Ülkemizde faiz oranlarının yükseklerde uçtuğu herkesin malumudur.
Neden ülkemizde faizler yüksek? Her ne kadar "piyasaları kontrol altına almayı amaçlıyoruz" dense de ben bazı kesimlerin bu argümanı kullanarak rant elde etmelerinin asıl unsur olduğunu düşünüyorum.
"Piyasaları kontrol altına almak" iddiasına menşe olan piyasa hangi piyasadır? Kontrol altına alınması gereken sade vatandaş ise zaten piyasaya çıkacak otobüs bileti parası yok ki sokağa veya piyasaya çıkabilsin. Sanayici iş yerini kapamış, çiftçinin tohum alacak parası yok. Hastanın ilaç alacak parası yok. Bu kesimlerin hareket kabiliyeti yok edilmiş olduğu için zaten kontrol altındalar.
Asıl sorun devletten alacağı olan tefeci takımıdır. Problem de hazinenin, önceki tarihlerde ihalelerle bunlardan aldığı ve ödeme günü gelen borçlarıdır. Bu tefeci takımı devletten günü gelen alacağını alıp piyasalara döndüğünde tehdite başlıyor. Doğru dolara yöneliyor. Doların fiyatını uçuranlar bunlar. Devletten yüksek miktardaki alacaklarını şantaj olarak kullanıyorlar. Daha yüksek faiz ver yoksa dengelerini alt üst ederim demek istiyorlar.
Yöneticilerde bunlara boyun eğiyorlar.
Yıllardır faiz oranlarını bu tefeci takımı belirliyor. Nasıl mı?
Hazine ihale ile para toplamaya talep açıyor. Bu rantiyeciler hazinenin internet sitesindeki ekranına paralarını vermek istedikleri faiz oranlırın yazıyorlar. Açıkça benim fiyatım bu. İşine gelirse diyorlar. Yüksek yüksek oranlar yazıyorlar.
(Dolara yönelirlerse piyasalar alt-üst olur. Bunların isteğini kabul etmemiz lazım) şeklindeki şantaja devlet boyun eğmektedir.
Tekrar söylüyorum herkesin açıkça bilmesi lazımdır ki; vatandaşın dövize yönelmesiyle fiyatlar asla uçmaz vatandaşın elinde para yok ki. Piyasalardaki toplam para 9.4 katrilyondur. Bunun cüz'i bir kısmı vatandaştadır. Bu miktarzaten normal hayatı döndürmeye yetmiyor. Nasıl dolara etki edecek ki?
Asıl sorun tefeci takımının devletten alacağı iç borç miktarıdır ki 122 katrilyondur.
Devleti tehdit eden, bu kendi küçük ama alacağı büyük kesimdir. Bu kesimin işi paradan para kazanmaktır. Borsa, döviz ve faiz üçgeninde döner dururlar. Hangisinde rant görürlerse ona yönelir o piyasaları alt üst ederler.
Bu kesimin ülke ekonomisine ne faydası var? Yatırım ve üretimle hiçbir ilgileri olduğunu görmüyorum. Günlerg elip geçiyor. Yıllar gelip geçiyor. Günü birlik alım-satım yaparak piyasalara bir girip bir çıkıyorlar. Sürekli spekülasyon yapıyorlar. Şimdilerde faizdeler. Uzun vadeli yatırım ve üretime yönelmiyorlar. Yatırıma yönelmemeleri belkide hazineni onların istediği yüksek faizi kabul etmesindendir. Devlet onların tehdidinden kurtulmadıkça piyasalar istikrar gelmeyecek.
Bu rantiyeci kesimin içinde bürokratlar, siyasiler ve etkin iş çevrelerinin olması bu kumpasın bozulmamasının en önemli nedenidir.
Bu mantık devlete hakim olmaya devam ettikçe bu soygun devam edecek.
Devlet çökse de umurlarında değil. Yanlış düşünüyorsam biri beni ayıktırsın.
Millet adına vurguna birinin dur demesi gerek. Bu el koyacak olanın BTP'den başkası olacağını düşünüyorsak çoook bekleriz. Çünkü BTP'nin faizde parası yok.
