Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin kaynaklarının 10 Türkiye'yi bakabileceğine işaret ederek, "At sahibine göre kişner. Eğer sen bunu bilirsen yaparsın, bilemezsen yapamazsın. Allah'ın izniyle biz bu işin altından kalkacağız" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin ekonomik meselelerini halletmenin çok basit ve kolay olduğuna işaret ederek, "Her zaman ifade ediyoruz: At sahibine göre kişner. Eğer sen bunu bilirsen yaparsın, bilemezsen yapamazsın. Allah'ın izniyle biz bu işin altından kalkacağız" dedi.Sayın Başbakan'a yayınlar yoluyla defalarca 'karşılıksız danışmanlık' çağrısında bulunduklarını ifade eden BTP Lideri, "Millet de rahat etsin, biz de rahat edelim. Ama o bunu duymazlıktan geldi. Ancak birileri ve bazı partiler bizim görüşlerimize sahip çıkınca, eteği tutuşmaya başladı. Şimdi kabul etse de ona danışmanlık yapmam. Danışmanlık yapmam ama hocalık yaparım" şeklinde konuştu. Türkiye'de tarımın battığını, hayvancılığın aradan çıktığını, ormancılık adına birşey kalmadığını dile getiren Prof. Dr. Baş, "Pazarda, çarşıda herkes şikayet ediyor. Bakkalı, manavı, işportacısı kimi görüyorsanız yaka silkiyor. Böyle bir dönemde Türkiye'nin meselesi ekonomik sorunları çözmek olması gerekirken; Ergenekon ile, Balyoz ile uğraşılıyor, olaylar saptırılıyor. Ergenekon ile, Balyoz ile uğraşan adam milletin derdine çare bulamaz. Bir ihtilal ki olmak bilmiyor. 2001'de olacak, 2002'de olacak, 2003'te olacak. Projeleri bilmem nerede bulunacak. Benim bildiğim ihtilalde adam ayağa kalkar, 'otur' der, oturursun. Bunun kuralı budur. Ayağa kalkan yok, ihtilalden bahsediliyor."
Herkes konuşsunGeçmişte 'herkes konuşsun' dediklerini vurgulayan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, şunları kaydetti: "Asker de konuşsun. Madem o halinden endişe ediyorsun, niyetini dışarı vursun. O da tatmin olsun, sen de tatmin ol! Böyle bir tehdit yok, Böyle bir tehdit algılaması ortaya çıksın ki, ben tarımda, ticarette, hayvancılıkta yaşanan sıkıntıları örteyim. Şu anda milletin gündeminde tarım ve hayvancılık var mı? Yok ancak 'kasap'a gittiğimizde gündeminde hayvancılık var. Etin kilosu 27 TL'ye çıkmış. Sen iktidar olarak bunu çözeceksin. Sen bunu çöz, erkekse öteki harekat yapsın. Yapamaz. Generaller onların olmadığı kadar biz demokratız diyorlar. Kim bunu yapmış diye adres istiyorlar. Sayın Başbakan gitsin onlardan demokrasi dersi alsın. Böyle bir tehdit yok. Sen açıyorsun telefonu, Genelkurmay Başkanı karşılık veriyor."
Dünya kendini aldatıyor"Dünya işsizliği azaltmak bir yana işsizliği durduramıyor. Siz ise 'sıfır' işsizlik diyorsunuz" sorusu üzerine ise Prof. Dr. Baş, şu şekilde cevap verdi: "Sırtını kıbleye dönersen batar gidersin, yüzünü dönersen kurtarırsın. Bugün dünya kendini aldatıyor. Başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri desteğini bankadan yana koyuyorlar. Bankacılık kesimi toplam nüfusun yüzde 1'i bile değil. Kredi muslukları bunlara açılıyor. Bütün imkanlar bankalar için seferber ediliyor. Yüzde 99 vatandaşın cebi boş. Şimdi kriz vatandaşın bizzat yaşadığı hayatın kendisi... Aç, susuz, biçare olan vatandaş veresiye alıyor, ödeyemiyor. Bugün Türkiye dahil dünyanın genelinde tüketim problemi var. Tüketici hamaldır, emeklidir, işçidir, memurdur, ormancısıdır, sizsiniz, benim. Vatandaşın cebinde para olmazsa, pazarcı, bakkal, esnaf nasıl iş yapacak. Pazardaki esnaf iş yapamazsa, onun mal aldığı üretici de iş yapamaz. Böylece senetler, çekler ödenmez. Bunun sonucunda stoklar artıyor. Bunun adına Türkiye'de 'ekonomi büyüyor' diyorlar. Böyle bir Türkiye'de meselelerin halledilmesi asla mümkün değildir. Bizim tezimiz tüketen insanlara, onların cebine para koyma mantığına oturduğu için, -şimdi beni işçiler, emekliler, tüm kesimler iyi dinlesin- ben sizin cebinize para koyacağım. Bakın sermayenin tamamı yüzde 1'in cebine akıyor. Seçim zamanı şu veya bu parti altında yanınıza geliyorlar, amaçları zenginliklerini devam ettirmek."
