projelerini süratle...'
Kıbrıs mesajı
'Kıbrıs hiçbir zaman Rum adası olmamıştır'
DEM Parti heyeti Adalet Bakanı ile görüştü
Ertelenen görüşme gerçekleşti
Yenidoğan çetesi davası
Davanın 4. duruşması sürüyor
Onlarca şehit daha
İsrail Gazze'de katliama devam ediyor
Artçılar sürüyor
Sayıları 300'e yaklaştı
ABD'de 12 eyalet Trump yönetimine dava açtı
"Gümrük vergileri sonlandırılsın"
Büyük İstanbul depremi ne zaman olabilir?
İstanbul bu depreme hazırlıklı mı?
Trump'tan Rusya-Ukrayna müzakereleri ile ilgili açıklama
"Rusya ile anlaştık, sıra Zelenskiy'de"
Depremi ABD'li GPS SATURN gemisi mi tetikledi?
DMM o iddiayı yanıtladı
15 km uzunluğunda 9.5 km genişliğinde
AFAD kırılan segmenti açıkladı
İstanbul'da 3,7 büyüklüğünde deprem
Artçı sarsıntılar devam ediyor
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bilgilendirdi
"127 artçı deprem meydana geldi"
Marmara'da risk bitmedi
"Büyük parça kırılmadı"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.