Neden ülkemizde faizler yüksek? Her ne kadar "piyasaları kontrol altına almayı amaçlıyoruz" dense de ben bazı kesimlerin bu argümanı kullanarak rant elde etmelerinin asıl unsur olduğunu düşünüyorum.
"Piyasaları kontrol altına almak" iddiasına menşe olan piyasa hangi piyasadır? Kontrol altına alınması gereken sade vatandaş ise zaten piyasaya çıkacak otobüs bileti parası yok ki sokağa veya piyasaya çıkabilsin. Sanayici iş yerini kapamış, çiftçinin tohum alacak parası yok. Hastanın ilaç alacak parası yok. Bu kesimlerin hareket kabiliyeti yok edilmiş olduğu için zaten kontrol altındalar.
Asıl sorun devletten alacağı olan tefeci takımıdır. Problem de hazinenin, önceki tarihlerde ihalelerle bunlardan aldığı ve ödeme günü gelen borçlarıdır. Bu tefeci takımı devletten günü gelen alacağını alıp piyasalara döndüğünde tehdite başlıyor. Doğru dolara yöneliyor. Doların fiyatını uçuranlar bunlar. Devletten yüksek miktardaki alacaklarını şantaj olarak kullanıyorlar. Daha yüksek faiz ver yoksa dengelerini alt üst ederim demek istiyorlar.
Yöneticilerde bunlara boyun eğiyorlar.
Yıllardır faiz oranlarını bu tefeci takımı belirliyor. Nasıl mı?
Hazine ihale ile para toplamaya talep açıyor. Bu rantiyeciler hazinenin internet sitesindeki ekranına paralarını vermek istedikleri faiz oranlırın yazıyorlar. Açıkça benim fiyatım bu. İşine gelirse diyorlar. Yüksek yüksek oranlar yazıyorlar.
(Dolara yönelirlerse piyasalar alt-üst olur. Bunların isteğini kabul etmemiz lazım) şeklindeki şantaja devlet boyun eğmektedir.
Tekrar söylüyorum herkesin açıkça bilmesi lazımdır ki; vatandaşın dövize yönelmesiyle fiyatlar asla uçmaz vatandaşın elinde para yok ki. Piyasalardaki toplam para 9.4 katrilyondur. Bunun cüz'i bir kısmı vatandaştadır. Bu miktarzaten normal hayatı döndürmeye yetmiyor. Nasıl dolara etki edecek ki?
Asıl sorun tefeci takımının devletten alacağı iç borç miktarıdır ki 122 katrilyondur.
Devleti tehdit eden, bu kendi küçük ama alacağı büyük kesimdir. Bu kesimin işi paradan para kazanmaktır. Borsa, döviz ve faiz üçgeninde döner dururlar. Hangisinde rant görürlerse ona yönelir o piyasaları alt üst ederler.
Bu kesimin ülke ekonomisine ne faydası var? Yatırım ve üretimle hiçbir ilgileri olduğunu görmüyorum. Günlerg elip geçiyor. Yıllar gelip geçiyor. Günü birlik alım-satım yaparak piyasalara bir girip bir çıkıyorlar. Sürekli spekülasyon yapıyorlar. Şimdilerde faizdeler. Uzun vadeli yatırım ve üretime yönelmiyorlar. Yatırıma yönelmemeleri belkide hazineni onların istediği yüksek faizi kabul etmesindendir. Devlet onların tehdidinden kurtulmadıkça piyasalar istikrar gelmeyecek.
Bu rantiyeci kesimin içinde bürokratlar, siyasiler ve etkin iş çevrelerinin olması bu kumpasın bozulmamasının en önemli nedenidir.
Bu mantık devlete hakim olmaya devam ettikçe bu soygun devam edecek.
Devlet çökse de umurlarında değil. Yanlış düşünüyorsam biri beni ayıktırsın.
Millet adına vurguna birinin dur demesi gerek. Bu el koyacak olanın BTP'den başkası olacağını düşünüyorsak çoook bekleriz. Çünkü BTP'nin faizde parası yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020