Çare içinizden çıktı"Bir tane adam çıktı içinizden, kendi adamınızı dinlemiyorsunuz" şeklinde sitemde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, bu duruma hayret ettiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Adil paylaşım, diyorum. Herkese vatandaşlık maaşı verilecek. O yüzde 1'lik kesimin aldığını ben size dağıtsam her biriniz 1000 TL maaş alırsınız. Sayın Başbakan bu insanları bildiği halde nasıl bu para millete verilemez diyebilir ki? Önce kendi hısımlarına gitsin, onların hesaplarına baksın, ondan sonra Haydar Hoca doğru mu diyor yanlış mı ortaya çıkar. Esnafımız, köylümüz, çiftçimiz şunu iyi bilsin: Ben sizin hakkınızı zamanında hortumlayıp milleti sülük gibi emenlerden alıp sizlere vermek için yola çıktım. Ben halkın davasını yürütüyorum. Gelsenize... Yapalım. Bana deyin ki, 'sen şu şu sebeplerden dolayı bunu yapamazsın. Öyle 'yapamazsın' gibi boş laf değil. Mantıken, ilmen izah edeceksin. Kamuoyu huzurunda ortaya çıkacaksın. Dedikoduvari şurada burada konuşmayacaksın. Türkiye'nin kaynakları 10 Tane Türkiye bakar. Bir programımda bir Gümüşhane ile Türkiye'yi 100 sene idare ederim, dedim. Gümüşhane'de altın rezervi var. Dahası dünyanın en kaliteli mermer yatakları bulunmaktadır. 2 trilyon dolar değerinde ham mermer var. İşlendiğinde 20 trilyon dolar ediyor. Bir Gümüşhane'nin taşı 20 sene bu ülkeyi bakar. 1973 yılında Isparta'da öğretmendim. Mevlana'yı anma törenlerine gitmiştim. Anna Masala isminde İtalyan Şarkiyat Profesörü geldi, bize "Siz Türkler hazine üzerinde oturmuş dilenciye benziyorsunuz" dedi. Neden? Sizde öyle büyük zatlar var ki, Hacı Bektaşi Velisi var, Mevlanası var, Yunusu var... Bunlar büyük zatlar, büyük hazine. Bu kültür mirasını o zaman Anna Masalla isimli kadın söyledi. Ben de şimdi, Ekonomi mirasından bahsediyorum. Hazine üzerinde oturmuş dilenciden daha kötüyüz. Başta Saadet Partisi olmak üzere partiler bizim tezimize geliyorlar. Gelecekler, aklın yolu bir. Bu işin içinden başka türlü çıkılmaz."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin ekonomik meselelerini halletmenin çok basit ve kolay olduğuna işaret ederek, "Her zaman ifade ediyoruz: At sahibine göre kişner. Eğer sen bunu bilirsen yaparsın, bilemezsen yapamazsın. Allah'ın izniyle biz bu işin altından kalkacağız" dedi.Sayın Başbakan'a yayınlar yoluyla defalarca 'karşılıksız danışmanlık' çağrısında bulunduklarını ifade eden BTP Lideri, "Millet de rahat etsin, biz de rahat edelim. Ama o bunu duymazlıktan geldi. Ancak birileri ve bazı partiler bizim görüşlerimize sahip çıkınca, eteği tutuşmaya başladı. Şimdi kabul etse de ona danışmanlık yapmam. Danışmanlık yapmam ama hocalık yaparım" şeklinde konuştu. Türkiye'de tarımın battığını, hayvancılığın aradan çıktığını, ormancılık adına birşey kalmadığını dile getiren Prof. Dr. Baş, "Pazarda, çarşıda herkes şikayet ediyor. Bakkalı, manavı, işportacısı kimi görüyorsanız yaka silkiyor. Böyle bir dönemde Türkiye'nin meselesi ekonomik sorunları çözmek olması gerekirken; Ergenekon ile, Balyoz ile uğraşılıyor, olaylar saptırılıyor. Ergenekon ile, Balyoz ile uğraşan adam milletin derdine çare bulamaz. Bir ihtilal ki olmak bilmiyor. 2001'de olacak, 2002'de olacak, 2003'te olacak. Projeleri bilmem nerede bulunacak. Benim bildiğim ihtilalde adam ayağa kalkar, 'otur' der, oturursun. Bunun kuralı budur. Ayağa kalkan yok, ihtilalden bahsediliyor."
Herkes konuşsunGeçmişte 'herkes konuşsun' dediklerini vurgulayan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, şunları kaydetti: "Asker de konuşsun. Madem o halinden endişe ediyorsun, niyetini dışarı vursun. O da tatmin olsun, sen de tatmin ol! Böyle bir tehdit yok, Böyle bir tehdit algılaması ortaya çıksın ki, ben tarımda, ticarette, hayvancılıkta yaşanan sıkıntıları örteyim. Şu anda milletin gündeminde tarım ve hayvancılık var mı? Yok ancak 'kasap'a gittiğimizde gündeminde hayvancılık var. Etin kilosu 27 TL'ye çıkmış. Sen iktidar olarak bunu çözeceksin. Sen bunu çöz, erkekse öteki harekat yapsın. Yapamaz. Generaller onların olmadığı kadar biz demokratız diyorlar. Kim bunu yapmış diye adres istiyorlar. Sayın Başbakan gitsin onlardan demokrasi dersi alsın. Böyle bir tehdit yok. Sen açıyorsun telefonu, Genelkurmay Başkanı karşılık veriyor."
