Asil mesele kaynadı gitti

Trabzon'da öldürülen Katolik papazın Trabzonlu gençlere dolar dağıttığı, para vererek hacı amcanın oğlunu, hacı teyzenin kızını kiliseye çekmeye çalıştığı hakikati gürültüler arasında kaynayıp gitti.AKP'nin Trabzon kadın kolları yönetiminde olan bir bayanın oğlu olan bu katil zanlısı çocuk hakkında elbette bütün araştırmalar, soruşturmalar yapılmalıdır. Cinayetle ilgili en ufak bir ayrıntı bile gizli kalmamalıdır. Fakat bir şey daha araştırmalı soruşturmalıdır; papazın para dağıtma meselesi...Daha önce abartılıyor, dedikodular ciddiye alınıp haber yapılıyor denilen bu mesele, gençlerimizi para karşılığı kiliseye çekme çalışmaları, bu cinayetle tescillenmiş oldu. Devletin emniyet birimlerinin kayıtlarında cinayetin sebebi olarak yer aldı. Daha önce defalarca söz konusu papazdan para alan genç, en son talebinin karşılanmaması üzerine tartıştıklarını beyan ediyor.Şimdi, özellikle Trabzon merkezde oturan bütün veliler, oğul sahipleri, kız sahipleri ciddi bir araştırma istemelidir. Kendi çocukları da bu misyoner papazın tuzağına düşmüş müdür, ağına takılmış mıdır?Müslüman mahallesinde yer alan bir kilise ve bu kilisede güya din adamlığı yapan bir papaz, mahalledeki Müslüman çocuklara ne parası veriyor ve bu değirmenin suyu nereden geliyor?Trabzon'daki Katolik kilise bu cürm-ü meşhudun yanı ispatlı şahitli bu suçun üzerine yatacak mı? Bol keseden dolar dağıtarak boyunlarına haç taktığı Ayşelerin, Ahmetlerin hali nice olacak? Ailelerin hali ne olacak? Yoksa kiliselerin, bulunduğu yerlerdeki Müslüman halkın çocuklarını kiliselere çekmek için kullandıkları fonları, örtülü ödeneklerimi var? Papazların, kendi cemaatleri ile ilgilenmeleri dışında para karşılığı Müslüman çocukların boyunlarına haç takma gibi bir görevleri de mi var? Böyle bir yasal hakları ve görevleri varsa bilelim de çocuklarımızı bu tuzaktan uzak tutalım."Zaten adam öldü gitti üstünü örtelim gitsin" diyenler çıkabilir. Çıkabilir ne demek, sürüsüne bereket... Fakat kesinlikle es geçilmemelidir. Yerine gelende aynı şeyi yapabilir ve diğer illerdeki kiliselerin parasal ilişkileri mutlaka araştırılmalıdır.Zaman gazetesinden Ali Bulaç "adil değerlendirme" başlığı altında hiç de adil olmayan bir değerlendirme yapmış, diyor ki; "Trabzon'daki cinayet bütün İslam dünyası içinde Türkiye'yi en çok şiddete açık, sertliğe yakın ülke konumuna soktu. Belki külahımızı önümüze koyup düşünmemizde fayda var: Bu cinayet gözümüzü, artık fazlasıyla etkisinde kaldığımız anlaşılan tarihi sebeplere ve diğer dinlere karşı takındığımız müsamahasızlığa çevirmemize vesile olmalı." (Zaman.11 Şubat 2006)El insaf, böyle bir değerlendirme nasıl adil olabilir? Sayın Bulaç, fazlası ile etkisinde kaldığımız anlaşılan tarihi sebeplerden bahsediyor. Sayın yazarımız papazın gençlere para dağıttığını, hatta cinayetin para yüzünden işlendiğini duymamış olabilir mi? Hangi tarihten bahsediyor? On beş-yirmi gün öncesi ise tamam. Sonra hangi müsamahasızlıktan bahsediyoruz? Tam da tüm Hıristiyan ülkelerdeki yazılı basında Peygamber Efendimizi terörist olarak tasvir eden karikatürlerin nöbetleşe yayınlandığı bir ortamda, Müslümanların diğer dinlere karşı müsamahasızlığından bahsetmek acaba hangi iz'anın, hangi idrakin ürünüdür?Bir değil, üç değil, beş değil, tam oniki karikatürle İslam Peygamberi Hıristiyanlar tarafından hicvedilmiş, hakarete uğramış ve tüm İslam coğrafyası ayakta ve Zaman'ın Ali Bulaç'ı diğer dinlere karşı müsamahasızlığımızdan bahsediyor.En az papaz cinayeti kadar araştırmaya değer.