Dünya kendini aldatıyor"Dünya işsizliği azaltmak bir yana işsizliği durduramıyor. Siz ise 'sıfır' işsizlik diyorsunuz" sorusu üzerine ise Prof. Dr. Baş, şu şekilde cevap verdi: "Sırtını kıbleye dönersen batar gidersin, yüzünü dönersen kurtarırsın. Bugün dünya kendini aldatıyor. Başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri desteğini bankadan yana koyuyorlar. Bankacılık kesimi toplam nüfusun yüzde 1'i bile değil. Kredi muslukları bunlara açılıyor. Bütün imkanlar bankalar için seferber ediliyor. Yüzde 99 vatandaşın cebi boş. Şimdi kriz vatandaşın bizzat yaşadığı hayatın kendisi... Aç, susuz, biçare olan vatandaş veresiye alıyor, ödeyemiyor. Bugün Türkiye dahil dünyanın genelinde tüketim problemi var. Tüketici hamaldır, emeklidir, işçidir, memurdur, ormancısıdır, sizsiniz, benim. Vatandaşın cebinde para olmazsa, pazarcı, bakkal, esnaf nasıl iş yapacak. Pazardaki esnaf iş yapamazsa, onun mal aldığı üretici de iş yapamaz. Böylece senetler, çekler ödenmez. Bunun sonucunda stoklar artıyor. Bunun adına Türkiye'de 'ekonomi büyüyor' diyorlar. Böyle bir Türkiye'de meselelerin halledilmesi asla mümkün değildir. Bizim tezimiz tüketen insanlara, onların cebine para koyma mantığına oturduğu için, -şimdi beni işçiler, emekliler, tüm kesimler iyi dinlesin- ben sizin cebinize para koyacağım. Bakın sermayenin tamamı yüzde 1'in cebine akıyor. Seçim zamanı şu veya bu parti altında yanınıza geliyorlar, amaçları zenginliklerini devam ettirmek."
Çare içinizden çıktı"Bir tane adam çıktı içinizden, kendi adamınızı dinlemiyorsunuz" şeklinde sitemde bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, bu duruma hayret ettiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Adil paylaşım, diyorum. Herkese vatandaşlık maaşı verilecek. O yüzde 1'lik kesimin aldığını ben size dağıtsam her biriniz 1000 TL maaş alırsınız. Sayın Başbakan bu insanları bildiği halde nasıl bu para millete verilemez diyebilir ki? Önce kendi hısımlarına gitsin, onların hesaplarına baksın, ondan sonra Haydar Hoca doğru mu diyor yanlış mı ortaya çıkar. Esnafımız, köylümüz, çiftçimiz şunu iyi bilsin: Ben sizin hakkınızı zamanında hortumlayıp milleti sülük gibi emenlerden alıp sizlere vermek için yola çıktım. Ben halkın davasını yürütüyorum. Gelsenize... Yapalım. Bana deyin ki, 'sen şu şu sebeplerden dolayı bunu yapamazsın. Öyle 'yapamazsın' gibi boş laf değil. Mantıken, ilmen izah edeceksin. Kamuoyu huzurunda ortaya çıkacaksın. Dedikoduvari şurada burada konuşmayacaksın. Türkiye'nin kaynakları 10 Tane Türkiye bakar. Bir programımda bir Gümüşhane ile Türkiye'yi 100 sene idare ederim, dedim. Gümüşhane'de altın rezervi var. Dahası dünyanın en kaliteli mermer yatakları bulunmaktadır. 2 trilyon dolar değerinde ham mermer var. İşlendiğinde 20 trilyon dolar ediyor. Bir Gümüşhane'nin taşı 20 sene bu ülkeyi bakar. 1973 yılında Isparta'da öğretmendim. Mevlana'yı anma törenlerine gitmiştim. Anna Masala isminde İtalyan Şarkiyat Profesörü geldi, bize "Siz Türkler hazine üzerinde oturmuş dilenciye benziyorsunuz" dedi. Neden? Sizde öyle büyük zatlar var ki, Hacı Bektaşi Velisi var, Mevlanası var, Yunusu var... Bunlar büyük zatlar, büyük hazine. Bu kültür mirasını o zaman Anna Masalla isimli kadın söyledi. Ben de şimdi, Ekonomi mirasından bahsediyorum. Hazine üzerinde oturmuş dilenciden daha kötüyüz. Başta Saadet Partisi olmak üzere partiler bizim tezimize geliyorlar. Gelecekler, aklın yolu bir. Bu işin içinden başka türlü çıkılmaz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.